Orman Köyü
Köyün yolları yağan yağmur neticesinde oluşan seller sebebi iyice bozulmuştu. Arabamızla yokuş yukarı yavaş yavaş ilerliyorduk. Bu gidişle köye ulaşmamız zor diye düşünürken uzakta kümelenmiş küçük küçük kırmızı beyaz evleri gördük. Benden önce Enes bağırdı;
- Köy göründü. Yaşasın!
Hepimiz gözlerimizi uzaktaki minik evlere diktik. Yüzlerimiz gülüyordu. Yorucu bir yolculuğun sonunda ormanın içinde ki köye ulaşmayı başarmıştık. Her taraf kestane, ceviz, köknar, çam, gürgen ağaçlarıyla doluydu. Evlere yaklaştıkça bu ağaç çeşitliliğine birde meyve ağaçları eklendi. Kırmızı kırmızı kirazlar, yeşil erikler dallardan bize göz kırpıyorlardı.
Babaannemle dedemi evin önünde bizi beklerken bulduk. Onlarla kucaklaştık. Köye birkaç sene önce gelmiştim ama o zaman hem küçüktüm hem de mevsimlerden sonbahardı. Köyde fazla kalmamış, dedemle babaannemi alıp şehre dönmüştük. Köyün bu mevsimde bu kadar güzel olacağını asla tahmin etmiyordum. Evin penceresinden güzelim ormanı seyrederken ablam yanıma geldi;
- Çok güzel değil mi?
- Evet abla. Çok çeşitli ağaç var, hepsi bir arada. Ne de mutlu görünüyorlar. Kuşlar, böcekler, çiçekler çeşit çeşit.
O sırada bir kuş ağzında taşıdığı yiyecekle evin yanında ki elma ağacına konup, gözden kayboldu. Heyecanla;
- Yuvası orada galiba, dedim.
Kuş bir müddet sonra ağacın gövdesinde belirdi. Ağacın kabuğundan bir böcek daha alıp yine dalların arasında kayboldu. Ablam;
- Ağaçlar kuşlara barınma olanağı sunuyor, onlarda ağaçları zararlı böceklerden temizliyor. Aralarında görünmez bir anlaşma var gibi. Her iki tarafta bu anlaşmadan mutlu görünüyor.
- Evet.
Çevreyi gözlemlediğimizde her canlının yaşadığı çevreye katkısı olduğunu gördük. Kimi güzellikleriyle, kimi yaptığı işlerle doğaya renk katıyorlardı. Köye gelişimin ilk günü doğadaki birlik ve beraberliği keşfettim. Koca orman içinde her çeşit bitkiyi, hayvanı barındıran sevgi dolu, huzur dolu bir dünyaya benziyordu. Bu yaz bu dağ köyünde yeni yeni bilgiler öğreneceğim kesin.
Emine Yılmaz DERECİ
Yazar
İnebolu’ya bağlı Üçlüce köyünde doğdum, büyüdüm. Köyümüzde yardımlaşmak, birlik ve beraberlik içinde zorlukları aşmak gelenek hâline gelmişti. İmeceye katılmayı her köylü kendine vazife bilirdi. Bunu ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Bahçıvan Ali, yurdun bahçesinde ki gül fidanlarının dibini çapalıyordu. Gül fidanları gonca vermeye başlamışlardı. Gözleri bu goncalardaydı. Sabırla açmalarını bekliyordu. Yurdun kapısında Mehme...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
İki sincap ceviz ağacının dibinde ceviz arıyordu. İçlerinden biri, bir çıtırtı duyunca diğerini uyardı:-Kaç birileri geliyor!İkisi de var güçleri ile yakında bulunan kestane ağacına doğru koştular. Ağ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Lâle en güzel çiçeklerdendir.Sanki bizim milletimizin millî çiçeğidir.Öyle bir çiçek ki milletimizle haşır neşir oluşmuştur. Edebiyatımızda, güzel sanatlarımızda ve pek çok alanda yer alır.Osman...
Yazar: Mustafa AKGÜN