Okul Yolunda
Okulun merdivenlerini hızlıca çıktım. Sınıfın kapısı kapalıydı, anlaşılan derse geç kalmıştım. İçeriden gelen sesleri dinledim. Öğretmenim ders anlatıyordu. Yavaşça kapıyı tıklattım. İçeriden tatlı bir ses;
- Gir!
Mahcup bir şekilde içeri girip geciktiğim için özür diledim. Sırama geçip oturdum.
Öğretmenim bana baktı. Beni sevdiğini biliyordum. Ben de onu çok seviyordum. Dersleri dikkatli dinler, sözünü kesmez, dersi hiç bölmezdim. İzin almadan konuştuğum görülmemişti. Derse geç kaldığımı da hiç hatırlamıyordum. Yavaş bir sesle bana;
- Neden geciktin Beyzanur? Sen hiç geç kalmazdın?
Heyecanla konuşmaya başladım.
- Bugün çok güzel bir şey oldu öğretmenim. Babamla okul yolunda ilerliyorduk. Babam biraz uzağımızda yürüyen yaşlı birine dikkatlice baktı. Çok şaşırmıştı. Koşar adım gidip elini öptü. Sonra beni de yanına çağırıp,
- Beyzanur, seni öğretmenimle tanıştırmak istiyorum. Gelir misin, dedi.
Öğretmeni ile tanışıp bende elini öptüm. Babam heyecanla ‘Buralarda mı oturuyorsunuz?’ deyince öğretmeni,“Hayır, okulun müdürü arkadaşım. Onu ziyarete geldim.” dedi. Çok yavaş yürüyordu. Biz de onunla beraber aynı tempoda yürüyerek okula kadar geldik.
Babama birçok nasihatte bulundu. Banada, “Büyüklerini dinle, sakın saygıda kusur etme! Derslerine düzenli çalış.” dedi. Babama sorular soruyor, arada bakıp bakıp ne kadar değişmişsin diyordu.
Bıyıklı, göbekli, kırk yaşlarındaki öğrencisi ile ilgileniyor, hayat tecrübelerini onunla paylaşmaya çalışıyordu. Babam bir türlü öğretmeninden ayrılmak istemedi. İkisi de çok mutluydular, onları görmeliydiniz öğretmenim. Okulun içine girince ayrıldık. O müdürün odasına gitti. Babam da işe. Gerisini biliyorsunuz.
Öğretmenim gülümsedi. “Öğretmenine saygı ve sevgi gösteren bir ailede büyüyen çocuk elbet onlar gibi olacaktır. Senin gibi bir öğrencim olduğu için mutluyum.” diyerek derse devam etti.
Teneffüs zili çalınca öğrenciler bahçeye çıktılar. Ben ise hâlâ sıramda oturuyordum. Öğretmenime sevgiyle baktığımda gördüm ki öğretmenim de bana gülümsüyor.
Emine Yılmaz DERECİ
YazarKadın bugün çocuklar için farklı bir şeyler yapmak istediğini hissetti.Portakallı kek mi yapsaydı acaba? Belki mandalinalı kek yapıp kekin portakallı mı mandalinalı mı olduğunu sorardı. Çocuklar da “Ö...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Sevgili çocuklar;Güz vakti denilen aylara ulaştık. Üçer aylık sürelerle adlandırılan bu zaman dilimi bu günün insanlarına göre farklı gelebilir, çünkü yaşadığımız asırda vakitleri öyle küçük parçalara...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
İnebolu’ya bağlı Üçlüce köyünde doğdum, büyüdüm. Köyümüzde yardımlaşmak, birlik ve beraberlik içinde zorlukları aşmak gelenek hâline gelmişti. İmeceye katılmayı her köylü kendine vazife bilirdi. Bunu ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Ağaçkakan yeni yapacağı yuva için güzel bir köknar ağacı arıyordu. Henüz istediği gibi bir ağaç bulamamıştı. Ormanın üstünde bir süre uçtu. Koca koca ağaçlarının bulunduğu bir alana geldi.Küçük bir de...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ