HAYIR VE İYİLİK ÜZERİNE YARDIMLAŞMAK
Şerefli ve en güzel surette yaratılan insanın en önemli görevi, kendini yaratan Rabb’ini tanıması ve onun emirlerini hayatına uygulamasıdır. Müslüman, bu fâni hayat süresince insanlara iyilik etmekle görevlendirilmiştir. Bu amaç için tüm Müslümanlar birbirine yardım etmeli; günah işlemekten sakınmalı, el, gönül ve iş birliği yapmalıdır. Bu ilâhî emri yerine getirmek için nasıl davranmamız gerekir? Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: "Bir Müslüman; din kardeşine, zalim de olsa, mazlum da olsa yardım edecektir. Yani mazlumun elinden tutacak; zalimin eline vuracaktır. Zalimin zulmüne engel olmak, ona yardım etmektir." Müslümanların nasıl yardımlaşacağını Allah (c.c.) ve Rasûlü (s.a.v.) şöyle açıklamıştır: "Müslümanlar birbirinin kardeşidir; onlar tıpkı bir beden gibidir. Göz ağrıyınca bütün bedenin ağrıdığı gibi; baş ağrıyınca her yerin ağrıdığı gibi, onlar da birbirinin derdine duyarlıdır." Mü’minler kardeş oldukları için birbirini sevecek, koruyacak, birbirine merhamet ve yardım edecektir. Vücudun bir organı hasta olduğunda insanın uykusuz kaldığı, ateşler içinde yandığı gibi, onlar da birbirinin acısını yüreğinde duyacaktır. Bir başka deyişle mü’minler, birbirine sımsıkı kenetlenen binalar gibidir. Hiç kimse din kardeşine zulüm ve haksızlık etmeyecek, kardeşini düşmanın eline bırakmayacaktır. Bir Müslüman, din kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını karşılayacaktır. Sıkıntısını giderirse, Allahu Teâlâ da onun kıyamet günündeki bir sıkıntısını giderecektir. Ayıbını, kusurunu örterse, Allahu Teâlâ da onun ayıbını, kusurunu örtecektir. Kısacası bir kimse Müslüman kardeşinin yardımına koştuğu sürece, Allahu Teâlâ onu yardımsız bırakmayacaktır. Bu yardımlaşma, aile fertlerinin birbirine yardım etmesini de kapsar. Ev işlerinde eşine yardım eden kimse, Peygamber ahlâkını uygulamış olur. Birbirine yardım etmenin pek çok şekli vardır. Şimdi bunları Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den öğrenelim: Birine iyi, doğru ve güzeli tavsiye etmek, hatasını gösterip “Bunu yapma!” demek bir yardımdır. Birbirine dargın iki kişiyi barıştırmak bir yardımdır. Nakil vasıtasına binmekte zorlanan, eşyasını yüklemekte sıkıntı çeken birinin elinden tutmak bir yardımdır. Yol sorana yol göstermek bir yardımdır. Geleni geçeni rahatsız eden bir şeyi yol üstünden kaldırmak bir yardımdır. Bir iş yapana yardımcı olmak, işini beceremeyenin işini görmek bir yardımdır. Hatta kimseye zarar vermemek, kötülük yapmaktan uzak durmak da insanın kendi kendine yardım etmesidir. Bir Müslüman, derdini kendi imkânlarıyla halledemiyorsa, ona aracı olmak önemli bir yardımdır. Birine aracı olan, yaptığı iyiliğin sevabını görecektir. Aracılık hep iyi işlerde olmalıdır; dinin bir kimseye verdiği cezayı uygulatmamaya çalışmak yardım değildir. Bu, düpedüz, Allahu Teâlâ ile zıtlaşmak demektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), borcunu ödeyemeyene süre veren veya alacağının bir kısmını hatta tamamını bağışlayan kimseyi Allahu Teâlâ’nın kıyamet gününde, arşının altında gölgelendireceğini müjdeledi. Herkes sıkıntısını Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e açardı. O da kapısına gelene önce kendi imkânlarıyla yardım etmeye çalışır, edemezse, sahabelerinden yardım isterdi ve onlara, yaptıkları yardımın karşılığını Allah’tan alacaklarını söylerdi. Bir iyiliğe öncülük edene, o iyiliği yapan kadar sevap verileceğini ifade ederdi. Müslümanlar, birbirini her durumda savunmalıdır. Din kardeşinin bulunmadığı bir yerde onun aleyhinde konuşulup hakaret ediliyorsa, kendisi de onu savunabilecek durumda ise, gözünü kırpmadan savunacaktır. Kendisi yardıma muhtaç olduğu zaman da Cenab-ı Hak, ona yardım edecek ve cehennemden koruyacaktır. Din kardeşini savunabileceği halde savunmazsa, Allahu Teâlâ da onu yardıma muhtaç olduğu yerde yalnız bırakacak, kıyamet gününde halkın önünde küçük düşürecektir. Allahu Teâlâ, bazı kimseleri hayra anahtar, şerre karşı sürgü yapar. Bunun aksi de söz konusudur. Cenab-ı Hakk’ın hayırların yapılmasına vesile kıldığı kimse, gerçekten bahtiyardır. Allahu Teâlâ’nın en sevdiği kimse insanlara en faydalı olandır. Onun en sevdiği davranışlar; insanları sevindirmek, sıkıntılarını gidermek, borçlarını ödemelerine yardımcı olmak, elindeki imkânları olmayanla paylaşmak, darlığa düşenlere yardım etmek, öksüz, yetim ve garipleri koruyup kollamak, aç olanların karınlarını doyurmaktır.
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarMeşhur hikâyedir, yaşlı kadın üç yetim torunuyla yaşamaktadır. Büyük yoksulluğun acımasız kollarında gün bulup gün yedirir yavrucakları. Baba savaşta şehit olmuş, anne çocukları terk edip kaçmıştır. N...
Yazar: A. Tuba BÂKİLER SÜTDEDE
İnsan bir emirle gelir dünyaya, Gün gibi tükenir ömür dediğin. Serpilir açılır düşer sevdaya, Gün gibi tükenir ömür dediğin. Gönül bazen düşe kalka yorulur, Bazen yerde kavlar gibi savr...
Şair: Rabia BARIŞ
Bir dükkân sahibi dükkânın vitrinine üzerinde satılık yavru köpekler yazan bir tabela asarken yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi ve: “Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?” diye sordu. Adam, çoc...
Yazar: Sema KORKMAZ
Yasadığımız şu fâni hayatta önemli olan, Rabb’imize iyi bir kulluk yapabilmek, insanlarla güzel geçinerek arkamızdan hayırlı dualar almak ve ebedî âleme huzur içinde gidebilmektir. Bizim için en güzel...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ