Güzellik Taşıyan Her Şey Bir Sanat Eseridir
"Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek" mefhumu, insanlara genel manada güzellikleri telkin eder. Yaratılmışların en şereflisi olan insan elbette ki, "ahsen-i takvim" üzere yaratıldığından fıtrî olarak da, cismî olarak da en güzel bir surette yaratılmıştır. Onun içindir ki, güzel insanların becerikli ellerinde şekillendirdiği her şey, hatta dillerinden dökülen kelimeler bile bir sanat eseri olarak izhar olmuştur.
Arapça sana'a fiilinden türeyen sanat, çeşitli ansiklopedilerde onu "insanların gördükleri, his ve tasavvur ettikleri olayları ve güzellikleri insanlarda estetik bir heyecan uyandıracak tarzda ifade etmesi" diye tarif edilebilir. Daha açık bir ifade ile herhangi bir çalışmanın sanat eseri olabilmesi için, bir insanın elinden çıkmış olması, güzel olması ve orijinal olması gibi şartlara haiz olması gerekmez.
Allahu Teâlâ’nın kudretiyle yaratılan tabii güzellikler insanda hem heyecan uyandırmakta hem de güzellikler sergilemektedir. İnsanların ürettiği ancak basit bir masanın veya bir rahlenin her hangi bir sanat anlayışı taşımadığı dikkate alındığında genel olarak güzellik taşıyan her şey bir sanat eseridir.
İnsanı diğer canlılardan üstün yapan özellik onun maddî tarafı değildir. Çünkü bu diğer canlılarda da bulunan görülen ortak bir özelliktir. Hâlbuki insanın gerçek varlığını ortaya koyan en mühim amiller; onun dinî- ahlakî, ilmî ve sanat yönüdür. İslâm tarihi incelendiğinde; insanlık tarihinde sanat eserlerinin ve estetik düşüncenin İslâm'la hayat bulduğu görülür.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in oğlu İbrahim’in kabrinde bulunan bir taş parçasının göze çirkin görülmesinden dolayı kaldırılmasını istemesi İslâm Peygamberi’nin güzel düşüncesine ve estetik anlayışına bir timsaldir. Yine Kur'an’ın ve ezanın güzel sesle okunmasını teşvik etmesi de bu grupta değerlendirilebilir.
Kabul ettiğimiz bu yüce din, yalnız doğruluk, iyilik gibi ahlakî umdeleri değil, güzellik ve güzellik adına varolan değerleri de ihtiva etmektedir. Bir kudsî hadiste "Allah güzeldir, güzelliği sever." buyurulmaktadır. Yerlerin, göklerin, bitkilerin, hayvanlığın insanlığın güzelliği ve yalnız gövdede değil ruhta, sözde, işte ve yaşayışta güzellik İslâm’ın ideal hedefi olmuştur.
Kur’an’a göre Allah yaratıcıdır. Hem de yarattığını güzel yaratıcıdır. Allah yarattıklarına dileğince en uygun, en iyi biçimi, biçimlerin en güzelini verir. Onun için Allah sadece bitkilerin, hayvanların, insanların yaşamasına uygun olarak değil, güzel bir barınak olarak da yaratmıştır. Yeryüzü bu bakımdan bir sanat şaheseridir. Renk ve biçim güzellikleri Zariyat Suresi 48. ayet-i kerimede şöyle dile getirilmiştir: "Yeryüzünü de döşedik işte biz onu ne güzel döşemişizdir."
Kur'anî güzellik tema'sı ve Yüce Allah'ın bâkiliği kültür ve medeniyetimizin mimarî, musiki, edebiyat ve tezyini sanatlarımızın doğrudan temel kaynağıdır. İslâm sanatının neşvüneması, sadece "kalb-i selîm"in yeniden ele geçirilmesine bağlı bir keyfiyettir. İçinde debelendiğimiz şüphe hâli ancak "kalb-i selîm" ile izâle olunabilir; sadece sanat yapmak için değil, varlığın her cinsiyle yeniden aynı lisanı tekellüm edebilmek için evvela kalb-i selim'e muhtacız.
Musa Tektaş
Editör
YazarMuslih (s.a.v): Islah Edieci, Düzene KoyucuSevgili Peygamberimiz’in mübarek isimi şeriflerinden biri de “Muslih”tdir.Tarih, en kapsamlı ve en mükemmel ıslah faaliyetinin Hz. Muhammed (s.a.v.)’in gerçe...
Yazar: Editör
Emek, bir işin yapılması için harcanan beden veya kafa gücüdür. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma sü...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Bir varmış bir yokmuş… Çok ama çok uzaklarda, büyük bir padişahın küçük bir oğlu varmış. Adı Mehmet’miş. Bu Mehmet öyle sıradan bir çocuk değilmiş; çok meraklı, çok zekiymiş.Küçük yaşta kitaplar okuma...
Yazar: Editör
El-Müntakim: Suçluları Hak Ettikleri Şekilde CezalandıranEl-Müntakim, Yüce Allah'ın güzel isimlerinden biridir ve "suçluları hak ettikleri şekilde cezalandıran" anlamına gelir. Bu isim, Allah'ın adale...
Yazar: Editör