NE MUTLU ÇALIŞANLARA
Sevgili çocuklar; İnsanlar maddî ihtiyaçlarını, çalışmaları karşılığında kazandıkları para ile giderirler. Çalışan insanlar, çevresine ve ailesine faydalı olan insanlardır. Dinimize göre çalışmak, ahlakî bir üstünlüktür. İslâm dini, helâl kazancı, el emeğine ve alın terine bağlamıştır. Yüce Rabbimiz, başkalarının sırtından geçinen tembelleri sevmez. Dinimiz, çalışmayı nafile bir ibadet kabul etmiştir. Çalışan insanın attığı her adımı sevap saymıştır. Sevgili Peygamberimiz; “Hiç kimse, kendi elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.” buyurarak çalışmanın kutsallığını belirtmiştir. Yüce Allah, çalışanı sever. O, tembel, miskin olan ve bu yüzden başkalarına yük olan kişileri sevmez. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy çalışmanın önemini ne güzel ifade etmiştir: Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası Peygamberimiz, bir gün yolda giderken, tembel tembel duran bir adam görür. Ona selâm vermez. Peygamberimiz, dönüşte aynı adama selâm verir. Adam şaşırır ve Peygamberimize sorar: - Siz giderken ben burada oturuyordum. Bana selâm vermediniz. Şimdi ise neden selâm verdiniz? Peygamberimiz şöyle der: - Ben giderken bomboş oturuyor, hiçbir şey yapmıyordun. Dönüşümde ise eline çöp almış, yere bir şeyler çiziyor, düşünüyor; bir şeyler yazıyordun. Düşünmek de çalışmaktır. Ben, onun için sana selâm verdim. Çalışan, çalışmasına karşılık bir şeyler üretir, kazanır. Ürettiği ile kendine ve çevresine yararlı olur. Dünyada mutlu olmak için çalışmak şarttır. Peygamberlerin hemen hepsi bir yandan çalışmış, hayatlarını kazanmış, bir yandan da insanları doğru yola çağırmışlardır. Meselâ; Âdem Peygamber çiftçilik, Nuh Peygamber marangozluk, Davut Peygamber demircilik, Musa Peygamber çobanlık, İdris Peygamber de terzilik yapıyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.), namazlardan sonra arkadaşlarıyla tokalaşırdı. Bir gün, çok çalışmaktan dolayı elleri sertleşmiş olan bir işçi de onunla tokalaştı. Fakat elleriyle Peygamberimizi incittiği için, özür diledi. Allah’ın elçisi, sevgi ve şefkatle bu sahabesinin yüzüne baktı. Tekrar ellerini avuçlarına aldı; “Bu elleri hem Allah, hem de Peygamber'i çok sever. Çalışan eller saygıdeğerdir. Allah, bu elleri yakmayacaktır.” dedi. Günümüzdeki teknik gelişmeler, önceleri hayal bile edilemiyordu. Bilim adamları, bugünkü gelişmeleri daha ileri götürmek için çalışıyorlar. Geleceğimiz, bugün yapacağımız çalışmalarla şekillenecektir. Tarih boyunca çalışmayı bir ibadet olarak gören Müslümanlar; bilimde, teknikte, sanat ve edebiyatta önemli gelişmeleri gerçekleştirmişlerdir.
Sırrı ER
YazarSevgili çocuklar;Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılır günlerde farz kılındı....
Yazar: Sırrı ER
Benim iki küçük kızım; Cemile ile Feride, bir sabah yanıma gelerek bir istekte bulundular: - Babacığım, akşam eve gelirken bize oyuncak bebek alır mısın? Hani başında saç gibi püskül olanlardan.&...
Yazar: Sırrı ER
İsmail (a.s.) Şam’da dünyaya geldi, babası İbrahim (a.s.) annesi Hacer Hanım’dır. İbrahim (a.s.) Hacer Hanım’la Mısır’da evlenmiş daha sonra da İsmail (a.s.) dünyaya gelmiştir. Bu doğum daha sonra çeş...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Sevgili çocuklar;Günler, haftalar, aylar ve yıllar bir ırmak gibi akıp gidiyor. İnsanoğlu zamanı durduramıyor. Ölümsüzlük iksirini kimse bulamadı bu güne değin. Âlemleri yaratan Allah her canlıya bir ...
Yazar: Sırrı ER