Aile: Fıtratın Sığınağı, İmanın Yansıması
Modern çağın hızla değişen değerler dünyasında, insanın huzur ve sükûnet arayışı bitmiyor. Ruhlarımız yorgun, gönüllerimiz dağınık… Böyle bir zamanda bizi toparlayan, hayata kök salmamızı sağlayan en kıymetli müessese -şüphesiz ki- ailedir. Ve aile, İslam’ın büyük bir ciddiyet ve rahmetle üzerinde durduğu en temel yapı taşıdır.
İslâm’a göre evlilik, yalnızca iki insanın bir araya gelişi değil, aynı zamanda bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de, Rum Suresi’nin 21. ayetinde Rabb’imiz şöyle buyurur: "Kendileriyle huzura kavuşasınız diye sizin için kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması, O’nun varlığının delillerindendir..." Bu ayet, aileyi sevgi ve merhamet temelleri üzerine kuran bir bakış açısını ortaya koyar. Zira evlilik, sadece bedenlerin değil, kalplerin ve niyetlerin de birleşmesidir. Bu birliktelikten doğan aile; insanın terbiyesinin, ahlâkının ve Allah’a kulluğunun en güzel şekilde şekillendiği bir okuldur.
İslâm terbiyesi, kalpten başlar ve evde kök salar. Aile; sabrın, merhametin, adaletin ve şefkatin yaşandığı bir hayat alanıdır. Anne baba, çocuklarına sadece rızık değil, aynı zamanda iman ve ahlâk mirası bırakır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu konudaki hassasiyetiyle ümmetine şöyle seslenmiştir: “Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olandır.”
Bu kutlu söz, aile içindeki davranışlarımızın İslâmî ölçülerde ne kadar büyük bir değere sahip olduğunu bize hatırlatır. Evdeki her tebessüm, her güzel söz, Allah katında karşılık bulan bir sadakadır.
Toplumları ayakta tutan, sadece yasalar ya da kurumlar değildir. En büyük kuvvet, sağlam karakterli bireylerin yetiştiği mutlu ve huzurlu ailelerdir. Bir toplumda boşanmalar arttıkça, nesiller kimlik bunalımı yaşadıkça, aile bağları zayıfladıkça o toplum hem manevî hem de sosyal bir çöküşe sürüklenir.
Bu yüzden, evlilik kararı almak da evliliği yürütmek de sorumluluk ve hikmet gerektirir. İslâm; bu bilinçle aileyi bir sığınak, bir huzur limanı, bir eğitim merkezi ve bir ibadet alanı olarak tanımlar.
Bu ayki sayımızda; aile olmanın derin anlamını, evliliğe hazırlanırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini, İslâm ahlâkına göre eş olmayı, çocuk terbiyesini ve aile içi iletişimin ruhunu birlikte ele alıyoruz.
Unutmayalım ki aile bir sığınak değilse dünya bir kargaşaya döner. Sevgiyle kurulmuş, saygıyla devam eden, imanla yoğrulmuş aileler, sadece bugünün değil, yarının da teminatıdır.
Dualarımız, yuvalarımızın huzurla dolması, evlerimizin Kur’an ve sünnetle aydınlanması içindir. Aileyle kalın, rahmette kalın.
Editör
Yazar
Aile; en yalın biçimde anne, baba, çocuklar ve torunlardan oluşan sosyal bir yapı olarak tanımlanmaktadır. Her insan bir ailede doğar, büyür, gelişir, kendisi de bir aile kurar. Geleceğin toplumu aile...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Kültürümüzde bahar ve çiçek; genellikle yenilik, tazelik, doğanın uyanışı ve hayatın yeniden canlanması gibi temalarla ilişkilendirilir. Bahar, kışın zorluklarından sonra gelen ferahlık ve tazelik anl...
Yazar: Editör
Sevgili okurlarımız;Yaşadığımız dünya; gökyüzüyle, toprakla, denizlerle ve içinde barındırdığı sayısız canlıyla Allahu Teâlâ’nın kudretini gösteren büyük bir ayet gibidir. Gözümüzü nereye çevirsek Rab...
Yazar: Editör
Uzun zamandır yapılan tatilin ardından depresif hissetmek oldukça yaygın bir durumdur. Rutinlerin bozulduğu, sorumlulukların bir süreliğine rafa kaldırıldığı tatil günlerinden sonra yeniden iş hayatın...
Yazar: Nesibe AYDIN