EDİTÖR’DEN MERHABA (OCAK 2018)
Yaşadığımız süre içinde sağlığımız elverdiği oranda çalışmak gereklidir. Çünkü çalışmak insana kazanımlar sağlayan bir davranıştır. Hayatın devamı için, başarıyı yakalayabilmek için çalışmak lazımdır. Başarı çalışmanın sonucu olarak elde edilebilmektedir. Okuldaki derslerimiz başta olmak üzere çalışmanın önemi çok büyüktür. Kişi her zaman çalışkanlığı ile tanınıp bilinir. Hayat boyunca tembel olanlar bir başarıya ulaşamamıştır. Her hususta zarar etmişlerdir. Maddî manevî bir kazanç elde edememişlerdir. Başarının çalışmayla ve herkese faydalı olmakla mümkün olduğunu anlatan bir hikâyeyi birlikte okuyalım: Adamın birisi gezerken ayaksız bir tilki görür ve hayrete düşer. “Nasıl yaşar bu hayvan, ne yer ne içer?” diyerek, Allah’ın lütfuna hayran olur. Derken bir aslan çıkagelir, ağzında bir çakal taşımaktadır. Görkemli ve korkunç hayvan avının bir kısmını yer, doyunca kalanını bırakıp gider. Tilki artığa doğru sürünerek yaklaşır ve afiyetle yiyip karnını doyurur. Tilkinin yiyeceğinin ayağına geldiğini gören adam, kendi kendine, “Bir tilkinin rızkını ayağına gönderen Allah benimkini neden göndermesin?” diyerek, çalışmasına gerek olmadığını, bir köşeye çekilip oturabileceğini düşünür. Ve ekler; “Allah nasip etmezse, aslan bile gücüne güvenerek yiyecek bulamaz.” Düşündüğü gibi yapar. “Rızkım, Allah’ın görünmeyen hazinesinden gelir, gayret etmem gerekmiyor.” diyerek beklemeye başlar. Bekler, bekler… Ne gelen olur ne de giden … Günler geçip gitmektedir. Tembel adam iyice zayıflar, eriyip bir deri bir kemik kalır. Güçsüz ve bitkin bir haldeyken bir ses duyar: “Ey tembel adam! Kendini ayaksız bir tilkiye benzeterek neden miskin miskin oturuyorsun? Kalk! Yırtıcı aslan ol. Başkasının artığına göz dikmeyi bırak. Sana yakışan artık yemek değil, artık bırakmaktır. Gücüyle aslan gibi olan başkasından yiyecek bekler mi? Haydi kalk! Kolları sıva. Çalış ve rızkını kazan. Hem kendin ye hem de muhtaçlara yedir.” Başarı dileklerimle…
Musa TEKTAŞ
Yazarİnsanlık, dünya yaratıldığından beri iyinin ve kötünün mücâdelesine şâhittir. Allahu Teâlâ, insanı en mükemmel şekilde yaratmıştır; ancak insan, zaman zaman en aşağılık duruma düşme eğilimi sergilemek...
Yazar: Musa TEKTAŞ
İnsanın iki önemli tarafı vardır: Biri nefs ve bir diğer yanı ise rûhtur. Nefs, rûhun emrine girerse, insan baştan ayağa rûh kesilir ve erdemin, olgunluğun, iyilik ve güzelliğin mekânı olur. Hulûsi Ef...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Tasavvuf ehli zikri; ruhlar yaratılırken “elest bezmi”nde Allah’a söz verenlerin bu dünyada hatırlanması olarak tarif ederler. Çünkü Cenâb-ı Allah, âyetlerde insanı hatırlamaya davet etmektedir. İnsan...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Tasavvufî anlayışa göre hevâ ve heves nefstedir. Bazı sûfîler, nefs kavramıyla insanın kötü sıfatlarını ve isteklerini kasdederler. Nefs, tabiatında ebediyet arzusu, cimrilik, acelecilik, hırs, nankör...
Yazar: Musa TEKTAŞ