Ailede Çocuk Eğitimi
Geleceğimiz olan çocuklar; hayatımızın süsü, vazgeçilmez çiçekleridir. Çocuklarımıza hayatın görünen ve görünmeyen güzelliklerini göstermemiz, o tertemiz kalplerine nakış nakış güzellikleri işlemek hepimizin en temel görevidir.
Anne ve babalar çocuklarına karşı söz ve davranışlarında çok dikkatli olmak zorundadır. Çocuklarımızla nitelikli zaman geçirip onların acı ve sevinçlerini paylaşmalıyız. Çocuklar saf, masum, tertemiz, iyi yürekli, merhametli olmalarının yanında aynı zamanda çok anlayışlıdır. Çocuklar bazen öyle güzel, ilginç, enteresan şeyler söylerler ki şaşırıp kalırız. Bunlardan anne-babalar olarak derslerin çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.
Her birinin ayrı düşünceleri, ayrı dünyaları, ayrı zevkleri olduğunu unutmayalım. Çocukların gerek söz gerek davranışlarından bir şeyler çıkarmaya çalışalım. Bir eğitimci olarak çocuklardan çok şey öğrendim. Çocuklara karşı söz ve davranışlarımız samimi olmalıdır. Yapmacık davranışlar ve pohpohlama geri teper. Çocuklar sözlerinizde alay olup olmadığını hemen anlarlar.
Çocukların samimiyeti insanı üzmez, aksine ona ders verir. İnsanlara değer verilmesi gerektiğini bizler öğretmeliyiz. Başkalarının duygularına saygı duymak, gelişmiş düşüncenin bir ürünüdür. Sevginin farklı şekillerde olduğu unutulmamalıdır. Bilgisizce davranmak çocuk ruhunda yaralar açar.
İstenmeyen bir sevgi çocuk ruhunu öldürür, kötü sonuçlara sebep olabilir. Eleştirmek bir düşünce, bir değerlendirme ve bir anlama yoludur. Eğer bir çocuğun fikrini açıkça söylemesini, ne demek istediğini anlatmasını istiyorsak söyleyecekleri hoşumuza gitmese de dinlemeliyiz.
Kendini ve yaptıklarını sorgulamayan, geleceği olan gençleri iyi eğitemeyen milletlerin sonları hiç de iyi olmuyor. Gençlerimizi iyiye, güzele, doğruya, yararlıya yöneltemiyorsak, gençlerdeki enerjiyi, yetenek ve becerilerini, duygularını geliştirmede onlara rehberlik yapamıyorsak toplu olarak hatayı kendimizde aramalı ve ben ne için yaşıyorum demeliyiz.
Çocuğu eğiterek hayata hazırlamak çok önemli bir görev, değerli bir sanattır. Çocuğa güven duygusu vermek, sosyal yönlerini geliştirmek, sağlam kişilik kazandırmak her anne-babanın görevleri arasındadır. Anne-babalar sevgilerini göstermek zorundadır. Velinin ilk yapacağı iş, çocuğuna özgüven kazandırmaktır. Kendine inanan ve güvenen çocuk hızla gelişir.
Çocuğa sık sık söz hakkı vermek, onun değerli olduğunu hissettirmek, fikirlerine saygı duymak, başarısında takdir etmek, başkalarıyla kıyaslamamak, sık sık sevdiğinizi söylemek, onlara yeteri kadar zaman ayırmak, birlikte iş yapmak, sosyal ve sportif çalışmalara katılmalarını sağlamak çocukta özgüven oluşturur.
Çocuk ilgi duyduğu şeylere zaman ayırdığında anne-baba ilgi alanına müdahale ederse çocuk zor durumda kalır, yeterince gelişemez. Duygu yakınlığı ve destek gören çocuğun kişiliği gelişir, yetersiz duyguları aşar.
Anne-baba çocuğundaki korku ve güvensizliği kaldırmalıdır. Büyükler için küçük olan bir şey, çocuk için büyük olabilmektedir. Anne-baba, çocuklarına gönül desteği ile sevgilerini göstererek psikolojik destek sağlamalı, sevgi cimrisi olmamalıdır. Çocuğumuza hiç çekinmeden, bolca “Seni seviyorum.” demeliyiz.
Bunu duyan çocuk kendini güvende ve güçlü hisseder. Çocuklarımıza güven kazandırmanın bir yolu da onları tanıyıp becerilerini uygulayacakları ortamı hazırlamak, onların fikirlerini almak, duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmaktır. Çocuklarımıza güven kazandırmak istiyorsak konuşurken yüzlerine bakmalı, onlara sorumluluk vermeli ve onları takdir edip ödüllendirmeliyiz.
Çocuğumuza mutlaka zaman ayırmalı, onunla konuşmalıyız. Çocuğumuzda sağlam bir kişilik oluşsun istiyorsak korku ve endişelerine saygılı olmak zorundayız. Söyleyeceklerimizi onları aşağılamadan, başkalarıyla kıyaslamadan, tenkit etmeden, güzel bir dille söylememiz gerekir.
Anne-babaların çocuklarına karşı çok önemli görevleri vardır: Doğumunda onları sevinçle karşılamak, hazırlıklı olmak, kendilerine çocuk verdiği için Allah’a şükretmek. Anne-baba olmak kolay iş değildir. Çok ağır sorumlulukların yüklenilmesini gerektirir. Anne-babada sevgi, şefkat, hoşgörü, fedakârlık, sabır, yol gösterme, destek olma gibi özellikler bulunmalıdır.
Sevgi bir başkasının iyiliğini en yüce değer olarak görmek, onun iyiliğini kendi iyiliğinden bile önemli görmek değil midir? Toplumdaki kültürel değerler anne ve babayı olumlu ya da olumsuz şekilde etkilemektedir. Anne-baba olmaktan mutluluk duyan ve çocukları için ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalışanlarla çocuklarını nasıl yetiştireceğini bilemeyen, güvensiz anne-babaların davranışları çok farklı olmaktadır. Biri gayet olumlu davranırken diğeri olumsuz davranabilmektedir.
Çocuklar, kendilerine hep ideal davranışlar öğretildiğinde bu davranışları çevresinde göremediği zaman büyüklere olan güvenlerini kaybetmektedirler. Çocukların korkularını asla küçümsememeliyiz. Korumayı ve saygı görmeyi çocukların sevgisi sağlar.
Büyüklerin çocuklara karşı davranışı çocuğun kişiliğinin gelişmesinde etkili olur. Sevgi ve şefkatten mahrum yetişen çocuklar endişeli, korkulu ve kinci, yetişkin olunca da saldırgan bir kişiliğe sahip oluyor. İhtiyarlıklarında kolayca terk ediliyorlar. Bunun tersine çocuklar sevgi, ilgi ve şefkat ortamında yetişince iyi niyetli, mutlu ve fedakâr oluyor. Bu çocuklar anne-babalarına bağlı oluyor, onlara karşı görevlerini bilerek onları yerine getiriyorlar.
Çocuk yetiştirirken yöntemlere körü körüne bağlanmamak gerekir. Çocuk yetiştirmede bir dönem doğru kabul edilen şeyler zamanla değişebilmektedir. Günün şartlarına göre hareket etmek gerekebilir. Yeniliklere açık olunmalıdır. Hiçbir yöntem çocuğumuzdan önemli olamaz.
Çocuk disiplin için değil, disiplin çocuk içindir. Disiplin çocuğa yararlı olduğu sürece uygulanırsa bir değeri olur. Çocuğumuzdaki becerileri erken yaşlarda keşfetmemiz gerekir. Çocuğumuzun kendi hedefleri olmalıdır. Bizim yapacağımız sadece temenni, teklif ve uyarı şeklinde olmalıdır.
Sümeyye Büşra YILDIZ
Yazarİslâm kardeşliği, Allah’ın mü’minler arasına koyduğu öyle yüce ve değerli bir hukuktur ki hakkıyla yapıldığı zaman mükâfatı çok büyüktür. Toplumun huzur, sevinç ve mutluluk kaynağıdır. İslâm kardeşliğ...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
“Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar.” dizesinin sahibi büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek on iki yaşında şiir yazmaya başlamış, annesinin dileği üzerine şair olmuştur. Herkes tarafından çokça sevilen ese...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU
Kitabın adı: Yıldırım BâyezîdYazar: Metin ÖzdamarlarYayınevi: Eğlenceli BilgiYayın yeri ve yılı: İstanbul/2020Sayfa sayısı: 132Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: cesaret, kararlılık, liyâkat, entrika, d...
Yazar: Sait ÖZER
Sultan III. Ahmed’in kızlarından biridir. Doğum tarihi belli değildir. Doğum tarihinin 1715 yılı Ekim ayı ya da onu izleyen aylarından biri olduğu rivayet edilmektedir. Dört köşeli mührü üzerinde şunl...
Yazar: Bengisu HAYAT