Simitçi Çocuk
İnsan yaratılmışların en üstünüdür. Yüce Allah insanı üstün meziyetlerle donatmış ve sayısız nimetler vermiştir. Göz vermiştir, güzellikleri görüp yaratanı bulmak için...
Kulak vermiştir O'nun emir ve isteklerini duymak ve gereğini yapmak için... El vermiştir, onunla ihtiyaçlarımızı gidermek, fakir ve düşkünlere yardımcı olabilmek için...
Akıl vermiştir, yaratılış gayemizi anlamak ve bize verilen ömrü Allah'ın razı olduğu bir şekilde yaşamak için... Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kısaca başıboş bir varlık olmadığımızı ve bir gayemizin olduğunu bilmemiz lazım.
Hayatta güzel insanlar güzel işler yaparlar. Etraflarına bir mum gibi ışık saçarlar. Düşene el uzatmak, aç olana bir lokma ekmek vermek için didinir dururlar.
Öğretmenimiz; "Bir garibin duasına girin, kurtarırsa o kurtarır." derdi. Büyüklerimiz de bize hep aynı tavsiyelerde bulunurlardı. Bugün babamla beraber okula giderken aracımız arıza yapınca yola yürüyerek devam etmek zorunda kaldık. Yol boyu tatlı bir sohbete dalmıştık ki simitçinin sesiyle sohbete ara verdik.
- Simitçiii! Taze simitlerim var!
- Babacığım, bana simit alır mısın? Mis gibi nasıl da güzel kokuyorlar.
Babamla beraber simitçinin tezgâhına yöneldik. Daha sonra isminin Talha olduğunu öğrendiğimiz, ortaokula giden, 12-13 yaşlarında, pantolonunun dizleri yırtılmış, kıvırcık saçlı bir çocuk bizi karşıladı:
- Buyrun amcacığım, kaç tane istersiniz?
- İki tane evladım. Buyur paranı da alıver buradan.
- Amca biraz bekler misiniz, parayı bozduracağım.
- Gerek yok evladım, üzeri kalsın.
- Hayır amca, olmaz. Ben hakkım olandan fazlasını alamam. Ben babama söz verdim...
Babamın ısrarlarına rağmen simitçi çocuk parayı bozdurup üzerini babama verdi. Onun bu davranışı çok hoşumuza gitmişti. Babam:
- Evladım akşam evine giderken müsaitseniz beni de götürür müsün? Seni yetiştiren aileni tanımak istiyorum.
- Amcacığım, babamı iki ay önce kaybettik. Ben annem ve üç kardeşimle beraber kalıyorum. Buyurun bir çayımızı içersiniz.
Akşam olunca annemi de alarak simitçi çocuğun evine gittik. Ellerimiz boş gitmemiştik. Ailenin maddî zorluklara rağmen güler yüzü ve hoş sohbeti bizleri çok memnun etmişti. Sıra gecenin sürprizine gelmişti. Babam gün içinde maddî durumu çok iyi olan yakın arkadaşı Tahir Amca ile görüşüp Talha'nın eğitim masraflarının karşılanması sözünü almıştı.
Bu güzel haber tüm aileyi sevince boğmuştu. Talha'nın yüzündeki sevince annesinin gözünden akan sevinç gözyaşları eşlik etmişti. İçimizi tarifi imkânsız bir huzur kaplamıştı.
Evden ayrıldığımızda geride mutlu bir tablo kalmıştı. İyilerin ve iyiliklerin bol olduğu bir dünya dileğiyle...
Esra Elif ŞAHİN
Yazar
Sevgili arkadaşlar, insan, Yüce Allah'ın yarattığı canlılar içinde en değerli ve şerefli olandır. Diğer bütün canlılar çeşitli şekillerde insana fayda sağlamak için yaratılmışlardır. Bütün mahlûk...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
İnsan bir yolcudur, uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmış bir yolcu...Dünya pazarında heybesini güzelliklerle, kullukla doldurup 'sonsuz huzura' kavuşmaya çalışan bir yolcu...Yol vardır, sonunda gül bahç...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Ailece köye dedemlerin yanına gidiyorduk. Heyecanlıydım. Dedem bize Şirin adında bir hayvan aldığını söylemişti. Başka bir şey de dememişti. Merak içindeydim. Kesin küçük bir köpek veya kedi diye düşü...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Yine bir Ramazan günü, akşama ne ile iftar edeceğini düşünerek yürüyordu Ahmet Emre... O yemyeşil ağaçların gölgelediği kıvrım kıvrım okul yolunda... Bir müddet yürüdü, dalgın dalgın, kararsız adımlar...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN