Hikmeti İlahi
Tohum koymuş meyvesinin özüne
Ağaçları çekirdeğe saklamış
Âlemleri ol Resulün yüzüne
Halk eyleyip, nuru ile paklamış
Arzı dünya döner ismin anarken
Leylü nehar aşkı celil yanarken
Zalim nefis imtihanla sınarken
Rabbim bizi rahmetiyle aklamış
Rüzgâr verir bulutları ağdırır
Merhametle yere yağmur yağdırır
Kudretinden arza boyun eğdirir
Âlemleri içten içe eklemiş
Her âdeme ömür vermiş yaşaya
Ne erine bakar, nede paşaya
Günahı sevabı yazar köşeye
Tevbe kapısında, durup beklemiş
Balığa can vermiş, hayatı da su
Şeytan azdırarak kuruyor pusu
Her canlı tadacak ölüm korkusu
Bazen yürek çarpmış, bazen teklemiş
Yerde karıncayı yürüten Hüdâ
Eylesin günahtan bizleri cüda
Uyarır yatarken derin uykuda
Kulluğun şerefini bize yüklemiş
Hilkati’yim derki gelmişim fani
Önceden gelenler nerdeler hani
Ecel vakti gelir verirsin canı
Azrail’e emir, verip yoklamış
Ramazan PAMUK
Şair
Bir şehir düşünün ki, Osmanlı’nın yükselişine tanıklık etmiş, sultanların hayallerine mekân olmuş, fetihlerden önce mânevî hazırlıkların yapıldığı kutlu bir durak… Evet, bahsettiğimiz şehir Edirne’dir...
Yazar: Kemal DEMİR
“Kötü giden bir hayat içerisinde ya da istemediği şekilde devam eden hayatının ilerde nasıl olacağını merak etmek bazen insanî gibi durabilir. Ama bugün adına fal dediğimiz ya da başka isimlendirmeler...
Yazar: Erol AFŞİN
Bir şehir ki Türkiye’nin serhaddi,Elmasta kaç kırat değer Edirne?Güzellikler hem manevi hem maddi,Saklıymış kalbinde meğer Edirne…Süloğlu’nun, Uzunköprü niyazı,Selimiye yükseltiyor avazı,Burmalı camim...
Şair: Halil GÖKKAYA
Doğmamış cihana böyle bir aslanKükremiş sel gibi, coşar MehmetçikYüreğinde saklar sarsılmaz imanDurmayıp yerinde, koşar MehmetçikYan gözle baktırmaz vatana yurdaYağmurda ıslanır, yüzer çamurdaDağlar m...
Şair: Ramazan PAMUK