Hoşgörülü Olmayı Öğrenmek
Hz. Peygamber (s.a.v.), hoşgörülü olmanın en güzel örneğini göstermiştir. Hoşgörü, onun hayatındaki en önemli değerlerden biridir. Hoşgörü, insanlara nazik, anlayışlı davranmaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.), bu tutumu hem sözleriyle hem de yaptığı şeylerle her zaman uygulamalı olarak öğretmiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), İslâm’ın esasının kolaylık ve hoşgörü olduğunu belirtmiştir. O, dinî görevleri yerine getirirken insanların zorlanmaması için her zaman kolay bir yol seçmiştir. Örneğin, bazı sahabeler çok fazla ibadet yapmayı istemişti. Ancak Hz. Peygamber (s.a.v.), onlara hayatın sadece ibadetle geçirilmemesi gerektiğini ve insanın doğal ihtiyaçlarından vazgeçmemesi gerektiğini anlatmıştır. Bu, İslâm’ın hoşgörü anlayışına aykırıydı.
Hz. Peygamber (s.a.v.), her zaman ölçülü olmayı ve aşırıya kaçmamayı öğütlemiştir. İnsanların gücünü aşan bir şey yapmalarını istememiş, kolay yolu tercih etmelerini söylemiştir. İki seçenek arasında kaldığında, eğer biri günah değilse, en kolay olanını seçmiştir.
Ticarette de hoşgörüyü öğütlemiş, alışverişte ve borç ödemede cömert ve kolaylık gösteren kişilere Allah’ın rahmetini dilediğini belirtmiştir. Ayrıca, yumuşak huylu olmanın ve insanlara kolaylık göstermenin çok önemli olduğunu söylemiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), hoşgörünün sadece başkalarına değil, aynı zamanda bize de geri döneceğini ifade etmiştir. "Başkalarına karşı hoşgörülü ol ki, sana da hoşgörüyle yaklaşsınlar." demiştir. Bu söz, hoşgörünün karşılıklı olması gerektiğini ve suiistimal edilmemesi gerektiğini anlatır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), bazen insanları zor durumda bırakacak, kırıcı davranışlar karşısında bile sinirlenmeden, sabırlı ve affedici olmuştur. Allah, Peygamberimiz (s.a.v.)’den ve mü’minlerden böyle davranmalarını istemiştir. Örneğin, bir gün bir bedevi, Hz. Peygamber(s.a.v.)’in giysisini arkasından çekti. Bu sert hareketle Peygamberimiz (s.a.v.)’in boynunda iz kaldı. Ama Hz. Peygamber (s.a.v.), ona kızmak yerine güldü ve ona yardım edilmesini istedi.
Bir başka zaman da, bir bedevi mescitte dua ederken sadece kendisi ve Peygamberimiz için Allah’tan rahmet diledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.), ona “Allah’ın rahmetini sadece daraltıyorsun.” diyerek Allah’ın rahmetinin herkese yayıldığını söyledi.
Hz. Peygamber (s.a.v.), kendisine ve Müslümanlara çok zarar veren Abdullah b. Übey gibi insanları da affetmiş ve onlara nazik davranmıştır. Übey, Müslümanlarla savaşmaya teşvik etmiş ve Peygamberimiz (s.a.v.)’e büyük sıkıntılar yaşatmıştı. Ama Hz. Peygamber (s.a.v.), hasta olduğunda onu ziyaret etmiş, öldüğünde ise oğluna onun kefenini vermiştir. Her durumda sabırlı ve affedici bir tavır sergileyerek hoşgörüsünü göstermiştir.
Editör
YazarSevgili arkadaşlar bugün sizlerle sevgi üzerine biraz hasbihal etmek istiyorum.Sevgi, bir bahar sabahı açan çiçekler gibidir. Her yaprağında umut ve mutluluk gizlidir.Sevgi, kalbimizin derinliklerinde...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
El-Müteâlî: İzzet, Şeref, Mertebe ve Hükümranlık Bakımından En Yüce, Aşkın OlanEl-Müteâlî; şan, şeref, kudret ve kuvvet sahibi olmak mânâsındaki alâ kökünden türemiş bir sıfat olup “izzet, şeref, mert...
Yazar: Editör
Sevgi, sevilen varlığın mükemmelliği, güzelliği, insana olan faydası gibi sebeplere dayanır. Bu açıdan baktığımız zaman Peygamber Efendimiz sevgiye en çok layık olandır.Peygamberler, Allah'ın kulu ve ...
Yazar: Naciye BEYZA
İnsanlar, doğası gereği mutluluğu ararlar ve bu mutluluğu genellikle toplum içinde bulurlar. Toplumda yaşayan herkesin mutlu olabilmesi için birlik içinde olması gerekir çünkü toplumun huzuru, bireyle...
Yazar: Editör