CAMGÖZ VE ARKADAŞLARI MARDİN EVLERİNDE
Sevgili çocuk dostlarım; Mardin'deki çekimlere devam ediyoruz. Sırada tarihî Mardin Evleri var. Sabah hep beraber gidecektik ama uyandığımızda kimse yoktu. Bütün odalara baktım, gitmişlerdi. Uzun Kulak, benim çok üzüldüğümü görünce "Üzülme Camgöz! Biz de birlikte gezeriz." dedi. Tam bahçe kapısından çıkacakken uzaktan Rüzgâr’ın geldiğini gördük. Hem çok şaşırdık hem de sevindik. Bizi almadan gittikleri için pişman olup geri dönmüşlerdi herhalde. Rüzgâr tam kapının önünde durdu. İçinden ilk olarak Hafize Teyze’nin indiğini görünce sevincimiz bir kat daha arttı. Koşarak yanına varıp kucağına atladım. Onu ne kadar çok özlemiştim. Hafize Teyze de "Canlarım benim. Sizi ne çok özlemişim." deyince gözlerim doldu. Ömer "Camgöz! Sizi almadan gittik sandınız değil mi?" diye muzip muzip güldü. Zeliş de Uzun Kulak’ı kucağına almış kıvırcık kulaklarını okşarken "Bence onları almadan gitmeyeceğimizi bilirler Ömer." dedi. Bunlar ne güzel arkadaşlardı. Hafize Teyze "Camgöz'üm! Hasretinize dayanamadım. Hem mübarek Ramazan ayı da geliyor ya, burada ve daha sonra gideceğimiz farklı birçok yerde mübarek Ramazan’ı yaşamak istedim." dedi. Ne güzel bir haberdi. Hafize Teyze uzunca bir süre yanımızda kalacaktı. Bugün çekimleri öğleden sonra yapıyoruz. Mardin evleri öyle güzel bir mimariyle yapılmış ki, özellikle batı güneşine göre evler gölgede kalıyormuş. Çekimler sırasında bu özelliği de yansıtılacakmış. Bu evler gezdiğimiz bütün yerlerde gördüklerimizden çok farklı. Kapı ve pencereler hariç, tamamıyla kalker taşından yapılmış ve çok güzel işlemelere sahip. Evler öyle bir tarzda yapılmış ki hepsinden aynı manzara görülebiliyor, hepsi aynı oranda güneşten ya da rüzgârdan faydalanabiliyor ve binlerce yıldır sapasağlam duruyor. Zeliş bu evleri görüp özelliklerini öğrenince hayranlıkla "Selim Abi, ben ileride mimar olmaya karar verdim. Bu evlerdeki şahane sanat ve teknikleri kullanarak, harika binalar yapacağım." dedi. Selim "Çok doğru karar vermişsin. İnşaallah çok başarılı olacaksın." O gün çekimler çok güzel geçti. Yurdumuzun her köşesi olduğu gibi Mardin evleri de çok güzeldi ve çok sevdiğimiz Hafize Teyze de yanımızdaydı. Rüzgâr da, Hafize Teyze’nin kucağındayken devamlı gülümsemek geliyordu içimden. Hoşça kalın…
Raziye SAĞLAM
YazarEs-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin Divan’ını okurken“Geçtik esrar-ı ‘Ene’l-Hak’tan, o Hallâc değiliz.” dizesiyle başlayan bir şiiri çıktı karşıma. Daha önce hiç rastlamadığım bu şiirin dördü...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;İpekle ilgilenen seyis, onu ay sonunda yapılacak yarışlara hazırlıyor. Çevredeki at sahibi olan çocuklar yarışmaya atlarıyla katılabilecekler. Yarışa katılan bu çocuklara, henü...
Yazar: Raziye SAĞLAM
İçinde bulunduğumuz ayda, 29 Mayıs 1453, İstanbul’un fethini kutluyoruz. İstanbul’un fethi, son zamanlarda bazı çevrelerce basitleştirilmeye çalışılsa da insanlık tarihindeki en önemli olaylardan biri...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Yakup (a.s.)ın oğullarından biridir. Annesinin adı Rahil'dir. On bir erkek kardeşi olan Yusuf (a.s.)’ın anne bir kardeşinin ismi Bünyamin’dir. Kenan diyarında mutlu bir hayat sür...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR