Sabun Akpak
Melis dışarı çıkmak üzereydi ki duyduğu sesle irkildi;
“Hiişştt… Hiişştt… Melis.”
Küçük kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
“Bana mı sesleniyorsunuz?” diye sordu.
“Evet, sana seslendim.”
“İyi ama neden? Siz de kimsiniz?”
“Lavabonun kenarında duran pembe renkli sabunum ben. Adım Akpak. Tabii sen genellikle beni kullanmadığın için hatırlayamadın.”
“Benden ne istiyorsunuz Akpak?
“Aslında kendim için bir şey istemiyorum. Seni ve sağlığını düşünüyorum. Hasta olmak istemezsin değil mi?”
“Tabii ki istemem.”
“Bu güzel fakat neden sifonu çekmeden, ellerini yıkamadan buradan çıkıyorsun?”
“Siz beni mi takip ediyorsunuz? Yoksa casus musunuz?
“Sadece senin gibi temizliğine dikkat etmeyen çocukları uyarıyorum. Etrafımız mikroplarla dolu. Dikkat etmezsek mikroplar vücudumuzun bağışıklık sistemini bozar ve bizi hasta eder.”
“Sahi mi?”
“Sahi tabii. Üstelik bu kreşte pek çok çocuk var. Sen hasta olursan, onlara da hastalık bulaştırabilirsin. O yüzden temizliğine dikkat etmek zorundasın.”
“Haklısınız Akpak. O zaman sifonu çekeyim hemen.”
“Aferin sana. Şimdi de beni ellerinin arasına al ve iyice köpürt. Ellerini ovuştur. Hah işte böyle. Parmak aralarını da temizle. Tırnaklarını avucundaki köpüklere sürerek yıka. Artık ellerini durulayabilirsin. Kokla şimdi ellerini.”
“Mis gibi gül kokuyor. Ellerim tertemiz oldu. Teşekkür ederim Akpak.”
“Bir şey değil Melisciğim. Eve gidince dişlerini fırçala da içim rahat etsin. Nasıl fırçalayacağını biliyor musun?
“Evet, biliyorum.”
“Güzel… Aaa… Aaa… Ne yaptın öyle? Hemen yanında çöp kutusu dururken elini sildiğin havlu kâğıt hiç yere atılır mı? Evinde de mi yere atıyorsun çöpleri?”
Melis utancından kıpkırmızı olmuştu. Arkadaşı Zeliş çöpleri hep yere atıyordu. Doğrusunun yere atmak olduğunu sanmıştı ama şimdi anlıyordu ki yaptığı davranış yanlıştı. Akpak’tan özür dileyerek kâğıdı aldı ve çöpe attı.
“Bilmemek değil öğrenmemek ayıp Melis. Sen artık temiz olmak için gerekli bazı şeyleri öğrendin. Bilmeyen arkadaşlarına öğreteceğine hiç şüphem yok.”
“Teşekkür ederim Akpak, bundan sonra daha dikkatli olacağım ve sağlığıma dikkat edeceğim.”
“Ona hiç şüphem yok Melisciğim. Bak, arkadaşların oyun oynamak için seni çağırıyorlar. Hadi, artık yanlarına git.”
Melis “Şimdi gidiyorum fakat yine geleceğim. Sizden öğreneceğim şeyler var.” diyerek bahçeye arkadaşlarının yanına çıktı ve “Dinleyin arkadaşlar, size anlatacağım çok önemli bilgiler var.” dedi. Etrafını saran arkadaşlarına Akpak’tan öğrendiği bilgileri tek tek anlattı.
Sibel UNUR ÖZDEMİR
YazarDepremin üzerinden beş koca gün geçmişti. Hale, yine televizyonun karşısına oturmuş depremin yıktığı binaları, enkazın altında kalan insanların kurtarılışını izliyordu. Farkında değildi ama gözlerinde...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Bugün bayram, çok mutluyum. Dedemle babam bayram namazından geldiler. Dedem bize sıcak simitler, rengârenk balonlar getirmiş. Uçan balonlar salonda kendilerine yer buldular. Salonumuz çok güzel oldu. ...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
“Annemle babam kaç gündür birbiriyle konuşmuyor abla. Ne yapsak da onların barışmasını sağlasak?” diye sordu Sedef.“Düşünüyorum ama henüz bir çıkış yolu bulamadım kardeşim. Annemizin kalbi kırık. Birb...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Sevgili çocuklar;Mehmet Akif Ersoy’un bütün şiirleri Safahat adlı kitapta toplanmıştır. İstiklal Marşı hariç. Bunun sebebini soranlara şunları söylemiş Mehmet Akif: “Bundan böyle o marş sadece benim d...
Yazar: Sırrı ER