Hz. Hud Aleyhisselam
Yemen’de yaşayan Hud (a.s.), Hz. Nuh’un oğlu Sam’ın soyundan bir peygamberdir. Geçimini ticaretle sağlar, toplumu içinde de sevilip sayılırdı. Hud Peygamber, takva ve ibadet ehli, cömert ve yoksullara bol bol sadaka veren mü’min bir kişi idi. Ad Kavmi’ne peygamber olarak gönderildi. Ad Kavmi Yemen bölgesinde yaşayan zengin bir topluluktu. Müreffeh bir hayat yaşayan bu millet tarımla uğraşıyor bölgede bulunan diğer topluluklardan medenî yaşayışlarıyla ayrılıyordu. Geçen zaman içinde şımaran Ad Kavmi fizikî güçlerinden dolayı kibirlendi, yanlış idarecilerin yönetiminde azgınlaştı; ”Kuvvette bizden daha güçlü kim var?” diyerek yeryüzünde büyüklük taslamaya, memleketlerinde azgınlık ve fesatlarını artırmaya ve halka zulmetmeye başladılar. Yanlış inançları Ad Kavmi’ni önce puta tapıcılığa ardında da ahireti inkâra yöneltti. Sadda, Samud, Henna adında üç put yapıp onlara tapmaya başladılar. Somut varlıkları yaratıcı olarak görmeye başladılar. Bu da Ad Kavmi’nde düşünce kirliliğine yol açtı, tevhit fikrinin esenliği unutuldu. Zamanla toplumda iman problemleri başladı, insanlar putları ilah olarak kabul edince hayatlarının dengeleri bozuldu. Kutsal olanlarla alay etmeye nihayetinde de her türlü kutsalla eğlenmeye yeltendiler. İçki, kumarla günlerini gün etmeye fakirlerle alay etmeye başladılar. Allahu Teâlâ onlara Hud (a.s.)’ı peygamber olarak gönderdi. İmana, ibadete, zulümden uzak durmaya davet etti. İyilik, nasihat Ad Kavmi’nde alay konusu oldu Hud (a.s)’ı akılsızlıkla itham ettiler, hayatın sadece dünyadan ibaret olduğunu ahirette yeni bir hayatın olmayacağını beyan ettiler. Dünya hayatı onların gözünü o kadar karartı ki hayatı sadece yaşadıklarından ibaret saydılar. Yüce Allah bunun üzerine üç yıl onlardan yağmuru kesti, kuraklık başladı. Hud (a.s.) onları tevbeye davet etti ama onlar tevbe etmediler, duadan yüz çevirdiler, yağmur yağdıracağını sandıkları bir kasırga ile yok olup gittiler. “Hud’un kendisini de, onunla birlikte Müslümanları da, katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayıp iman etmemiş olanların ise kökünü kestik.” (7/Araf, 72) Allah bizleri öğüt alanlardan eylesin.
Ali BÜYÜKÇAPAR
YazarSevgili yavrularım!Defalarca duyduğunuz bir kelime var ki bunu yarınlarda siz de sıkça kullanacak, vakti saati geldiğinde büyüklerin ne demek istediğini anlayacaksınız: “Çalışın, çalışın!” Bu söz kula...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Derleyen: Hamidullah HALICI / Çizen: Hamit YÜKSEK Bir kadın, komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde bütün köy dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı, derinde...
Yazar: Hamidullah HALICI
En başta gelen görevimiz Allah’ a karşı yapmak zorunda olduğumuzu kulluktur. “Allaha kul peygambere ümmet olasın.” diyen büyüklerimizin duasını almayı sakın ihmal etmeyin. Dünya dua üzerine kuru...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Bu sabah Latife Öğretmen’imiz, “Hem dersimi iyi dinliyorsunuz hem de devamsızlık yapmıyorsunuz. Bazı sınıflara derse girerken ayaklarım geri geri gidiyor. Bu sınıfa ise koşarak, öğretmenliğimin ilk yı...
Yazar: Mine TAŞDEMİR