Oyunların Tadı
Okulda, evimizde, bahçemizde arkadaşlarımızla oynadığımız tadına doyulmaz oyunlar o kadar eğlencelidir ki; kendimizi kaptırır, hiç bitmesin isteriz. Eve giriş zamanımız geldiğinde üzülür, birazda kızarız.
Oyunlar sadece boş zaman etkinliği değildir. Düşünerek hareket etmeyi, takım ruhu oluşturmayı, başkaları ile ortak hareket etmeyi, kendini ifade etmeyi öğretir. Geleceğe dönük iyi bir lider olma provasıdır. Oyun oynarken kendimizi özgür hisseder, dikkatli olmayı,cesaretli olmayı, çabuk karar vermeyi öğreniriz. Hepimiz büyüklerimize “Çocukken hangi oyunları oynardınız?” sorusunu sormuşuzdur.
Bu sorunun cevabını alırken büyüklerimizin yüzünde hoş bir gülümseme görmüşüzdür. Torbalar dolusu misketleri nasıl biriktirdiklerini, hiç usanmadan yeni misketler kazanmak için nasıl çabaladıklarını anlatırlar. İp atlamanın, topaç çevirmenin, körebenin, çelik çomağın, mendil kapmacanın ne kadar zevkli oyunlar olduğunu söylerler.
Anılarından, oluşan yara berelere hiç aldırmadıklarından söz ederler. Saklambaç, istop, yağ satarım bal satarım, yerden yüksek oyunları hem çok eğlencelidir hem de vücut gelişimine, sağlığa sayısız yararları vardır.
Hava soğuk ve yağmurluysa bir arkadaşımızın evinde toplanarak kulaktan kulağa, isim, şehir, evcilik oynamanın tadı da bir başkadır.
Eskiden daha fazla oynansa da, günümüz çocuklarının severek oynadığı bu oyunlar tarzlarıyla aynı kalmakla birlikte kullanılan malzemeler değişime uğramıştır. Bezlerden yapılan toplar, bebekler yerini plastiğe, çamurdan yapılan tabak çanaklar oyun hamuruna, tellerden, tahtadan yapılmış arabalar pilli, kumandalı arabalara dönüşse de oyunların keyfi aynı kalmış, her dönemde çocukların gözdesi olmuştur.
Hızla artan kentleşme nedeniyle oyun alanlarının azalması, hem baba hem de annelerin çalışma hayatında yer almak zorunda kalmalarıyla değişen hayat şartları; sabahtan akşama kadar sokakta geçirilen vakitlerin evlere yönelmesine neden olmuştur.
Sokak oyunlarının yerini bilgisayar oyunları, maket ve puzzle yapımı almıştır. Kurulan mahalle takımları spor okullarına, spor merkezlerine dönüşmüştür. Bütün bu değişimler siz çocukların da arkadaş ortamından uzaklaşmasına neden olmuştur.
İster sokakta ister evde olsun oyun oynamanın tadı bambaşkadır. Oyunsuz, eğlencesiz, arkadaşsız bir yaşam düşünülemez. Hepinize, eşsiz güzellikte oyunlar oynadığınız, bol bol eğlendiğiniz, eğlenerek öğrendiğiniz, dolu dolu geçireceğiniz günler dilerim.
Erdal KARASU
YazarTarihe şan veren nice kahramanlarımız vardır. Onların başta gelenlerden biri Sultan Alparslan’dır. Büyük Selçuklu Devleti’nin en büyük hakanı idi o.Onun zamanında tarih sanki coşmuştur. Milletimiz o z...
Yazar: Mustafa AKGÜN
İbadetin, sabrın, paylaşmanın, yardımlaşmanın ayı Ramazan; hazırlıklarla, coşkuyla beklenen özel bir dönem. Hem birlik olduğumuz hem de huzuru yaşadığımız bu ayda kutsal mekânları ziyaret eder, dualar...
Yazar: Erdal KARASU
İlçede tek katlı, toprak damlı, bahçeli bir evde oturuyorduk yıllar önce. Ortaokula gidiyordum daha. Babam başka bir kentte görev yaptığı için hafta sonları eve gelirdi.Bir sonbahar günü, akşama doğru...
Yazar: Erdal KARASU
Oyun, kendiliğinden şekillenen, birçok şeyi öğrenmemize yarayan, üretkenliğimizi geliştiren ve enerjimizin boşalmasına yarayan bir etkinliktir. Oyun, öğrendiğimiz bilgi ve becerilerin pekiştirmesine y...
Yazar: Naciye BEYZA