Şemseddîn-i Sivasi Dîvânı
Fatih Ramazan Süer tarafından titizlikle hazırlanan Şemseddîn-i Sivâsî Dîvânı, Osmanlı kültür dünyasının 16. yüzyıldaki ruhunu, edebî inceliklerini ve tasavvufî derinliğini yansıtan son derece kıymetli bir çalışmadır.
Eser, Anadolu’da Halvetîliğin önde gelen temsilcilerinden Şemseddîn Sivâsî’nin (ö. 1597) şiirlerini gün yüzüne çıkararak hem klasik edebiyat geleneğini hem de Osmanlı maneviyatının zengin dokusunu günümüz okuruyla buluşturur.
Süer’in bu çalışması yalnızca bir dîvân neşri olmanın ötesindedir; tarihî bir belge ve kültürel bir köprü niteliği taşır. Osmanlı Türkçesiyle yazılmış pek çok klasik metin günümüz okuyucusuna doğrudan ulaşmakta güçlük çektiğinden, araştırmacı bu boşluğu titiz bir filolojik yöntemle doldurmuştur. Farklı yazma nüshaları karşılaştırarak güvenilir bir tenkitli metin oluşturmuş, anlamı tartışmalı beyitleri açıklamış ve sistematik bir sadeleştirme yöntemiyle eseri erişilebilir hâle getirmiştir.
Kitabın giriş bölümü, Şemseddîn Sivâsî’nin hayatı, eğitimi, tarikat silsilesi, dönemin sosyal yapısı ve tasavvufî düşünce atmosferini kapsamlı biçimde ele alır. Bu yönüyle eser, yalnızca edebiyat araştırmacıları için değil; tarih, felsefe, din ve kültür alanında çalışan akademisyenler için de önemli bir başvuru kaynağıdır.
Dîvânda yer alan gazel, kaside, murabba, rubai ve ilahi türündeki şiirler; aruzun ustalıkla kullanımı, zarif redif ve kafiye düzeniyle klasik edebiyatın estetik anlayışına örnek teşkil eder. Ancak Sivâsî’yi çağdaşlarından ayıran en belirgin yön, şiirlerinde hissedilen içtenlik ve derin manadır. Süer’in açıklamaları sayesinde bu manevî katmanlar, günümüz Türkçesiyle açık ve anlaşılır biçimde ortaya konmuştur.
Eserin en güçlü yanı, uygulanan bilimsel yöntemdir. Süer, çeşitli yazma kütüphanelerindeki nüshaları karşılaştırarak metnin en güvenilir hâlini oluşturmuş; Arapça ve Farsça kelime yoğunluğu, mecaz kullanımı, mazmun geleneği ve sembolik unsurları da ayrıntılı biçimde analiz etmiştir. Bu dil çözümlemeleri, klasik şiirin estetik boyutunu anlamak isteyen araştırmacılar için büyük kolaylık sağlar.
Şemseddîn-i Sivâsî Dîvânı, yalnızca bir şiir külliyatı değil; aynı zamanda Osmanlı düşünce dünyasının derinliklerine açılan bir aynadır. 16. yüzyıl, imparatorluğun siyasî ve kültürel açıdan zirveye ulaştığı bir dönemdir. Bu dönemde edebiyat, sanat ve tasavvuf iç içe geçmiş; Sivâsî’nin şiirleri bu üç alanın kesişiminde yer almıştır. Dîvân, insanın varoluşsal yolculuğunu hem estetik hem de tasavvufî bir dille anlatır.
Fatih Ramazan Süer, eserinde Sivâsî’nin çağdaşları Niyazî-i Mısrî, Üftade ve Yahya Efendi gibi mutasavvıf şahsiyetlerle olan irtibatlarını da ele alarak, dönemin edebî ve fikrî atmosferini bütüncül bir biçimde yansıtır. Böylece okur, Şemseddîn Sivâsî’yi yalnızca bir şair olarak değil, Osmanlı maneviyatının canlı bir temsilcisi olarak tanıma fırsatı bulur.
Sonuç olarak Şemseddîn-i Sivâsî Dîvânı, klasik Türk edebiyatı sahasında yapılmış en kapsamlı ve özgün dîvân neşirlerinden biridir. Bu eser, hem metin açısından güvenilirliğiyle hem de yorumlama yönüyle alana önemli bir katkı sunmaktadır. Klasik şiirin inceliklerini kavramak, Osmanlı tasavvuf kültürünü keşfetmek ve Şemseddîn Sivâsî’nin derin ruh dünyasına nüfuz etmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynaktır.
Fatih Ramazan Süer’in emeğiyle yeniden hayat bulan bu dîvân, geçmişle bugün arasında güçlü bir kültürel köprü kurarak, klasik edebiyatın yaşayan bir miras olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
H Yayınları
Tel: (0216) 532 33 13
Yusuf HALICI
Yazar
Hâmid-i Velî/Somuncu Baba, 14. yüzyılda Kayseri’de doğmuş, Şam ve Hoy gibi ilim merkezlerinde tahsil görmüş, Anadolu’da Bursa, Aksaray ve Darende gibi şehirlerde irşad faaliyetlerinde bulunmuş bir sûf...
Yazar: Yusuf HALICI
Tokat bugüne kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Yılın dört mevsimi ziyaret edilen Tokat, gezilecek yerler konusunda önemli bir zenginliğe sahip. Türkiye’nin her yerinden kara yolu ile ulaşa...
Yazar: Yusuf HALICI
Anadolu’nun kalbi Sivas, tarih boyunca yalnızca coğrafî bir merkez değil, aynı zamanda mânevî bir menzildir. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Cumhuriyet’e uzanan bu şehir; ilim, irfan ve tasavvufun köklü bir ...
Yazar: Kemal DEMİR
Kokusu, feyzi çağları aşan ilim ve hikmet pınarı Cafer-i Sâdık Hazretlerinden bir hikmeti naklederek söze başlamak istiyorum. Bilindiği gibi Cafer-i Sâdık Hazretleri Peygamberimiz’in soyundan gelen se...
Yazar: Aydın BAŞAR