Millî Birlik ve Beraberlik Duygusuyla
Milletin oluşmasında vatan, dil, ideal ve kültür birliğinin önemi çok büyüktür. Bir toplumun sahip olduğu maddî ve manevî değerler bütününe kültür denir. O da zaten diğer toplumlardan ayıran en belirgin özelliktir. Kültürün varlığı ve sürekliliği toplumsal hayat ile devam eder. Kültürel birikimler bir güç olarak o milletin varlığının ispatıdır.
İnsanlar ideal birliği sayesinde birbirine yaklaşır. Bu aynı zamanda kader birliği demektir. Ortak idealler; toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın muharrik gücüdür ve hislerde ayrı bir canlanma ve kuvvet oluşturur. Böylece toplum birleştirici güce kavuşur, kardeşlik duyguları perçinlenir.
Bu dinamiklere sahip olan milletler devlet varlığını idame ettirirler. Aziz Türk milleti, yukarıda arz ettiğimiz hususlara asırlardır dikkat kesilmiş ve millî birlik ve beraberlikle bağımsızlığın sembolü olan al bayrağın gölgesinde huzur içerisinde bir arada yaşamanın sırlarını özümsemiştir.
Gerek iç politikada gerekse dış politikada izlenen yol ile birliğin gücü olan millî savunma sistemleri de her geçen gün güçlenmektedir. Bu birlikteliğin devamı için millî savunma kadar elzem olan ikinci bir unsur ise manevî değerlerin yüksekliği ve ahlâkî seviyenin de yüksek olmasıdır.
Manevî ve ahlâkî yönden güçlü olan bir millet her sahada ilerleme kaydeder. Millî birlik ve beraberlik sayesinde yıkıcı ve bölücü unsurlara karşı mücadele kuvveti de muhkemleşir. Bizim en sağlam kalemiz millî birlik kalemizdir. Yüzyıllardır İslâm’ın kardeşlik ve yardımlaşma esaslarına uygun bir şekilde kenetlenen aziz milletimiz birlik ruhu ile Anadolu’da iyilik tohumları ekmiş, güzellik abideleri dikmiştir.
Milletimizin sarsılmaz gücü 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain terör saldırısına da aynı ruhla karşı koymuştur. Bu millî şahlanış devletimizi tekrar zafere ulaştırmıştır. Bu necip milletin evlatları vatan, bayrak, ezan sevdasıyla sokaklara koşmuş, meydanlarda birlik naraları atmış ve ihanet şebekesine gerekli cevabı tek yürek olarak vermiştir.
Vatanın bütünlüğü için milletin bütün fertlerinin varlık ve ruh birliği etrafındaki tesanüdü parçalanmayan bir kuvvet oluşturmuştur. Aynı iman ve aynı duygu birlikteliği bizi biz yapan değerler silsilesi olarak kişisel çıkarları bir tarafa koyup toplumsal kardeşliği esas alma günü olarak zuhur etmiştir.
Bencil emellere dur denilmiş, birlik ideali galip gelmiştir. Vatanı bölmek, devleti parçalamak için gayret gösteren terör odaklarının bozgunculuk planları bozulmuş, vicdanî sorumluluk ile birlik kervanı yollara dizilmiştir. Bölücü emeller peşinde olanlara devletimiz ve milletimiz bir Osmanlı şamarı vurarak hakikati göstermiş, bozgunculara müsaade etmemiştir.
Her sorumlu vatandaşın aslî görevinin önce devleti, bayrağı böylece namusu korumak olduğu fiilî olarak ortaya koyulmuştur. Devletimizin ve milletimizin yüce menfaatleri en üst seviyede tutulmuş, kişisel çıkarlara fırsat verilmemiştir.
Hâsılı milletin bütün evlatlarının millî birlik ve beraberlik duygusuyla yetişmesini niyaz etmek bizim daimî duamızdır. İdealine, kültürüne, İslâm inancına bağlı nesiller bu vatanın gerçek sahipleridir. Hakkı ve hakikati hayal edebilen, üreten, düşünen ve doğru istikamette yürüyenlerden olma temennisiyle…
Kemal DEMİR
YazarTarih boyunca nice şehirler vardır ki, maddî ihtişamıyla değil, mânevî sultanlarıyla âbideleşmiştir. İşte Bursa, tam da böyle bir şehir... Osmanlı'nın ilk payitahtı olan bu kadim belde, sadece siyasî ...
Yazar: Kemal DEMİR
Tarih boyunca Kafkasya, jeopolitik ve jeostratejik önemi nedeniyle tüm devletlerin ilgisini çekmiştir. Bölgedeki enerji zenginlikleri uluslararası ilginin yanı sıra etnik ve iç savaşlara, politik soru...
Yazar: Kemal DEMİR
Filistin siyaseti, bölgesel jeopolitik dengelerle şekillenmektedir ve bu süreç 1950'lere kadar uzanır. Arap siyasetindeki bölünmeler Filistin siyaseti üzerinde etkili olmuştur. Fetih hareketi, erken d...
Yazar: Kemal DEMİR
Sultan II. Mahmud’un, kızları içerisinde en uzun ömürlü olanıdır. 23 Mayıs 1826’da II. Mahmud’un ikbâli Zer-nigâr Hanım’dan dünyaya gelmiştir. “Doğruluğu gösteren” anlamına gelen ismini, babası II. Ma...
Yazar: İsmail ÇOLAK