Çocuklarla İletişimde “Ben Dili”
Çocuklarıyla iletişim problemi yaşamayan anne baba yok gibidir. Genel anlamda iletişim problemlerinin başında, anne babaların çocukları kendi yetiştikleri çağa göre yetiştirmek istemeleri gelmektedir. Bu da aile içinde kuşak çatışmasına ve iletişim problemlerine neden olmaktadır.
Bu anlamda, anne babaların çocuklarını Hz. Ali (r.a.)’nin “Çocuklarınızı yaşadığınız çağa göre değil, onların yaşayacakları çağa göre yetiştirin.” anlayışına göre yetiştirmeleri gerekiyor.
Anne babaların dünyanın en değerli hazinesi olan çocuklarıyla iletişim kurarken yargılamadan, eleştirmeden, uzun uzun nasihat etmeden bir yetişkin gibi konuşmaları iletişim becerilerini artıracaktır.
Çocuklarla kurulacak iletişimde ben dilini de iyi kullanmak gerekir. Anne babaların olumsuz durumlarda çocuğu suçlayıp çocuğun savunmaya geçmesine sebep olacak şekilde değil, yapılanlar karşısında duygu ve hissettiklerini çocukların seviyelerine uygun ve güzel bir şekilde ifade etmeleri gerekir.
Çocukla iletişim kurarken çocuğu suçlamak yerine; “Bu şekilde davranman, böyle söylemen beni üzüyor… Ödevlerini zamanında yapmadığın için üzülüyorum…” ile başlayan ben dili içeren cümlelerle duygularımızı ifade etmemiz iletişimin devamını sağlayacaktır.
“Okuldan çıkıp doğruca eve gelmediğin zaman başına bir şey gelmesinden korkuyorum. Çünkü nerede olduğun hakkında bir bilgim yok. Bekletilmek hoşuma gitmiyor, bu da beni tedirgin ve huzursuz ediyor.” demeniz, hoşunuza gitmeyenin çocuğun kendisi değil, davranışları olduğunun farkına varmasını sağlayacaktır. Bunun yanında, çocuklara hayır deneceği zaman; “Seni seviyorum; ama isteğine hayır…” demeniz, çocuğunuz için daha olumlu bir sevgi dili olacaktır.
Çocuklar sıkıntılı ve üzgün oldukları zaman konuşmak istemezler. Bu durumda konuşması için çocuğun üstüne gitmek yerine, “Canın herhalde konuşmak istemiyor; ama ne zaman konuşmak istersen ben seni dinlemeye hazırım...” mesajı, çocuğun sıkıntılarını sizinle paylaşmasına olanak sağlayacaktır.
Çocuklar, kendilerine yakın duran, konuşurken gözlerinin içine bakan ve geri bildirimleri ben diliyle veren anne babalarla daha iyi iletişim kurmaktadırlar. Yine konuşma esnasında sözlerinin kesilmemesi, durakladıklarında “Hımmm, evet, anlıyorum…” diye geri bildirimler verilmesi çocukların dinlenildiğini ve anlaşıldığını göstereceğinden daha rahat konuşmalarını sağlayacaktır.
Olumlu geri bildirimler, çocukların benlik saygılarını geliştirecektir. Çünkü çocukların kendileri hakkındaki duygu ve düşünceleri, benlik saygısına bağlıdır. Yine olumlu geri bildirim, çocukların kelime hazinelerini geliştirecektir. Bu da çocukların konuşma yeteneklerini geliştireceğinden duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade etmelerini sağlayacaktır.
İletişim problemi yaşamamak için;
Sonuç olarak; anne babalar, dünyanın en değerli hazinesi olan çocuklarıyla yargılamadan, eleştirmeden, nasihat etmeden sevgi dolu cümlelerle iletişim kurmalıdırlar.
Ve en önemlisi çocuklarımızı gerçekten dinlediğimizde, onlara zaman ayırdığımızda, konuşurken onları yüreklendirdiğimizde, onlarla ilgilendiğimizde, onlara fırsat verdiğimizde ve onları koşulsuz kabul edip takdir ettiğimizde iletişim problemleri ortadan kalkacaktır.
M. Emin KARABACAK
YazarBiz, çocukluğumuzda hiçbir şeyi bayramlık istediğimiz kadar istemezdik. Çünkü bizim çocukluğumuzda maddî sıkıntılar vardı. Bayramlığı, bayram şekerini ve de harçlığı sadece bayramdan bayrama görürdük....
Yazar: M. Emin KARABACAK
Mansûr: Allah'ın Yardımını Gören, Muzaffer Komutan (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in mübarek isimlerinden biri de “Mansûr/Allah'ın yardımını gören, zafere kavuşturulandır. Cenâb-ı Allah (c.c.)...
Yazar: Editör
Ramazan deyince biz anne babaların aklına genellikle eski ramazanlar özellikle de çocukluğumuzda tuttuğumuz oruçlar gelir. Çocukluğumuzda oruç deyince de aklımıza ilk tekne orucu gelir. Onun için çocu...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Nedir bu sınav kaygısı?Sınav kaygısı, sınava çalışmak yerine sınavı kaybettiği takdirde başına gelebilecek olumsuzlukları düşünmektir. Sınav kaygısı, dikkatini sorulara vermek yerine, daha çok sınav s...
Yazar: M. Emin KARABACAK