Kar Tanesi
Dedesi ile beraber parktan eve dönüyorlardı. Esen sert, soğuk rüzgâr üşümesine sebep oldu. Dedesi, Beyzanur’a bakıp,
- Kar soğuğu torunum. Yakında yağar.
Beyzanur başını gökyüzüne çevirdi. O sırada burnunun ucuna bir kar tanesi düştü. Beyzanur’un şaşkın bakışları içinde eridi. Sonra etrafa kar taneleri düşmeye başladı. Beyzanur sevinçle bağırdı:
- Kar yağıyor!..
Yalnız, yere düşen her kar tanesi eriyip yok oluyordu. Beyzanur bu duruma üzüldü. Dedesine sordu:
- Neden eriyorlar dedeciğim?
- Eriyorlar çünkü kar taneleri henüz çok az. Birlik olduklarında dağları, tarlaları, ağaçların dallarını, evleri kaplayacak kadar güçlü olacaklar. Birlikten kuvvet doğar, seyret de birazdan olacakları gör.
Evlerine geldiklerinde iyice üşümüşlerdi. Hemen güzelce ellerini yıkayan Beyzanur pencerenin önüne dikildi. Bulutlardan döne döne yere düşen kar kelebeklerine tebessüm ederek baktı. Çatıların, sokakların beyaza boyandığını gördü. Dedesi ne kadar da haklıydı. Bu minik buz çiçekleri birlik olmuş her yere düşüyor, düştükleri yerde kenetlenerek kar yığınlarına dönüşüyorlardı.
Bu gece sabaha kadar kar yağışı devam ederse yarın arkadaşları ile sokakta oynayabilirdi. Dışarıyı seyrederken bir şiir mırıldandı.
Gökten düşen akkelebek
Kar tanesi kar tanesi
Sağda solda uçan çiçek
Kar tanesi kar tanesi
Dedesi torununun yanına yaklaştı,
- Toprak ak yorganını yine çekiyor üstüne. Uzun bir uykuya dalacağı kesin. Baharda yeniden yeşillenecek topraklar, ağaçlar. Şimdi bize bu eşsiz manzarayı seyretmek düşüyor. Yarın çocuk sesleriyle dolar sokaklar. Biz de kardan adam yapar mıyız Beyzanur?
Beyzanur gözleri ışıldayarak dedesin baktı:
- Elbette dedeciğim! Hep birlikte kocaman bir kardan adam yaparız. Gülümseyen yüzüyle turuncu burnu ve siyah gözleriyle ne güzel olur.
Birlik olmak ne güzeldi. Bunu ne güzel anlatıyordu kar taneleri. Kendisinin de kar taneleriyle uçtuğunu hayal etti. Hayalinde neşe ve sevgi ile uçtu, uçtu...
Emine Yılmaz DERECİ
YazarSize tanıtacağım yeni kitabımızda Yavuz’un maceralarını okumaya devam edeceğiz. Hatırlıyorsunuz değil mi Yavuz’u, zaman makinesinin mucidi Yavuz’un dedesi Prof. Akif Yurttançıkmaz’ı, Orhan Abiyi, Paki...
Yazar: Sait ÖZER
Hayvan sesleri sokağın sessizliğini bir anda bozdu. Havlamalar, melemeler… Balkondan baktığımda, iki yavrusu ile koşan bir koyun ve onu kovalayan iki köpek gördüm. Çevredeki büyükler köpekleri sakinle...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Handan Hanım, mutfakta yemek pişiriyordu. Oturma odasından gelen sesleri duyunca tebessüm etti. Anlaşılan yeni öğretmenimiz öğrencisine ders anlatıyor dedi. Yalnız bu öğretmen küçük öğrencisi ise pek ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Malatya ile Kayseri kentleri arasında geçiş güzergâhında olan ve insanları işinde gücünde, ekmeğinin peşinde koşan bu şirin ilçede çocukluğum geçti. İlçenin ortasından kıvrılarak ırmak geçerdi. Irmağı...
Yazar: Erdal KARASU