ŞİMDİ MODA PSİKOLOJİ
Uzun bir pandemi sürecinden sonra, televizyon kanallarında diziler peş peşe gösterilmeye başlandı. Korona tehlikesi geçmedi ama daha kontrollü olarak çekimlerin yapıldığı söyleniyor. Onlarca dizi arasında, tarihî ve psikolojik yönü ağır basanlar çoğunlukta. Dizi başlarken "Gerçek hayat hikâyesi!" anlamında bir cümlenin yer alması, dizinin seyredilme oranının artmasına sebep oluyor. Meraktan bunlardan bir tanesini izliyorum ama diğerlerini izlemeyi de çok düşünmüyorum. Ekranın karşısında bütün bir akşamı geçirmenin yanı sıra, günün yorgunluğu üzerine bu ağır hayatlara dâhil olma fikri fazladan bir yük gibi sanki. Dizilerde ağır vakalar işleniyor ama normal hayatımızda da insanların birbiri üzerindeki psikolojik baskıları ya da uzmanların tabiriyle psikolojik şiddet, herkesin birbirine yaptığı sıradan bir hareket tipi gibi, hayatımızda yer alıyor. İkili ilişkilerde empati kuramama, birbirinden beklentilerin çok olması ve gördüğümüz, duyduğumuz her harekete ön yargılı yaklaşma aradaki sevgi ve saygı bağını zayıflatıyor. Bir taraf her olumsuz durumdan karşısındakini suçlarken, diğeri sürekli kendini savunma hâlindeyken ilişkiler iyice çıkmaza giriyor. Maalesef aşağılık duygusuna sahip ya da kendini etrafındakilerden çok üstün gören insanlar; ebeveyn, yönetici, işçi ya da hayatta hangi rolü üstlendilerse, karşısındakine gerek isteyerek gerek farkında olmadan bir şekilde hayatı zehir edebiliyor. Kendine yapılmasını istemediği bir hareketi, karşısındakine hiç çekinmeden yapabiliyor ve bunu yapmaya o kadar alışıyor ki; artık doğal ve haklı bir davranış biçimi içinde olduğuna kendini inandırıyor. Çünkü en kolayı, kendince haklı sebeplerle yine kendini ikna etmektir. Özellikle bazı eşler arasında, verdiği tepkilerle karşısındakine kendini suçlu hissettirme çabası, sanırım en çok karşılaşılan durumdur. Eşler anlaşamaz, kadın sürekli bir moral bozukluğu içinde ya hasta olur ki bu bazı kadınların ilgi çekme yöntemidir, erkek de işlerindeki başarısızlıktan ya da davranış bozukluklarından aldatmaya kadar (ki bu durum yapan kişiyi sürekli bir yalan söyleme çıkmazına sürükler) yaptığı her hatada sebep olarak eşini görür. Aslında daha sorunların başında “Ben!” demeden sorunlar konuşulabilse, çözümler bulunsa, davranışlarda biraz yapıcı olunsa, özellikle çocukların yanında sürekli bir tartışma ve huzursuzluk hâli olmasa belki de ortada hiçbir sorun kalmayacak. Ya da sorunların farkında olup kendileri çözemediğinde psikolojik destek almaktan çekinilmese çok daha huzurlu insanlardan oluşan bir toplum hâline gelinebilir. Dışarıdan, tarafsız ve profesyonel bir göz her zaman için iyidir. Giderek daha asık suratlı bir toplum hâline geliyoruz maalesef. Bir an önce bunun farkına varıp çözüm için gayret edilmeli.
Raziye SAĞLAM
YazarYalnız da kalsanız, insanlar arasında da bulunsanız daima Allah'tan korkunuz, takva üzerinde bulununuz. Çünkü Rabb’iniz daima sizi görür ve yaptıklarınıza şahittir. Neşeli olduğunuz zamanda da kızg...
Yazar: Editör
“Güven”, bir kimseden beklediğimiz vasıfların, o şahısta mevcut olduğunu görmektir. Bu duyguyu günlük hayatımızda “itimat etme” olarak da kullanırız. “Ben ona itimat ettim, o bana itimat etti.” gibi.....
Yazar: Editör
Sen gittin ey Sultan’ım, âlemde elem kaldı Altın kubbelerinden geride alem kaldı Söğüd’ün yaylasını uzattın Viyana’ya Çizdiğin haritadan elimde kalem kaldı Atların nal sesini işiten o yıld...
Şair: Ekrem KAFTAN
Sahabeden Adiyy bin Hâtem'in kız kardeşidir ve Adiyy'in İslâm'a intisab etmesine vesile olmuştur. Babası, Hâtem-i Tâi diye meşhur olmuş Yemen'li hükümdar Hâtem bin Abdillah et-Tâi’dir. Cömertlik...
Yazar: N.Nida DURAN