Her Şeyin Hayırlısı
Rızkını sırtında ağır yük taşıyarak kazanan hamalın biri, namazlarında daima, “Ya Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver; bir ekmek de olsa hayırlısından ihsan eyle.” diye dua ediyormuş.
Adamın hep aynı duayı tekrarlaması, yanındakilerin dikkatini çekmiş. Nihayet biri, bir gün sormadan edememiş:
- Kardeşim, sen her namazdan sonra duada; “Ya Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver; bir ekmek de olsa yine hayırlısından ihsan eyle.’ diye yalvarıyorsun. Ekmeğin hayırsızı da mı olur ki?
Hamal cevap vermiş:
- Birader, benim başıma geleni bir bilsen sen de aynı duayı tekrarlamaktan kendini alamazsın. Yanındakiler iyice meraklanmışlar:
- Neymiş başına gelen, anlat da biz de duyalım. Hamal, bakın, başıma ne geldi, diyerek başlamış anlatmaya:
- Ben, ekmeğini sırtındaki ağır yüklerin altında inleyerek kazanan bir insanım. Bir gün yine bir yokuş yukarı sırtımda ağır yükle çıkarken fena halde yorulduğumdan sırtımdaki yükü yere indirdim. Alnımdan damlayan terleri silerken içimden bir feryat koptu, dedim ki:
- Hey, ya Rabbi! Yediğim ekmeği bana ne kadar da zor veriyorsun! Ne olur, bu bir ekmeği şöyle oturduğum yerden kazanmayı ihsan eylesen de böyle kan ter içinde kalmasam.
Bu dua ağzımdan çıkar çıkmaz, birden karşımda iki kişinin sille tokat dövüştüklerini gördüm. Dayanamadım, aralarına girip ayırırken birinden yediğim bir yumrukla yüzüm kan revan içinde kaldı; işte o sırada gelen polisler, beni de kavgacılardan biri zannederek doğruca hapse attılar.
Mahkemeye çıkıncaya kadar yattığım hapiste her gün bana ekmek veriliyordu. Sırtüstü yattığım yerde ayağıma gelen bu ekmeği sıkıntı ve üzüntüden yiyemiyordum. Kendi kendime diyordum ki, işte ne sırtında yük taşıyorsun, ne de alnından öyle soğuk terler akıyor. Sana oturduğun yerde bedavadan gelen ekmek... Zevkle yesen ya... Ne var ki, dışarıda çalışarak alın teriyle kazandığım o ekmek, hapiste ayağıma gelen bu bedava ekmekten çok daha huzur verici ve lezzetliydi.
O zaman anladım ki, ben yanlış dua etmişim. Oturduğum yerden bir ekmek ver demişim, ama hayırlısından ver dememişim. İşte, o günden bu yana dualarımda isteğimi değiştirdim. Rabb’imden zahmetli de olsa hayırlısını, huzurlusunu vermesini niyaz ediyorum. Rabb’im cümlemize aşın, eşin, işin, evladın ve her şeyin hayırlısını nasip etsin.
Sema KORKMAZ
YazarMoğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagu, 1258 tarihinde Bağdat’a girerek Abbasi Halifesi Mutasım’ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Şehirde katlia...
Yazar: Sema KORKMAZ
Üç aylar, İslâm takvimine göre recep, şaban ve ramazan aylarından oluşan özel bir dönemi ifade eder. Bu dönem, İslâm kültüründe büyük bir manevî öneme sahip olup özellikle bu aylarda yapılan ibadetler...
Yazar: Sema KORKMAZ
Nasıl yaşamalı sorusu çok mühim bir sorudur. Buna verilecek en doğru cevap ise, Ramazan’ı şiarlı ve şuurlu olarak karşılamak ve yaşamaktır. Mü’min insanın hayatının tamamında olması gereken bu şiar ve...
Yazar: Sema KORKMAZ
Fâtih; Beldeler ve Gönüller Fâtihi (s.a.v.)Peygamber Efendimiz, Kâbe'yi yıkmaya gelen Ebrehe'nin ordusunun helak edildiği “fetih ve sevinç senesi”nde doğdu. Bir ismi de “Fâtih/Belde ve Gönülleri Fethe...
Yazar: Editör