Hikaye: Şirin
Ailece köye dedemlerin yanına gidiyorduk. Heyecanlıydım. Dedem bize Şirin adında bir hayvan aldığını söylemişti. Başka bir şey de dememişti. Merak içindeydim. Kesin küçük bir köpek veya kedi diye düşündüm. Köye vardığımızda ortalıkta kedi, köpek göremeyince, dedeme sordum:
- Şirin nerede?
- Ahırda.
Ahıra koştum. Bir de ne göreyim. Kocaman sarı bir inek, kocaman gözleriyle bana bakarken uzun diliyle burnunu temizlemekte...
Önce bir hayal kırıklığı yaşasam da onu çok sevmiştim. Beraber çayırlığa gittik. Koşturduk durduk. Kocaman karnına rağmen atlayıp zıplaması görülmeğe değerdi. Bir akşam dedeme onu nereden aldığını sordum. Dedem güldü. Başladı anlatmaya:
- Bu sene baktık her yer ot dolu. Bir inek almaya karar verdik. Muhtara satılık bir inek var mı diye sordum. Karşı köyde var, dedi. Muhtar ile beraber hayvanı görmeye gittik. İneğin sahibi yaşlı kadın bize ineğini övdü durdu. Sonra da istediği fiyatı söyledi. Bana da uygun geldi. Parasını yaşlı kadına uzatırken yazın torunlarımın da köye geleceğini, ineği görünce sevineceklerini söyledim. Yüzüme baktı. Ben ineği satmaktan vazgeçtim dedi. Şok olmuştum. İkna etmeye çalıştık, inatlaştı. Satmam da satmam diyordu. Muhtar ona;
- Neden satmıyorsun, bize bir açıklama yapar mısın? Hepimiz üzülüyoruz deyince yaşlı kadın boynunu büktü. Benim ineğin sütü az, iki kişiye yeter. Siz torun torba kalabalıksınız.
İneği o şekilde kabul ettiğimi söyleyip parasını ödedim. Şirin ile eve döndük. Kadının dediği gibi ilk zamanlar sütü çok azdı. Bol ot, yem derken sütü de çoğalıverdi. Tekrar gülümsedi. Dedem:
- Yapılan alışverişte alan memnun, satan memnun kalırsa o işte hayır vardır torunum. Güzel bir alışveriş yaptık. Yaşlı kadın da bana dua ediyormuş. Şirin’imi iyi bir yere verdim, orada mutlu, Allah razı olsun yeni sahiplerinden diyormuş.
O sırada ahırdan gelen mööö sesi hepimizi gülümsetti.
Emine Yılmaz DERECİ
YazarBeyaz Balina yavrusuyla beraber gün boyu yüzmüştü. Yavrusunun yorulduğunu hissediyordu. Dinlenecekleri adayı görünce yavrusuna;-Geldik işte bak İnci! Sana dediğim güvenli sular burası. Birkaç gün bura...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Dedemlerin bizi ziyaretinin ikinci günüydü. Dedem her fırsatta Peygamberimiz’i anlatmaya devam ediyordu. Hadislerin, Peygamberimiz’in sözleri, sünnetleri ise yaptıkları olduğunu hemen kavramıştım. Pey...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Bilge Leylek yuvasından etrafı seyrediyordu. Köyün içinden koşa koşa giden çocuğa baktı. Çocuk hem koşuyor hem de coşkuyla bağırıyordu;- Yaşasın İstanbul’a gidiyorum, duyun ağaçlar, duyun kuşlar, duyu...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Zengindir Türkçemiz, sohbetler kısırDillerin ucundan uçmuş sözcüklerHepimiz suçluyuz bizdedir kusurYaralı kuş gibi kaçmış sözcüklerBeş on kelimedir güne yayılanGünaydını zor der düşten ayılanLisanımız...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ