Kitap: Farabi ve Şarkı Söyleyen Çınar

Kitabın adı: Farabi ve Şarkı Söyleyen Çınar

Yazar: Didem Demirel

Resimleyen: Sıddıka Tasa

Yayınevi: Timaş Çocuk

Yayın yeri ve yılı: İstanbul/2017

Sayfa sayısı: 48

Yaş aralığı: 8+

İşlenen konular: müzik, şarkı söylemek, müziğin insan psikolojisine etkisi…

Sevgili çocuklar; sizlere bir soru sormak istiyorum. Şarkı söylemeyi sever misiniz? Hayır mı? Hımmm! Evet mi? Başkalarının yanında şarkı söylemeye utanıyor musunuz? Tamam tamam sizi fazla sıkıştırmayacağım. Sanırım bazılarınız şarkı söylemeyi seviyorsunuz ama yalnız kalınca… Bazılarınız belki de hiç çekinmeden başkalarının yanında şarkı söylüyorsunuz. İkisi de olabilir.

İkinci sorumuza gelelim. Bir müzik aleti çalıyor musunuz ya da çalmıyorsanız çalmak ister miydiniz? Bir de hangi müzik aletini çalmak isterdiniz? Siz bu sorulara cevap vermeyi düşünün biz gelelim Farabi ve Şarkı Söyleyen Çınar adlı kitabımıza.

Bugün sizleri Şarkılı Ülke’ye götüreceğim. Bundan yıllar ama yıllar önce çoook uzaklarda güzel şarkılarıyla ünlü bir ülke varmış. Adını yukarıda söyledim ama tekrar edeyim: Şarkılı Ülke. Bu ülkede gürül gürül akan ırmaklar, rüzgârda salınan yapraklar adeta her şey dinlemeyi bilenler için şarkı söylermiş.

Ülkedeki bütün çocuklar müzik üzerine eğitilir ve en az bir müzik aleti çalabilirmiş. Ayrıca çocuklar Şarkılı Meydan’da toplanır hep birlikte şarkı söylermiş. Küçük Farabi’de bir müzik aletinde ustalaşmış ama bir türlü kendi şarkısını besteleyemiyormuş. Bu durum onu fazlasıyla üzüyormuş. Farabi pek çok şeyi denemiş ama bir türlü kendi şarkısını besteleyememiş.

Farabi bir gün şarkısını bulabilme ümidiyle yollara düşmüş. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş çok yorulmuş ve bir çınarın gölgesine oturmuş. Bütün mahlûkatın şarkılarını dinlemeyi bilen Farabi, gözlerini kapatmış ve kendisini çınar ağacının dinlendiren müziğine bırakmış. Çınar ağacından dökülen şu sözler onu etkilemiş:

Cabalabacabbacamez

Aklı olan uzağa gitmez

Duymak için kulak yetmez

Senin şarkın kalbindedir

Farabi şarkıdan çok etkilenmiş. Çınar ağacının söylediği diğer şarkıları da dinlemiş. Onunla konuşmaya başlamış. Bütün derdini, sıkıntılarını çınar ağacına anlatmış ondan yardım istemiş. Çınar ağacı ise susmuş, yaprakları kımıldamaz olmuş. Farabi de çaresiz evinin yolunu tutmuş. Ancak çınar ağacının söylediği şarkının da etkisiyle olsa gerek kendini çok mutlu hissediyormuş.

Birden geri dönmüş ve çınar ağacının yanına gelmiş. Çınar ağacından bir dal kopup Farabi’nin ayağının dibine düşmüş. Bu dalı alan Farabi ondan güzel bir müzik aleti yapmış bu alet sayesinde de çok güzel şarkılar bestelemiş.  Farabi’nin bestelediği şarkıları duyan ülkenin kralı da ne zaman üzgün olsa Farabi’yi çağırmış ve onun bestelerini dinlemiş. Biliyor musunuz sevgili çocuklar müzikle tedaviye de ilk defa böyle başlanmış.

Evet, çocuklar masalımız bu kadar. Bu masalda size ünlü filozof, gökbilimci, müzisyen Farabi’yi (D.870-Ö.950) masal tadında tanıtmaya çalıştım. Farabi, müzikle tedavinin kurucularından biridir. Kanun ve ut gibi müzik aletlerinin de mucididir. Sizler de Farabi’yi yakından tanımak isterseniz Farabi ve Şarkı Söyleyen Çınar sizleri bekliyor olacak. Şimdiden müzikle kalın, iyi okumalar…