SULTANAHMET'TE...
Geçen cuma Babıali, Nuruosmaniye, Sultanahmet ve Ayasofya Meydanı’nı kapsayan güzel bir gezi yaptık. Etrafın farkında olarak İstanbul'un bu tarihî semtlerinde dolaşmayı hep sevmişimdir. Vali Konağı’ndan Babıali Caddesi boyunca yürürken, Nuruosmaniye’ye doğru yöneldik. Caddenin adı Nuruosmaniye Camii’nden geliyor. Cami İstanbul'da barok tarzda yapılan ilk cami olmasının yanında, kubbesi de en büyük camiler arasında yer alıyor. Mimarı Rum Simon Kalfa 174 pencere (32’si kubbede) ile caminin çok fazla ışık almasını sağlamış. Cami bu haliyle çok aydınlık ve ferah bir yapıya sahip. Caminin dışında, Nuruosmaniye Caddesi boyunca yer alan turistik takı ve halı dükkânları da caddeye güzel bir hava katıyor. Oradaki tarihî havayı soluyarak Sultanahmet Meydanı’na doğru yürüdük. Ayasofya Camii ibadete açıldığı günden bu yana, meydan eski hâline göre çok daha kalabalık. Her yerden insanlar, Ayasofya'yı görmek için geliyorlar. Biz cuma namazını kılmak üzere Sultanahmet Camii’ne doğru yöneldik. Kadın cemaatin çoğu turistti. Hoca hutbede, evlenmenin öneminden ve eşlerin ailede geçim için birbirlerine karşı anlayışlı olmalarından bahsettikten sonra bir kıssayla hutbeyi bitirdi: Adamın biri hocasına gidiyor ve karısının ona hayatı zehir ettiğini ve artık ondan boşanmak istediğini söylüyor. Hoca "Bir ay içinde öleceksin zaten, ne boşanması!" deyince adam kalakalıyor. Eve döndüğünde, yakında öleceğini sandığı için kendini ibadete veriyor ve karısı sinirini bozacak ne kadar harekette bulunsa da gözü görmüyor. Bir ay geçince tekrar hocasının yanına gidiyor ve hoca soruyor: "Boşanma işini ne yaptın?" "Öleceğim zaten, ne boşanması?" "Peki, kavga gürültü ne oldu?" "Bitti." "Aferin sana oğlum. Kavga zaten iki diri arasında olur. Demek ki sen karının karşısında nefsini öldürdün ve kavga da bitti. Zaten bir ay içinde de öleceksin ama o ay hangi ay olur Allah bilir." Bu güzel cumayı Sultan Abdülhamit Han ve diğer türbeleri ziyaretle bitirdik.
Raziye SAĞLAM
YazarSevgili çocuk dostlarım;Bugün Hafize Teyze ile Ömer, Zeliş, Atlas, Esma, çocukların anne ve babaları ve köyden on kadar kişi hacca gidiyor. Esma’nın atı İpek, onlar dönene kadar bizde kalacak. İpek’le...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Bahar mevsimi, umutları canlandıran, iç acıcı ve gönül ferahlatıcı duyguları ilham eder. Her bahar; yeni bir başlangıç, yeni bir umut, taze bir kandır. Güz mevsiminde yapraklarını döken ağaçlar bahard...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Allahu Zülcelal Hazretleri Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) hakkında Tevbe Suresi’nde şöyle buyurmuştur: "Ey mü’minler! And olsun ki içinizden size sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, siz...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Kurak geçen bir yaz gününde cemaat, Cuma namazı sonrası cami imamı ile beraber kurumaya yüz tutmuş mahsulleri kurtarma ümidiyle bozkıra yağmur duasına gider. Hacet namazları kılınır, dualar edilir,...
Yazar: Sema KORKMAZ