HZ. ÜMMÜ CÜNDÜB EL-EZDİYYE (R. ANHÂ)
Hz. Ümmü Cündüb El-Ezdiyye (r.anhâ), Rasûlullah'ın (s.a.v.) Efendimiz’in mucizesine şahit olmuş bir sahabedir. Nesebi hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır. Künye Ümmü Cündüb'dür. Ümmü Cündüb (r.anh’a)’ün gerçek adı bilinmemektedir, künyesi olan Ümmü Cündüb ile meşhur olmuş bir hanım sahabidir. Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz Hicret’in onuncu yılının Zilhicce ayında hac farizasının hazırlıklarına başladığı duyulunca Medine ve Medine-i Münevvere dışındaki Müslümanlar da Peygamberimiz’le hac yapma şerefine nail olabilmek için hazırlık yaptılar ve yola koyuldular. Ümmü Cündüb'de Rasûlullah Efendimiz’in hac için yola çıktığını duyunca o da hemen hazırlanıp yola çıktı ve Zülhuleyfe'de Peygambermiz (s.a.v.)’e ve ashabına yetişti. Şahit olduğu mucizeyi Ümmü Cündüb (r.anhâ) şöyle anlatıyor: "İki cihan güneşi Hazreti Peygamber (s.a.v.)’i Cemretü’l-Akabe’nin yanında gördüm. Cemreye taş attı, sonra halk da attı. Sonra geri döndü. O esnada bir kadın, beraberinde akıl hastası bir çocuğu olduğu halde Rasûlullah Efendimiz’in yanına çıkageldi. Dönüp Peygamber Efendimiz’e: "Ey Allah'ın Rasûlü, oğluma bir musibet arız olmuştur, konuşamıyor." diyerek durumunu arz edince Peygamberimiz, kadına bir kap su getirmesini emretti. Getirilen sudan biraz mübarek ağzına aldı ve dua ettikten sonra tekrar kaba içerisine boşalttı ve ardından buyurdu ki: ‘Bu suyun bir kısmını çocuğa içir, diğer kısmıyla da evladının başını yıka." Ümmü Cündüb diyor ki: "Kadını takip edip peşinden gittim ve yanına vararak, o sudan biraz da bana hediye eder misin, benimde çocuğum hasta ona içireceğim, dedim. Kadın, biraz alabilirsin, dedi. Aldığım bir avuç kadar suyu götürüp hasta olan oğlum Abdullah'a içirdim. Allah’ın izni ve keremiyle evladım hemen iyileşti ve kendine geldi. Allah'ın dilediği kadar iyilik ve fazilet sahibi oldu." Ümmü Cündüb devamla diyor ki: "Bir zaman sonra o kadına rastladım, oğlunun durumunun ne hâlde olduğunu sordum. Kadın, oğlunun çok iyi olduğunu hatta emsali arkadaşları arasında sıhhat bakımından hepsinden daha iyi olduğunu dile getirdi." Ebu Nuaym'ın naklettiği ifade ise şöyledir: "Çocuğum iyileşti ve halk arasında en zeki olanlar arasına girdi." Ümmü Cündüb (r.anhâ), Peygamber Efendimiz'in mucizelerinden birine şahit olmuş ve bu sayede oğlu hastalığından kurtulup şifa bulmuştur.
N.Nida DURAN
Yazar
Hazreti Âsım (r.a.), Müslüman olduktan sonra hiçbir müşrike dokunmamaya ve müşriklerden hiçbirini de kendine dokundurmamaya karar vermişti. Bu kararında sabit olması için de devamlı olarak Cenâb-ı Hak...
Yazar: N.Nida DURAN
Hulûsi kalp ile kapına geldim, Hakk’ın has kulusun inandım bildim, Ben ki uzaklarda bir garip güldüm, Hulûsi Efendi şeyhim, efendim. Darende’ye doğan aysın, güneşsin. İlim oca...
Şair: Rabia BARIŞ
Hz. Dıhye, Medineliydi. Asıl ismi “Dıhye bin Halife” idi. Fakat o, “Dıhyetü’l-Kelbî” ismiyle meşhur olmuştu. Sima olarak ashâbın en güzel olanıydı. Cebrail birkaç defa Peygamberimiz’e onun suretinde g...
Yazar: N.Nida DURAN
Kültür ve medeniyet dünyamızın şekillenmesinde özellikle onuncu yüzyıldan sonra etkili olmaya başlayan tasavvuf; özünde ilâhi bilgi ve sırların bulunduğu mistik düşüncedir. Tasavvufun ferdî yönü öneml...
Yazar: Editör