Çocuk ve Sabır
Çocuk, Allah’ın insana lütfettiği en güzel nimetlerden birisidir. Bu nimet, büyüklüğü nispetinde bizden gayret istemektedir. Şu bir gerçek ki, insan israfının bedelini sadece içinde yetiştiği aile ödemez, bunun bedeli bütün bir topluma mal olur.
Eğitim, uzun soluklu bir süreçtir. Hemen karşılık beklemek ve bu konuda aceleci davranmak ham meyveyi dalından koparmak gibi bir şey olur. Çocuğun temiz fıtratına ektiğimiz tohumu sabır suyuyla sulayarak vaktini beklemeliyiz. Bu tohumun yeşermesi, dal budak salması bazen ay bazen yıllar alacaktır.
Çocukluk, insan gerçeğinin en önemli safhasını ve ilk basamağını oluşturur. Sonrasında hayata attığımız her adımda bu ilk evrenin izi çıkar karşımıza. Çünkü kişiliğin oluşmasındaki maya ve öz, çocukluğumuzda oluşur. Bizler büyüdükçe maya tutmaya, özümüz ortaya çıkmaya başlar. İnsana kıvam vererek onu şekillendiren ve geleceğe hazırlayan ise onu yetiştiren ailesidir. Bizler biliyoruz ki, hiçbir ideal insan tipi kendiliğinden yetişmeyecektir. Bu noktada her şeyin hızla değişip dönüştüğü günümüz dünyasında, aile kurumunun değerini ve insan yetiştirmedeki önemini bir kez daha yakından hissediyoruz. Bir yönüyle aile ve ev ortamı, insan yetiştiren laboratuvar gibidir. Bilinçli bir aile ortamı, insan neslinin devam etmesinin yanında; ahlaklı, insanlığa faydalı, dünya-ukba dengesini oturtmuş çocukların yetişmesine de imkân sağlar.
Bizler, yabancısı olduğumuz bir yerde, hedeflediğimiz bir güzergâha varmak için bize yol tarif edecek birilerini ararız. Hatta son zamanlarda teknolojiden yararlanıp hedef konum yazarak navigasyon uygulamasını kullanırız. İsteriz ki, çıkmaz sokaklarda uğraşmayalım. Hedefimize en doğru yoldan ulaşalım. Aynen bunun gibi ebeveynlik yolculuğumuzda da bize kılavuzluk edecek ve bizim anne babalık becerimizi geliştirecek bizden tarifler ararız, okuruz, dinleriz. Çünkü ebeveynlik; sadece olunan bir şey değil, yapılması gereken bir mesuliyettir. İdeal insan yetiştirme gayretinde olan anne babalara baktığımızda onların çocuklarına olan ilgilerini bilgiyle şekillendirip ebeveynliklerini sabır erdemi ile süslediklerini ve yine dua zırhını her daim kuşanmış olduklarını görürüz.
İlk olarak anne babalıkta “bilgi”nin yerine bakalım. Çocuğumuza karşı “neyi”, “nerede”, “nasıl” yapmamız gerektiğini bilmek için, bize gerekli olan bilgi ve donanıma ulaşmayı öncelikle kendimize düstur edinmeliyiz. Mademki elimizdeki malzeme insan; onu tanımak, anlamak ve onun gelişiminde rol oynamak için elimizi güçlendirecek eğitim ve bilgilenmeye ihtiyacımız var. "Ben ancak muallim olarak gönderildim." diyen bir Peygamber’in ümmeti olarak içinde bulunduğumuz hâl ile ilgili ilimleri öğrenmek üzerimize yüklenen büyük bir sorumluluktur. Nasıl ki bizler bir meslek edinmek için çeşitli eğitimler alıp kurslara gidiyorsak ilk ve en önemli görevimiz olan anne babalık için de bir eğitim almamız gerekir. Çünkü çocuk, Allah’ın insana lütfettiği en güzel nimetlerden birisidir. Bu nimet, büyüklüğü nispetinde bizden çaba istemektedir. Şu bir gerçek ki, insan israfının bedelini sadece içinde yetiştiği aile ödemez, bunun bedeli bütün bir topluma mal olur.
Bunun için; nasıl ki bir çiftçi toprağını, heykeltıraş işlediği malzemenin cinsini ve özelliğini tanımak zorundaysa bizler de çocuklarımızı ve onların gelişim dönem özelliklerini bilmemiz gerekir. Normal ile anormal olanı ayırt edebilmek için bu bilgiye ihtiyacımız var. Ayrıca çocuğumuzu tanımak, onun gelişim sürecinde yapabileceklerini, ilgi ve kabiliyetlerini de bilmemize yardımcı olacaktır. Böylelikle bizler çocuğumuzun gelişim, kabiliyet ve mizacına uygun bir beklentiyle onun istek ve ihtiyaçlarına daha doğru cevaplar verebiliriz. Çocuğumuzun gelişimine şahitlik ederken ona doğru bilgilerle rehberlik etmemiz adına çocuk eğitimi ile ilgili kaynaklar okumak, seminer, kurs ve toplantılara katılmak, alanında uzman kişileri dinlemek öncelikli yapmamız gerekenlerden olmalı.
Çocuk eğitiminin olmazsa olmazlarından bir diğer husus ise, “ilgi”dir. İlgiyle alakalı hani bir söz vardır: "Bilgi beş harflidir, beşte dördü ilgidir." şeklinde. Çocuk eğitimine dair bilgimizi anlamlı kılacak en önemli unsur, etkin ilginin varlığıdır. Çünkü insanın sosyal bir varlık olarak iyi ve huzurlu bir hayat sürmesi ancak başkalarının ilgi ve alâkasına bağlıdır. Hele bu başkası çocuğun anne babası ise ilgiye duyulan ihtiyacın dozu çok daha şiddetlidir. Genelde anne babanın çocuğu ile ilgilenmesi deyince akla ilk gelen, ebeveynlerin çocuklarının yeme, içme, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması olur. Ama ilgiyi sadece bu gereksinimlerin karşılanması olarak değerlendiremeyiz. Çocuklar için evin yuva hâline gelmesi, anne babanın çocuğuna gösterdiği ilgi, alaka ve sevgi ile mümkündür. Peygamber Efendimiz’in; “Her hak sahibine hakkını ver!” buyruğu bu konuda kulaklardan asla silinmemelidir. Çocukla ilgilenmek demek, ona zaman ayırmak demektir.
Bu ise kimi zaman çocukla çocuklaşarak onlarla oyun oynamak, şakalaşmak şeklinde olabileceği gibi kimi zamansa onların sorunları ile ilgilenmek tarzında olacaktır. Çocuğumuza vakit ayırmamız, ona değer verdiğimizi gösterir. Yine çocuklarımızla ilgilenirken onları okşayarak, öperek ve onlara sarılarak kendilerine olan sevgi ve muhabbetimizi gösterebiliriz. Ailesinden yeterli derecede duygusal yakınlık ve destek gören çocuklar, kişiliklerinin teşekkülünde yetersizlik, değersizlik ve doyumsuzluk gibi prangalara takılmadan sağlam bir karaktere ulaşırlar. Çocuklarla ilgilenirken eğitimin sihirli anahtarı sevgiyi merkeze koyduğumuzda çocuklarımızın daha duyarlı bireyler olmalarına yardımcı olabiliriz.
Sümeyye Büşra YILDIZ
Yazar
Henüz kelimeler var olmadan önce bile insan, acının karşısında sessizce beklemeyi, içinden “geçecek” diyebilmeyi öğrendi. Çünkü sabır, zamanı bir yük değil, bir dost kılar. Her nefeste içimizde yenide...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU
Günümüzde önem vermemiz gereken bir konu da çevreye karşı duyarlı olmaktır. Yüce Rabb’imiz Rûm Sûresi 41. âyetinde, “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Allah (c.c.) Âl-i İmrân Sûresi 103. ayetinde "Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” buyuruyor. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir defasında ashabına şöyle buy...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Günümüzde en çok değerini kaybeden konulardan biridir mahremiyet. Toplumu ifsat eden, zihinleri bulandıran, hayatı zehir eden davranışların başında mahremiyete uyulmaması gelmektedir. Aile mahremiyeti...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ