Bir Hoş Sadâ
Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş (Bâkî)
(Bu âleme Hz. Davud gibi bir ses bırak¸ çünkü bu dünyada kalıcı olan güzel bir sestir.
16. asrın yetiştirdiği büyük şairlerden biri de Bâkî'dir. Bâkî yaşadığı asırda Kanunî Sultan Süleyman'a yakın¸ onun hususi iltifatına mazhar olmuş mümtaz şairlerimizdendir. Muhibbî mahlasıyla şiirler yazan Kanunî¸ onun sanatını takdir etmiş¸ hatta Bâkî'nin gazeline nazire bile yazmıştır. Bâkî¸ yaşadığı asırda Sultanü'ş-şuâra (şairler sultanı) unvanını almıştır. İyi bir eğitim görmüş¸ devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış; en çok istediği şeyhülislâmlık mesleğine nail olamadan vefat etmiştir. Bâkî yalnız bir şair değil¸ aynı zamanda iyi bir devlet ve iyi bir ilim adamıdır. Onun¸ şiirlerinin toplandığı Divanından başka¸ Fazâ'il-Cihad¸ Hadîs-i Erbain Tercümesi¸ Fazâ'il-i Mekke gibi eserleri de meşhurdur.
Şiirlerinde¸ yaşadığı asra göre anlaşılır bir dille hikmetli ve sanatlı şiirler söylemiştir. Yukarıya aldığımız beyitte Bâkî¸ şiirdeki telmih¸ tevriye¸ tenasüp¸ mecaz gibi edebî sanatları ustaca kullanıyor. Mesela bâkî kelimesi şiirde şairin hem mahlası (takma adı) hem de kalan¸ kalıcı¸ devamlı¸ sürekli anlamına geçiyor. Beyitteki sadâ ve âvâze birbirleriyle yakından ilgili kelimelerdir. İlerde ayrıntısını vereceğimiz sad⸠başta eser olmak üzere gerçek anlamından farklı anlamlarda kullanılmıştır.
Bilindiği gibi Hz. Davud¸ peygamberliğinin yanı sıra¸ sesinin güzelliği ile de meşhur bir peygamberdir. Asırlar öncesinde yaşamasına rağmen günümüze kadar adı bâkî kalmıştır. Çünkü o¸ dünyaya hoş bir sadâ bırakmıştır. Her yaratılanın mutlaka bir vazifesi vardır. En lüzumsuz görünen küçük bir hayvanın¸ hatta bir çöp parçasının bile yaratılış gayesi vardır. İnsanoğlunun yaratılışı ise hikmetlerle doludur. Çünkü o¸ yaratılmışların içinde en şerefli sayılmış ve diğer canlılar onun emrine verilmiştir. Şu halde insan dünyada diğer eşyaya da hükmeden¸ dolayısıyla onların sorumluluğunu da üstlenen kıymetli bir cevherdir.
İnsanların da her biri farklı özelliklerle yaratılmıştır. Kimi lider ruhludur¸ büyük kitleleri yönetmekle memur edilir; kimi sanatkârdır¸ kimi âmir¸ kimi memur¸ kimi işveren¸ kimi işçi Hepsinin de birbirine karşı sorumlulukları vardır ve hepsi vazifelerini hakkıyla yerine getirdikleri oranda insanlara ve Yaratıcısına olan borcunu ödemeye çalışıyor demektir. Fakat bazı insanlar vardır¸ sıradan vazifelerinin yanı sıra birtakım üstün özellikler gösterir. Yeni bir şey keşfeder¸ icatlarda bulunur¸ eser koyar ortaya.
Bunların adları¸ sanları yıllar¸ asırlar geçse de unutulmaz. Çünkü şairin dediği gibi¸ hoş bir sadâ bırakmıştır insanlığa. İşte bugün devlet adamı olarak Fatih'i¸ Yavuz'u Kanunî'yi; şair-düşünür olarak Mevlânâ'yı¸ Yûnus Emre'yi Fuzûlî'yi¸ Bâkî'yi¸ Mehmet Akif'i¸ Yahya Kemal'i; mimar olarak Koca Mimar Sinan'ı unutmamamız bundandır. Onlar ki ebedî âleme giden sayısız insanın içinde isimleri bâkî kalmış¸ kalmaya da devam edecektir.
Dilimizde ne çarpıcı sözler vardır güzel eser sahipleri için: "At ölür meydan kalır¸ yiğit ölür şan kalır." Demek ki dünyada bâkî olmanın şartı hoş bir sad⸠faydalı bir eser bırakmaktan geçiyor. İnsanı ölümünden sonra takip edecek güzel şeylerden¸ yani sadaka-yı cariye sayılanlardan biri de insanların faydalanabileceği bir eser bırakmak değil midir? Cami¸ okul¸ kütüphane¸ köprü¸ yol gibi insanların faydasına bir eser yaptırmak İnsanların ilminin artmasına sebep olacak bir kitap yazmak¸ estetik zevkini okşayan bir sanat eseri bırakmak Sözümüzü tasavvuf büyüklerinden Hadimî'ye ait bir beyitle noktalayalım:
Kâmil odur ki koya dünyada bir eser
Eseri olmayanın yerinde yeller eser
Vedat Ali TOK
Yazar
(Buhûrîzâde Mustafa) Itrî (1640-1712)Sâyesi düşmez yere bir böyle nahl-i Tûr’sunMihr-i âlem-gîrsin başdan ayağa nûrsunTarîk-i gülzâr-ı âlem, mâlik-i mülk-i âdemMünkîrine mahz-ı mâtem mü’minine s...
Yazar: Vedat Ali TOK
Ferit Kam (1864-1944)Bir mislini getirmiş olsaydı kilk-i kudretBeytü’l-kasîd olurdun manzûme-i cihândaMısrâ’ısın ki sun’un berceste tâ ezeldeFerdiyetinle kaldın dîvân-ı kün fe-kânda Koca Ragıp P...
Yazar: Vedat Ali TOK
Bursalı İsmail Hakkı (1653-1724)Yüzünden okunur “Seb’al-mesânî” yâ RasûlallahGözünden hall olur akd-i maânî yâ RasûlallahSadef-vâr oldu âlem anda sen dürr-i yetîm oldunBulunmaz âlem içre sana sânî yâ ...
Yazar: Vedat Ali TOK
Kapına geldiler ümmet MuhammedDilerler merhamet şefkat Muhammed Nebîlerle velîler bâb-ı Hak’daSeninle buldular kurbet Muhammed Cihâna Hak Teâlâ kıldı ihsânVücudun âyet-i rahmet Muhammed ...
Yazar: Vedat Ali TOK