TEVEKKÜL ESENLİKTİR
Tevekkül¸ Allah'a güven ve teslimiyettir. Her şeye hareket etme kabiliyetin veren Yüce Allah'tır. Onun için tevekkül ehli¸ bütün davranışlarında¸ kendini gasilin elindeki cenaze' gibi kabul eder. İleri derecede olan mütevekkiller ise¸ sadece Allah'ı isterler. Allah'ın gözetim ve keremine olan itimat ve güveni o derece yücelir ki¸ o ileri makamda istemekten bile dilini ve gönlünü muhafaza ederler. Çünkü O'na teslim olmuşlardır
Tevekkül¸ Allah'a güven ve teslimiyettir. Her şeye hareket etme kabiliyetin veren Yüce Allah'tır. Onun için tevekkül ehli¸ bütün davranışlarında¸ kendini gasilin elindeki cenaze' gibi kabul eder. İleri derecede olan mütevekkiller ise¸ sadece Allah'ı isterler. Allah'ın gözetim ve keremine olan itimat ve güveni o derece yücelir ki¸ o ileri makamda istemekten bile dilini ve gönlünü muhafaza ederler. Çünkü O'na teslim olmuşlardır
Sûfîler¸ Allah Resulü ve ashabını kendileri için yegâne örnek telakki ederler. Ashab-ı Kiram da Peygamber (s.a.v) gibi¸ kılık-kıyafete¸ yeme-içmeye önem vermemekte¸ ibadet ve tefekkür için tenha yerleri tercih etmekte¸ tam bir teslimiyet ve tevekkül yaşantısı sürmekteydi. Peygamberimizin ve diğer peygamberlerin hayatlarında tevekkül sahneleri için bizlere yüzlerce örnek tablo vardır.
Putlarının kırılmasından dolayı öfkelenen inkârcılar¸ Hz. İbrahim (a.s)'i ateşe atarak yakmak gibi büyük bir zalimliğe başvururlar. Derler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." (37/Saffat¸ 97.)
Rivayet edildiğine göre¸ Hz. İbrahim ateşe atıldığı sırada¸ Cebrail yanına gelerek "Bir ihtiyacın var mı?" diye sorar. O ise¸ "Sana ise hayır!" cevabını vererek Allah'tan başka hiçbir varlığa bel bağlamadığını¸ imdat dilemek istemediğini ifade eder.
Ateş ancak¸ Allah'ın dilemesi ile "yakma" özelliğine sahip olabilir. Her şeyi yaratan Allah¸ o an ateşe Hz. İbrahim'e karşı "soğuk ve esenlik" (21/Enbiya¸ 69.) olmasını emretmiş¸ inkâr edenlerin tuzaklarını kendi başlarına geçirmiştir:
Allah tüm elçilerine yardım ettiği gibi¸ Hz. İbrahim'e de bu zor anında en güzel şekilde yardım etmiştir. Hz. İbrahim'e kurulan tuzak¸ büyük bir mucizeyle bozulmuştur. İbrahim Peygamber inkâr edenlerin kurdukları bu tuzak karşısındaki dirayetiyle¸ cesaretiyle ve tevekkülü ile müminlere örnektir. Son derece güçlü bir imanı olduğu için başına gelen bütün olayların bir kader üzerine yaratıldığının¸ Allah'ın bir planı olduğunun şuurundadır. Bunun için olumsuz gibi görünen bir olayda da Allah'ın yardımının ve desteğinin her zaman müminlerin yanında olacağını bilmiştir.
Biz Müminlerin de Allah'a olan imanıyla¸ tevekkülü ve güzel ahlakıyla ayetlerde övülen İbrahim Peygamberi kendimize örnek alarak¸ zorluklar karşısında her zaman Allah'a güçlü bir tevekkül göstermemiz ve her şeyi yaratanın Allah olduğunu asla unutmamamız gerekir. Nitekim zarar getireceği düşünülen olayların tümü aslında birer imtihan olarak ve yine müminlerin hayrına gerçekleşmektedir. O halde Müslümanın başına gelebilecek her türlü durumda her zaman Rabbimize dayanıp güvenmesi ve O'nun rızasını kazanmaya gayret etmesi en uygun davranış olacaktır.
Tawakkul is a Welfare
Tawakkul means to resign and trust in Allah. Allah is the one only who makes everything move. So the resigned¸ in their every behaviour¸ must consider themselves as the corpse in the hands of corpse washer.
The Sufis regard the Prophet Muhammad (pbuh) and his companions as the sole model for themselves. Since Hz Muhammad (pbuh) and his companions always disregarded appearance and food¸ and chose the solitude to pray. They were always in resignation to Allah.
The Muslim is the one who always trusts in Allah in any situation and endeavors to get the pleasure of Him.
Sebahaddin ATEŞ
YazarYavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
Şerefimiz, şanımız var Biz ne büyük bir milletiz Al bayrakta kanımız var Biz ne büyük bir milletiz Üç kıtada at koşturduk Akarsuları coşturduk Dağlar, tepeler aştırdık B...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ