Ertuğrul Gazi: Söğüt-Bilecik
Geçtiğimiz ay, güneşli bir günde Bilecik ve Söğüt’e gitmek için ablam ve yeğenimle yola çıktık. Niyetimiz; Ertuğrul Gazi’yi ve Ertuğrul Gazi’nin, oğlu Osman Gazi’ye olan vasiyetinde “Oğul! Beni incit, Şeyh Edebali’yi incitme! O bizim aşiretimizin maneviyat güneşidir. Terazisi dirhem şaşmaz.” dediği Şeyh Edebali’yi ziyaret etmekti.
Ertuğrul Gazi, tarihte en sevdiğim ve hayran olduğum şahsiyetlerden biridir. Kısaca bahsetmek gerekirse Ertuğrul Gazi, Kayıların başında olduğu dönem boyunca Moğollara ve zamanın bütün fitnelerine karşı çok büyük kahramanlıklar göstermiştir. Bu da ileride cihan devleti olacak Osmanlı Beyliği’nin kurulmasına sağlam bir temel oluşturmuştur.
Yola çıktıktan bir süre sonra İznik Gölü’nün yanından geçerken, gölün masmavi ve dingin hâlini görünce dayanamayıp kısa bir göle girme molası verdik. Göl çok güzeldi ama piknik yapmak için gelenlerin sahile bıraktıkları çöpler içimizi sızlattı. İnsan hangi düşünceyle ya da nasıl, hiç düşünmeden doğayı böyle kirletiyor, anlaşılır bir konu değil.
Ben “Doğayı bu kadar hunharca kirletenin insanlığından şüphe ediyorum.” diyeceğim de insan haricinde hiçbir yaratılmış bu kadar bilinçli bir şekilde etrafa çöp atmıyor, doğayı ve canlıları öldürmüyor. Bir dahaki geldiğimizde böyle bir manzarayla karşılaşmamayı umarak yolumuza devam ettik.
Söğüt’e geldiğimizde büyük bir kalabalıkla karşılaştık. Yılda bir yapılan “Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri”ne denk gelmişiz. Şenlikler Ertuğrul Gazi’nin Türbesi’ne yakın yerdeki büyük alanda yapılıyordu. Bizim vaktimiz kısıtlı olduğundan, şenlikleri izleyemedik ama birçok yerde Yörük kıyafeti giymiş insanlarla karşılaşmak çok hoşumuza gitti. Sanki Ertuğrul Gazi dönemindeydik ve etrafta kahraman alpler dolaşıyordu.
Gerek Ertuğrul Gazi’nin gerek Osman Gazi’nin kayınpederi Şeyh Edebali’nin (türbesi Bilecik’te) ve hatta yüksek bir tepenin üzerinde olan Dursun Fakih’in türbelerinde aradan sekiz yüz yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen büyük bir ziyaretçi yoğunluğunun olması çok sevindiriciydi.
Bunda Diriliş Ertuğrul dizisinin de rolü büyüktür sanırım. Son zamanlarda yapılan tarihî diziler, bazı bariz yanlışlıklar içerse de, yine de insanların tarihe olan ilgilerini artırmıştır. Onlar hakkında araştırma yapmalarına, yaşadıkları, iz bıraktıkları yerleri gidip görmek istemelerine sebep olmuştur. Bu ziyaretlerde çocuklarımıza bu önemli zatların yaşadıkları dönemi ve yaptıkları kahramanlıkları anlatarak onların da tarihimize ilgi duymasını ve gerçek kahramanları kendilerine örnek almalarını sağlayabiliriz.
Raziye SAĞLAM
YazarÖğretmenlik, kutsal bir meslektir. Gönüllere girilmeden zihinlere girilemez. Öğretmeni seven öğrenci, dersi de sever. Öğretmenler; öğrencilerini maddeten ve manen yetiştirmek ve geliştirmek, eğitim ve...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Sevgili çocuk dostlarım; Hafize Teyze bu sabah kahvaltıda; - Çocuklar barajın suyu giderek azaldı. Aşağı köyde günlerdir sular kesikmiş. Zeliş; - Babaanne, gölün suyu da o ka...
Yazar: Raziye SAĞLAM
İçinde bulunduğumuz mübarek günlerde, Müslümanlar nefsini bir tarafa bırakıp Allah’a layık bir kul olma yolunda daha çok gayret ederler. Çünkü insan eşref-i mahlûkattır ve inancımıza göre, bunu koruma...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Nefsin başı hoş olur gerçi bî-namaz ileSen namazı bırakma, mi’rac et namaz ileGeçtiğimiz günlerde bütün İslâm âlemi olarak, Ramazan Bayramı’nı idrak ettik. Haberlerde Mescid-i Aksa’da tüm engellemeler...
Yazar: Raziye SAĞLAM