Bir Erdem Olarak Hoşgörü
Hoşgörü, İslâm ahlakının temelini oluşturan bir erdemdir. Bu erdem; insanları yargılamadan, kırmadan ve aşağılamadan, affedici ve anlayışlı olmayı içerir. Hoşgörü, farklı inanç ve görüşleri kabullenmeyi, bireyler arasındaki sevgi ve barışı artırmayı amaçlar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hoşgörünün en güzel örneklerini sunmuş ve ahlakıyla bu erdemi pekiştirmiştir.
Hz. Aişe (r. anha), O'nun çirkin söz ve davranışlardan uzak durduğunu, kötülüklere kötülükle karşılık vermediğini belirtmiştir. Hoşgörü, farklılıkları anlayarak ve saygı göstererek bireyler arasında denge ve yakınlık sağlar.
Bu erdem, sadece kabul edilebilir farklılıklarla değil, aynı zamanda hoş görülemeyen durumlarla karşılaştığımızda da önem kazanır. Hoşgörüsüzlük, toplumsal huzursuzluklara yol açar; oysa hoşgörü, dinler, kültürler ve gelenekler arasında barış ortamı yaratır. İslâm hoşgörüsü, tüm insanları kucaklayıcı bir anlayışa sahiptir. İnanç ve ibadet özgürlüğü, herkesin saygı göstermesi gereken temel haklardır.
Hoşgörü, farklılıklarla bir arada yaşamayı ve anlayış göstermeyi gerektirir. Kur’an’da, insanların farklı diller ve renklerde yaratılması, Allah’ın kudretinin bir işareti olarak belirtilmiştir.
Bireylerin hem kendi din kardeşlerine hem de diğer din mensuplarına anlayış gösterebilmesi büyük önem taşır. Modern çağın hızla değişen koşulları, toplumların tek bir din veya inanç etrafında birleşmesini imkânsız hale getirmiştir. Hoşgörüsüzlük, dinî inanç farklılıklarının anlaşılmazlığa ve çatışmalara yol açabileceğini göstermektedir.
Kendi inançlarını tek doğru olarak gören bireylerin başkalarına bu anlayışı dayatması, dinî hoşgörünün önündeki en büyük engeldir. Bu nedenle, inanç farklılıklarını sosyal yaşamın bir gerçeği olarak kabul eden bir hoşgörü anlayışının bireylerde geliştirilmesi gereklidir.
İslâm açısından, sosyal ilişkilerde hoşgörü hayati bir unsurdur. Kur'an-ı Kerim, hoşgörüsüzlük göstererek zulmeden, kendini beğenen, hainlik yapan, bozgunculuk çıkaran ve büyüklük taslayan kişilerin yanlış davranışlarını eleştirmektedir. İslâm, bireyleri değerlendirirken onların şahsına, çevresine ve toplumuna karşı tutumlarını esas alır.
Toplumda sevgi, saygı ve hoşgörü içinde yaşamak, huzurlu bir yaşamın gereğidir. Bu erdeme her alanda ihtiyaç vardır; özellikle sosyal medya gibi platformlarda dikkatli olmak önemlidir. Yunus Emre’nin “Yaratılanı hoş gör, Yaratan'dan ötürü.” sözü, hoşgörünün temelini yansıtan bir ilkedir.
Editör
YazarMübarek: Uğurlu, Hayırlı, Bereketli (s.a.v.)Peygamberimiz’in bir ismi de “Mübarek”ti. Yani; uğurlu, hayırlı, bereketli idi. Gerek peygamberlikten önce gerek sonra bereketini bütün âlem görmüştür.Hz. H...
Yazar: Editör
Yasadığımız şu fâni hayatta önemli olan, Rabb’imize iyi bir kulluk yapabilmek, insanlarla güzel geçinerek arkamızdan hayırlı dualar almak ve ebedî âleme huzur içinde gidebilmektir. Bizim için en güzel...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Hoşgörülü olmak; başkalarının düşüncelerine, inançlarına ve davranışlarına saygı göstermek, farklılıklara karşı anlayışlı ve kabul edici bir tutum sergilemektir.Hoşgörülü insanlar; bakışları, duruşlar...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
El-Âhir: Sonu OlmayanYüce Allah'ın en güzel isimlerinden olan el-Âhir, el-Evvel'in mukabili olup, varlığı nihâyetsiz olan, sonu olmayan anlamına gelir.Bütün varlıkları yaratmada öncelik Yüce Allah'a a...
Yazar: Editör