EDİTÖR’DEN MERHABA (MAYIS 2018)
Hoşgörülü olmak demek, barıştan yana olmak demektir. Mevlâna, Mesnevi adlı eserinde “Sopa, mademki savaş ve kavga aletidir; o sopayı kır ve parçala. Kavga ve savaşmak şöyle dursun; gönlüm barışlardan bile ürkmektedir. Halkın savaşı, çocukların kavgası gibi tamamıyla anlamsız, temelsiz ve değersizdir.” öğüdünde bulunur. Hoşgörü hepimizi barış ve huzura çağırır. Hoşgörü, insanlığa kardeşliği, birlik, beraberliği ve sevgiyi tavsiye eder. Hoşgörülü olmak; bir başkasının düşünce ve kanaatlerini hoş görmek, kişinin düşünce ve kanaatlerini özgürce ifade etmesine ve düşüncelerine göre belirlediği yaşam tarzına müsamaha gösterme tutumudur. Hoşgörülü olmak, herkese saygı göstermek, merhamet ve şefkat duygusuna sahip olmak, tahammül etmek, bir güçlüğe katlanmak, olarak ifade edilmektedir. Mevlâna’nın “Hoşgörülükte deniz gibi ol.” gibi ünlü özdeyişleri ile Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Kimseyi kırma, kırana da kırılma. İncinsen de incitme.” sözleri, hoşgörünün önemine vurgu yaparken, onun sınırlarının ne kadar geniş olduğunu belirtmektedir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri de: Gökçek gerek dervişin sanı yoksula baya Suçluların suçundan geçip hoşgörülü ol beytinde derviş ruhlu, olgun, erdemli, güzel ahlaklı insanların fakir-zengin herkese aynı davranmasını, herkese hoşgörü ile bakmasını, suçlarını affetmesini bize öğütler. Bir hikâye ile konuyu açıklamaya çalışalım: Durmadan ağlayıp inleyen ve Allah (c.c.) için gözyaşı döken bir dervişe bir dostu: - Bu kadar fazla ağlayıp durma ki gözün bozulmasın, dedi. Derviş düşünmeden cevap verdi: - Bu işin iki yönü var: Göz ya görür yahut da göremez. Göz eğer, iyilikle bakıp güzellikleri, hoş görüyle bakıp yaratmış olduğu her şeyde Allah’ın nurunu görürse artık gam değil. Çünkü rızasını kazanmak için iki gözden olmak çok değersiz bir şeydir. Yok eğer bu gözler eğer, kötü niyetle bakıp eksikleri, öfkeyle bakıp, herkesi ve yaratılmış her şeyin eleştirisini görüp, yani Allah’ın nurunu göremeyecekse böyle gözlerin görmesindense kör olması daha evladır, dedi. Hoşgörü açısından bakabilmek umudu ve duasıyla…
Musa TEKTAŞ
YazarTasavvufî bir terim olan “sıdk”; gerçeği ifade etme, dürüstlük ve güvenilirlik kavramlarını kapsayan derin bir ahlâkî erdemdir. Bu terim, bir şeyin objektif gerçekliğine uygun bir şekilde ifade edilme...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Allah’ın sevgili kulları hep dert sahibi olmuştur. İyilik için dertlenmek, ideal olana kavuşmak için dert çekmek vuslatın vesilesi kabul edilmiştir.Derdi olan dermânın peşindedir, ama bulsa mı bulmasa...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Yakup (a.s.)ın oğullarından biridir. Annesinin adı Rahil'dir. On bir erkek kardeşi olan Yusuf (a.s.)’ın anne bir kardeşinin ismi Bünyamin’dir. Kenan diyarında mutlu bir hayat sür...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Bu sene, göç yolunda geçirdikleri bir hastalıktan dolayı, yerleşecekleri yere geç gelmişlerdi. Ormanın üstünde uçtular. Kendilerine yuva yapacak bir yer arıyorlardı. Fakat bütün ağaçlar kapılmış, dall...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ