Kitaplık: Yansımalar
Abdülganî Seniy Yurtman’ın (1871- 1951) kaleme aldığı ilk eser olan Aksiyyat, dergimiz yazarı Vedat Ali Tok tarafından yeni yazıya çeviri ve inceleme yoluyla günümüz okuyucusunun istifadesine sunuldu. Kitap, Akıl Fikir Yayınları arasında yerini aldı.
Abdülganî Seniy, eserinde önceden tespit ettiği dünya, zaman, kitap, ticaret, binalar, yapılar, hamam, mâl, zenginlik, fakirlik, kanâat, azlık-çokluk, lisân-dil, susmak, konuşmamak, sessizlik, sabır, yumuşak huyluluk, fikir alma, danışma, istişare, temkinli olmak, yalnızlık, uzlet, inziva, yiğitlik, kahramanlık, cesaret, cömertlik, gizli düşmanlık, öç alma arzusu, kin, hayâ: utanma, sıkılma, ar, namus, edep, mizâh, azarlama, paylama, ziyaret, musıkî, şarkı, türkü, oyun, gül, kış mevsimi, yaz mevsimi, yağmur, kamer/ay, ağlama/ağlayış, hediye, borç, hastalık, ölüm, körlük gibi konu ve kavramlarla ilgili düşünceleri, bunlarla ilgili olumlu ve olumsuz, faydalı ve zararlı görüşleri derlemiştir.
Yazar, bu kavramlarla ilgili olarak kendi fikirlerini yazmaktan ziyade âlimlerin, ediplerin övgü ve yergilerini iktibas etmeyi tercih etmiş, onların sözlerini ya da kitaplarından okuduklarını nakletmiştir. Düşüncelerine yer verilenler ise kahir ekseriyetle Emevî ve Abbasî dönemlerinde yaşamış âlim ve ediplerden meydana gelmektedir.
Bunun yanı sıra yazar, “bazı âlimler”, “bazı filozoflar”, “şairlerden bazıları”, “güzel söz söyleyicilerden bazıları” gibi kalıp ifadelerle alıntı yaptığı fakat yazarını ve eserini büyük ihtimalle not etmediği/hatırlamadığı kişilerin görüşlerine de yer vermiştir.
Vedat Ali Tok, önsözde Aksiyyat ile ilgili şu görüşlere yer vermektedir: “Bu risalede, edebî bir kaygı gözetilmemiştir. Özensiz cümlelerin dikkat çekecek kadar fazla olduğu kitabın, neşir safhasında da yeterli ihtimamı görmediği anlaşılmaktadır. Bazı kelimelerin imlâsında yapılan ihmalkârlık yanlış anlamları da beraberinde getirmektedir. Buna rağmen “Aksiyyât”ın yazarın ilk eseri olması ve kavramlara karşı zıt bakışların derlenmesi açısından okunmaya değer bir kitap olduğu kanaatindeyiz.”
Kitabı günümüz okuruna kazandıran Vedat Ali Tok çalışmasını üç bölümden oluşturmuş. Birinci bölümde eserin güncel dile uyarlanmasına, ikinci bölümde yeni harflere çevrimine, üçüncü bölümde ise kitabın orijinal metnine yer verilmiş.
Aksiyyat’ın içinden kitap ile ilgili konuyu okuyucularımızla paylaşmak isteriz:
Câhiz kitap hakkında şunları dile getirmiş: Kitap ilim ile dolu bir kaptır. Zarafetle dolu bir zarftır. Kitabın şakaları güldürür. Tuhaflıkları şaşırtır. Muhteviyatı eğlendirir. Her nasihati insana bir gayret verir. Kitap: en tatlı mâl ve erzak, en iç açıcı gezinti yeri, dostluk mekânı, arkadaşlık makamıdır. Kitap en güzel meşguliyet aracıdır. Kitap; yalnızlıkta en iyi dost, eş ve arkadaştır. Kitap; özü sözü doğru, vefalı; keder göstermeyen bir ahbaptır. Sevdiğine zarar vermeyen sevgilidir. Gece gündüz insanın emrine itaat gösterir.
Kitap gerek hareket hâlinde gerekse oturur iken insana hep faydalıdır ve meramını her zaman güzel ifade eder. Uyku hâli yoktur, insana sıkıntı, acı vermez. İnsan, gibi uykusuzluk sıkıntısı da çekmez. Ne zaman kendisine ihtiyaç duyulacak olsa öğretmekten geri durmaz, memnuniyetle öğretir. Kitap göğüs üzerinde taşınan bahçe, koyunda açılan ravza; ölülerden nakil yapan söz gibidir. Dirilerin durumunu tercüme eder. Zevk ile nasihat verir, sessiz görünse bile konuşur, soğuk duruşuyla bile sıcaklık gösterir.
Bizden önce gelenler bize kitaplarını bırakmasalardı, ilginç hikmetlerini kitapla sabit hale getirmeselerdi, güzel yaşantılarını, hatıralarını yazarak kitaplaştırmasalardı, güzel eserlerini faydalı bir biçimde bize iletmemiş olsalardı; bize karanlık olanı gözleyebilmemiz imkânsız olacaktı.
Kapalı olanları açabilme, bilmediklerimizi, görmediklerimizi anlayabilme ve bütün bunlar hakkında bilgi sahibi olmamız nasip olmayacak, bugün bildiğimiz birçok şeyi bilemeyecektik. Basılmış olan kitaplar, bilime dair haberler, bilgiler olmasaydı unutma gücü, idrak kuvvetine galip olacaktı.
Hasan Lü’lüî demiştir ki: Kırk senedir kitap göğsüm üzerinde olmaksızın, kitap okumaksızın uykuya dalmamışımdır.
Sehl İbnü'l-Mezsâl dahi: Edebî yazıya gümüş değerinde emek bağışlanması akıl altınını kalıcı hâle getirir.
Mütenebbî şöyle demiş:
Yani: Savaşırken en yüce, en güzel ve en güvenli oturacak yer at eyeridir. Zamanın en güzel değerlendirileceği, en hayırlı yer ise yazarlar meclisidir.
Aksiyyat:
Yazar: Abdülganî Seniy Yurtman.
Sayfa Sayısı: 148,
Basım Tarihi: 2024,
Çeviren: Vedat Ali Tok,
Akıl Fikir Yayınları.
Alayköşkü Cd., Küçük Sk. No:6/2 34110 Cağaloğlu Fatih/İstanbul +90 212 514 77 77
Yusuf HALICI
YazarAsıl adı Şemseddin Muhammed b. Hamza olan Akşemseddîn kısaca Akşeyh adıyla şöhret bulmuştur. 792/1390 yılında Şam’da doğmuştur. Şeyh Şihâbüddin es-Sühreverdî’nin (ö.632/1234) torunlarından Şeyh Hamza’...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Batı literatüründe şahsiyet kavramı karşılığında tiyatro oyuncularının oyun esnasında yüzlerine taktığı maske anlamına gelen persona sözcüğü kullanılır. Oyuncular konuşmalar...
Yazar: Ramazan ALTINTAŞ
Dünyanın en ilginç yeryüzü oluşumu ve peribacalarıyla ünlü olan Nevşehir, UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne girmeyi başaran Göreme Açık Hava Müzesi, Üç Güzeller, Ihlara Vadisi ile Derinkuyu, Örentepe,...
Yazar: Yusuf HALICI
Darende ve Hulûsi Efendi dostu olan kıymetli Miraç Akdoğan vekilimizle beraberiz. - Miraç Bey öncelikle daha gençlik yıllarınızdan itibaren Darende ve Hulûsi Efendi Hazretleri’yle ta...
Yazar: Musa TEKTAŞ