Ersoy’un Kitapları
Metin Bey okuduğu gazeteden başını kaldırarak oğluna baktı. Ersoy kitaplığının önünde oturmuş, bazı kitapları alıyor, bakıyor, ayırıyor, sonra tekrar yerine koyuyordu. Metin Bey, oğluna merakla ne yapmaya çalıştığını sordu.
Ersoy; “Öğretmenimiz okuduğumuz kitaplardan seçerek okul kütüphanemize bağışlamamızı istedi. Ben de seçmeye çalışıyorum ama kitaplarımdaki kahramanları o kadar çok seviyorum ki içimden hiçbirini vermek gelmiyor.” dedi.
“Anladığım kadarıyla bütün arkadaşların okula kitap bağışlayacaklar. Yani sorumluluklarını yerine getirecekler. Çünkü öğretmeniniz size bir görev vermiş. Sen de sorumluluğunu bilerek kitaplarını seçmeli ve öğretmenine götürmelisin.”
“Biliyorum babacığım ama dediğim gibi kitaplarımdan ayrılmak istemiyorum. O yüzden de bir türlü seçemiyorum.”
“Ersoycuğum bir de şöyle düşün. Yalnız sen değil bütün arkadaşların kitaplarını seçecek ve okul kütüphanesine hediye edecek. O zaman her biriniz daha çok kitap okumuş olacak ve farklı karakterlerle, değişik dünyalarla tanışacaksınız.”
“Doğru söylüyorsunuz babacığım. Hiç bu açıdan düşünmemiştim. Kitaplarımı seçmem de bana yardım edebilir misiniz?”
“Çok isterdim ancak onlar senin kitapların ve bu görev senin sorumluluğunda. Hadi bakalım iş başına. Seçtiğin kitapları birlikte paketleriz.”
Ersoy sonunda kitaplarını seçmiş, babası ile birlikte paketlemiş ve öğretmenine teslim etmişti. Görevini, sorumluluğunu yerine getirdiği için mutluydu.
Günler geçmiş, kütüphane öğrencilerin getirdiği kitaplarla zenginleşmişti. Artık kütüphanenin açılış zamanıydı. Öğrenciler, veliler, kütüphanenin kapısının önünde toplanmıştı. Nurdan Öğretmen açılış konuşmasını yapmak için kürsüdeki yerini aldı.
“Sevgili öğrenciler, değerli veliler ve fedakâr çalışma arkadaşlarım bugün hepimiz için çok mutlu bir gün. Okul kütüphanemizin açılışı için toplandık. Çeşitli kurumların kitap bağışı ve özellikle öğrencilerimizin hediye ettikleri kitaplarla zenginleşen kütüphanemiz artık hizmete hazır. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Yalnız içinizde bir arkadaşınız var ki en çok kitabı o bağışladı kütüphanemize. Ersoy Demir.”
Öğretmeninin bu sözleri Ersoy’u çok şaşırtmıştı.
“Şimdi arkadaşınızı açılış kurdelesini birlikte kesmek için yanıma çağırıyorum. Evet, Ersoycuğum buraya gelir misin?”
Ersoy, alkış sesleri arasında öğretmeni ile beraber kırmızı kurdeleyi keserken babası ile göz göze geldi. Metin Bey gururla ona göz kırptı. O an için birbirlerinden uzak olsalar da konuşamasalar da Ersoy babasının ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. İlk önce kitaplarını paylaşmak istememişti fakat şu an sorumluluğunu yerine getirdiği için çok mutluydu.
Ersoy’un düşünceleri Nurdan Öğretmen’in sesi ile bölündü.
Artık kütüphaneye girip yeni kitaplarla tanışma vaktiydi.
Sibel UNUR ÖZDEMİR
YazarKitap fuarının son günüydü. Sevilen Yazar Bartu Soyalan kitaplarını imzalıyordu. Standa gelmesinin üzerinden yaklaşık iki saat geçmişti. Nihayet imza için bekleyen kuyruk bitmiş, o da rahat bir nefes ...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
“Hadi hazırlan bakalım Çiçek. Birazdan Sumru teyzenler gelir.”“İyi de ben niye hazırlanıyorum ki anne?”“Dün, Gülçin ile telefon konuşmana istemeden tanık oldum. Yaz ayı gelsin, okullar kapansın istemi...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Anne, baba ve çocuklardan oluşan topluluğa “aile” deniyormuş arkadaşlar. Böyle yazıyor sözlükte. Bence “aile” bu tanımdan çok daha fazlası. Gelin size, benim ailemi ve aile kelimesinden ne anladığımı ...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Melis dışarı çıkmak üzereydi ki duyduğu sesle irkildi;“Hiişştt… Hiişştt… Melis.”Küçük kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.“Bana mı sesleniyorsunuz?” diye sordu.“Evet, sana seslendim.”“İyi ama neden? Si...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR