Kültürümüzde Yardımlaşma ve Dayanışma
Allah'ın rızası için, karşılık beklemeden yapılan her güzel iş iyiliktir, yardım etmektir; her iyilikte ve yardımda hayır vardır.
İyilik yapmak ve ihtiyacı olanlara yardımda bulunmak güzeldir. İyilik yapan da, yardımcı olunan da mutlu ve huzurlu olur. İnsanların yüzlerindeki, bezgin, yorgun ve durgun ifadeyi yardım ederek mutlu ve canlı bir duruma getirebiliriz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa hiçbir iyiliği hor görme." buyurmaktadır.
İnsanlar arasındaki yardımlaşma ve dayanışma toplum uyumunu, toplumun gücünü arttırır. Huzur, mutluluk, birlik beraberlik olur. İnsanlar arasında dostluk duyguları gelişir, kin, nefret ve haset yok olur.
Kur’an-ı Kerim ve hadislerde yardımlaşmanın önemi üzerinde hassasiyetle durulmuş, insanlar yardımlaşmaya teşvik edilmiştir. Peygamber Efendimiz(s.a.v.) bir hadis-i şerifinde: “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler.” buyurmaktadır.
Yardımlaşma toplum hâlinde yaşamanın sonucudur. Bir insanın tek başına hastane, okul, cami, çeşme, kütüphane gibi hayırlar yapabilmesi zor olabilir. Fakat yardımlaşmayla bütün bu işler ve hatta bunlardan daha fazlası çok kolay yapılabilir. İnsanlar arasında yardımlaşma ve dayanışma düşüncesi ne kadar güçlenirse toplumsal işler de o kadar iyi ve hızlı idare edilir.
“Zenginlik mal çokluğu ile değildir. Asıl zenginlik gönlün zengin olmasıdır.”
İnsanlara iyilik etmek, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille yapmak, insanı Allah sevgisine kavuşturur.
Yoksulluğun sadece ekonomik yönden düşünülmesi yanlış olduğu gibi her insanın zenginliği de farklıdır. Maddî zenginlik, manevî zenginlik, bilgi zenginliği, güç ve kuvvet zenginliği vb. Maddî zenginliği olan parasal yardım yapabilir. Genç olanlar yaşlılara işlerinde yardımcı olabilirler. Rasûlullah (s.a.v.): “Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder.”buyurmaktadır. Eğitimli insanlar bilgiden yoksun olanlara bilgileriyle yardım edebilirler. Boş zamanı çok olanlar da hayır kurumlarında gönüllü çalışarak yardımda bulunabilirler.
Zekât, sadaka ve diğer maddî ve manevî yardımlar, insanların güçlü olmalarında, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarında en büyük etkendir. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalıyız ki hayat güzellikler içinde geçsin.
Türk-İslâm kültüründe yardımlaşma her zaman teşvik edilmiştir. Bizler kültürümüzü yaşayabilirsek ve yaşatabilirsek; kimse mağdur durumda kalmaz.
Yardımlaşma sayesinde devletimiz ve milletimiz kuvvet kazanır…
Naciye BEYZA
YazarHer gün yaptığı yolculuk bugün de başlamıştı. Küreğini tüm gücüyle çekerek balıkların en yoğun olduğu bölgeye ilerledi. Tam ağı atacakken ılık havanın keyfini çıkarmaya ve sandalını denizin sakin sula...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Bir milleti, millet yapan, bir arada tutan, ait olma duygusu veren çok kuvvetli değerleri vardır. İnsanlar değerleri sayesinde bir arada olmasa; dağılmaları, parçalanmaları ve yıkılmaları an meselesid...
Yazar: Naciye BEYZA
Oyun, kendiliğinden şekillenen, birçok şeyi öğrenmemize yarayan, üretkenliğimizi geliştiren ve enerjimizin boşalmasına yarayan bir etkinliktir. Oyun, öğrendiğimiz bilgi ve becerilerin pekiştirmesine y...
Yazar: Naciye BEYZA
Dünya Güneş’in etrafında döner. Mevsimler, Dünya’nın hareketinin sonucudur.Mevsimlerin her biri farklı hava şartları ile bitki örtüsünün oluşumunu sağlıyor.İlkbaharda; hava sıcaklıkları yavaş yavaş ar...
Yazar: Naciye BEYZA