Divân-ı Hulûsi: Gönül senden şerefli nûr-ı dîden bir cevâb ister
1. Gönül senden şerefli nûr-ı dîden bir cevâb ister
Firâk ile yanan cân derdine âcil şarâb ister
2. Düşen derde bilir derdlilerin ahvâl-i derdinden
Yanan dil kendi tek nâra düşüp bağrı kebâb ister
3. Cemâlin arz kılmaz dem-be-dem uşşâkına ma‘şûk
Ne çâre âşıkân ma‘şûkdan ref‘-i hicâb ister
4. Günâh ehli Cahîm’e girmemek ister velî ammâ
Cinâna girmek ile rü’yet-i yâra savâb ister
5. Ne bilsin zulmet-i hicri olanlar hem-demi şem‘in
Şeb-i hicrânda kalmış dîde her ân âfitâb ister
6. Bekâsız varı yok edip de varmağa dosta
Tecellî Tûr-ı dilde İbn-i İmrân’a hitâb ister
7. Hulûsî ayrı düşdü yârdan dâim kılar zârî
Anın gönlünde dâim yüz sürüp bâb u turâb ister
1. Ey gönül! Şerefli göz nurun, senden bir cevap ister. Ayrılıkla yanan can derdine acil şarap ister.
2. Dertlilerin derdinin hâllerini (ancak) derde düşen bilir. (Bu yüzden) yanan gönül de kendi gibi ateşe düşüp bağrı yanmış (birini) ister.
3. Sevgili, güzelliğini âşıklara her zaman göstermez, (ancak yine de) âşıklar, çaresizce ondan güzelliğini örten örtüyü kaldırmasını isterler.
4. Günahkârlar cehenneme girmemek ister ancak cennete girer girmez de yâri görmeye/temaşaya izin isterler.
5. Mumun dostu olanlar ayrılık karanlığını ne bilsinler. Ayrılık gecesinde kalmış göz, her an güneş ister.
6. Fâni varlığı yok edip dosta varmak için gönül Tûr’unda tecelli ve İmran’ın oğlu Hz. Mûsâ’ya hitap ister. İmrân, Hz. Mûsâ’nın babasının adıdır.
7. Hulûsî, sevgiliden ayrı düştüğü için daima ağlar. Onun gönlü sevgilinin kapısına daima yüz sürüp, toprak olmak ister.
Nesre Çeviren: Prof.Dr. Nihat ÖZTOPRAK
Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Yazar1. Seher vaktinde güller açılıp bülbül figân eylerBu hâli anlara bâd-ı sabâ-yı câvidân eyler2. Gözün görmez velî yoksa o vech-i bî-nihânın kimO mahbûbun cemâlin kangı şeydir ki nihân eyler3. Gönül mih...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Çağa nikâh kıyıp gelin almayaYiğitler ant içti, haberin var mı?Dünürcü gidiyor Kızılelma’ya,Nice serdengeçti haberin var mı?Çile şimşeğinin her çakışında,Derdin tezgâhında, sert nakışında,Bunca yenilg...
Şair: Bestami YAZGAN
Yıllar önce İstanbul’da bir ortaokulda müdür yardımcılığı yaparken, idare odasına, on iki-on üç yaşlarında iki çocuk, onların annesi ve bir de dedeleri geldi. Sade kıyafetlerinden ve çekingen tavırlar...
Yazar: Aydın BAŞAR
1. Sâkî müdâm sunsa şarâb gam-ı firâk n’eyler n’eylerGönül olsa mest ü harâb gam-ı firâk n’eyler n’eyler2. Ara yerden ayrıla il zevke ere cân ile dilMatlabını bulsa gönül gam-ı fîrâk n’eyler n’eyler3....
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi