III. SELİM’İN ANNESİ MİHRİŞAH SULTAN
III. Mustafa Han’ın baş kadınefendisi ve Sultan III. Selim’in annesidir. 1745 yılında doğduğu rivayet edilmektedir. 1761’de oğlu Şehzade (III.) Selim’i dünyaya getirmiştir. Topkapı Sarayı ve İstanbul’da şenlikler yaptırarak ilk şehzadesinin doğumunu kutlatmıştır. Şehzadesini saray bakıcılarıyla birlikte el bebek gül bebek yetiştirmiştir. 5-6 yaşına gelince ilk eğitimini başlatmıştır. Başta Lala Mahmud Bey olmak üzere birçok meşhur hocadan özel dersler aldırmış, onu padişahlığa hazırlamak için elinden gelen gayreti göstermiştir. Eşi III. Mustafa’nın 1774’de ölümü üzerine Edirne’deki Eski Saray’a gönderilmiştir. Daha sonra III. Selim’in 7 Nisan 1789’da tahta çıkması üzerine düzenlenen Valide Alayı Merasimi ile Valide Sultan unvanını alarak tekrar Topkapı Sarayı’na dönmüştür. Son yıllarını hastalıklar içerisinde geçirmiş; hekimler, başta sıtma olmak üzere türlü hastalık teşhisi koymuşlardır. 16 Ekim 1805 tarihinde tutulduğu hastalıktan kurtulamayarak vefat etmiştir. Kendi ismiyle anılan türbesi, Eyüp’te Bostan İskelesi Sokağında yer almaktadır. Türbe, barok mimarisinin en güzel örneklerindendir. Türbenin önünde üç gözlü revak vardır. Revakın kubbesi kalem işleriyle süslenmiştir. Giriş kapısının üzerinde Mülk Suresi’nin 1-2. ayetlerinin yazılı olduğu bir kitabe yer almaktadır. Çok hayırsever bir hanım sultandı. “En çok çeşme yaptıran valide sultan” olarak adını tarihe yazdırmıştır. Tespit edilebilen çeşme sayısı 13’tür. İstanbul’un dört bir yanını adeta çeşmelerle donatmıştır. Bunun dışında, banisi olduğu diğer mimari eserler şunlardır: 6 Haziran 1793’te başlattığı Eyüp’teki imaret, sebil, mektep, türbe ve iki çeşmeden oluşan külliyenin inşası, üç yıl içerisinde tamamlanmış, etraftaki bazı dükkânları da buraya gelir olarak kaydettirmiştir. 1794’te Humbarahane Kışlası Camii’ni yaptırmıştır. Eyüp’teki türbesinin yanına ve Eminönü ile Balıkpazarı arasında Taşçılar Caddesi başına birer çeşme tesis ettirmiştir. 1793’de Halıcıoğlu Camiini onartmış; 1794’te Kâğıthane Camii’nin karşısındaki Sultan İbrahim’in silahtarı Yusuf Paşa’nın yaptırdığı çeşmeyi ihya ettirmiştir. Karacaahmet’te Aşçıbaşı Mehmed Ağa Camii yakınında, Halıcıoğlu’nda Abdüsselam Camii Mezarlığı önünde, Hasköy yolu üzerinde, Hasköy’de kışla duvarı sırasında, Beşiktaş’ta Topal Hoca Mescidi arsası karşısında, Fındıklı’da Molla Bayırı Yokuşu’nun başında, Kasımpaşa’da Hacı Ahmed Camii önünden Kurtuluş’a çıkan yokuşun sonunda ve Yeniköy Molla Çelebi Camii’nin yanına da çeşmeler inşa ettirmiştir. Son olarak 1790’da Osmanlı-Rus ve Osmanlı- Avusturya savaşları sırasında asker temininde güçlük çekilmesi üzerine 500 bostancı askerini kendi bütçesinden teçhiz edip, padişahın da katıldığı bir törenle cepheye göndermiştir.
Zühal ÇOLAK
YazarYavuz Bahadıroğlu bir röportajında söyle anlatıyor: Bir gün Necip Fazıl’a dayanamadım sordum “Niye bu kadar öfkelisiniz?” Yine öfkelice “Öfkeli miyim? diye tepki gösterdi ben ısrar edince “Sen değil m...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Birçok insan gün içerisinde ya da gece uyurken istemsizce gerek iş yoğunluğu, gerekse günlük yoğunluk gibi nedenlerle ciddi bir stres dalgası yaşayabiliyor. Bu stres, zaman zaman fizyolojiye yansıyor ...
Yazar: Nesibe AYDIN
Sultan Abdülmecid’in eşi, Sultan II. Abdülhamid’in annesidir. Çerkez asıllı olup, Şapşığ kabilesindendir. 1819/1822’de doğduğu ve çocukken Kafkasya’dan getirilip Osmanlı Sarayı’na verildiği sanılmakta...
Yazar: Zühal ÇOLAK
Osmanlı toplumunda kadına yüksek bir değer verilir, her anlamda hak ve hukuku korunurdu. Kadınlar, sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim ve fikrî hayattaki faaliyetleriyle hatırı sayılır bir yere sahipti...
Yazar: Zühal ÇOLAK