Asker Saime
22 Mayıs 1919’da Kadıköy’de düzenlenen mitingde, adından söz ettiren kadın bir öğretmen adayı vardı: Münevver Saime Hanım... “Asker Öğretmen” ya da “Asker Saime” lakabıyla anılıyordu.
Saime Hanım o sırada üniversite öğrencisiydi. Mitingde söz aldı ve topluluğu hayrette bırakan etkili bir konuşma yaptı. Konuşmasında, kalabalığa şöyle haykırdı:
“Ey tarihlerinin kara gününü yaşayanlar! Size hitap ediyorum: Milletler için kara günler olabilir. Tarihin sayfasına kendini yazdıranlar, var olmak şerefine erişmiş demektir. Milletler için yeniden dirilmek var.
Heyecanlarımız, kanlarımız söndürülse bile, göğsümüzde milletten yapılmış bir kalp var ki; onda, bir yabancının, bir düşmanın ne ihtiras, ne korkusu yaşar. Onların semalarını kaplayacak ancak istiklal havasıdır.”
Saime Hanım, sesini biraz daha yükselterek konuşmasına hararetli bir şekilde devam etti:
“Ben, hürriyeti elinden alınmış bir milletin kızı olarak, istiklalime nasıl yürüyeceğimi söyleyeceğim.
Oğlum bana;
- Ben neyim, diye ilk sorduğu gün, ona semalardan haykıran bir melek gibi;
- Büyük tarihli bir Türk’sün, diye hitap edeceğim.
Bu nida, bu hayırlı ses, onun ruhunda ne fırtınalar hazırlar. Ninnisini söylerken, bugünleri yanık sesle ruhuna serpeceğim. Kundağına mimarların yaptığı bu abideleri işleyeceğim.
Masallarda, Fatihleri, Yavuzları anlatacağım. Mendilinde, kitabında, cüzdanında, şapkasında, hep İzmirler görecek. Ölürken ona, babamdan kalan altın kakmaIı kılıcı, rafta sarılı duran Kur’an’ı ve bayrağı bir miras olarak vereceğim...”
Asker Saime, uzun konuşmasının sonuna geldiğinde, son mesajları şöyle oldu:
“Bir millet yok edilemez? Hepimiz masa üzerinde hastaya bakan bir operatör olur, bu yarayı açar, birlikte pansuman edersek, yasamak hakkına sahip olacağız. Evet, Müslüman kardeşlerim, açık söylüyorum. Az söylemek, çok iş görmek zamanı gelmiştir. Biz yalnız ağlıyoruz. Ağlamakla kazanılacak hak, hıçkırıklarımızı işitecek kalp yok. Hiçbir zaman gözyaşlarıyla adalet sağlanmaz. Birlikler kurup mücadele etmeliyiz!”
Bu sözleriyle, işgalcilere mücadele bayrağı açan Saime Hanım, mitingden hemen sonra tutuklandı. Fakat kaçmayı başardı. Anadolu’ya geçti; Milli Mücadele’ye katıldı.
Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi’nde görev aldı. Özellikle cephe arkasında ve istihbarat işlerinde önemli başarılar gösterdi. İzmit’te bir görev esnasında yaralandıysa da, belli etmeden vazifesini yerine getirdi.
Savaştaki hizmetlerinden dolayı, İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı. Saime Hanım, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İstanbul Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı.
İsmail ÇOLAK
Yazar
1909 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası bir subaydı; hem Osmanlı Ordusu’nda hem de TBMM’nin kurduğu Düzenli Ordu’da önemli görevlerde bulundu, birçok savaşa katıldı.Nezahat, çocukluk çağını hiç...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Bir zamanlar, Halep’in düzlüklerinde oynayan Ammar adında bir çocuk vardı. Ammar’ın dünyası, annesinin pişirdiği mis kokulu ekmekler, babasının akşam sohbetleri ve mahalledeki dostlarıyla doluydu. Anc...
Yazar: Erbay KÜCET
Kore’deki Türk Tugayı, moral ve mâneviyatını diri tutmak için olağanüstü gayret gösteriyordu. Özellikle General Tahsin Yazıcı’nın çabaları takdire değerdi. General Yazıcı, millî ve mânevî değerlere bü...
Yazar: İsmail ÇOLAK
“Tayyar” Hanım, Osmaniye’nin Raziyeler Köyü’ndendi. Asıl adı Rahmiye idi.Katıldığı savaşlardaki çeviklik ve atikliğinden dolayı ona, “uçan kadın” anlamında “Tayyar Kadın” lakabı verilmişti.Güney Cephe...
Yazar: İsmail ÇOLAK