MUTLULUK VEREN BİLGİ RASÛLULLAH’A ÖVGÜ
Yusuf Has Hacip
tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dili, edebiyatı ve kültür tarihinin
önemli kaynaklarından olan Kutadgu Bilig, Mutluluk Veren Bilgi anlamına gelmektedir. Yusuf Has Hacip
tarafından Karahanlı sultanlarından Buğra Han’a takdim edilen bu eser, Hakaniye
lehçesinde ve Uygur harfleri ile yazılmış[i],
ayrıca mesnevi tarzı ve aruz ölçüsünün Türk-İslâm edebiyatında kullanılmasının
öncülerinden olmuştur. Müellif, eserinde 4 ahlâkî değeri 4 sembolik karakterle
eşleştirerek mesajlarını verir. Buna göre hakan Küntogdı adaleti, vezir Aytoldı
saadeti, vezirin oğlu Ögdülmiş aklı ve son olarak zahid Ogdurmış
akıbeti/hayatın sonunu temsil eder. Yazar, bu karakterler arasında geçen
konuşmalarla insanlara öğüdünü vererek ve devlet nizamının kaidelerini
belirleyerek hem bir nasihatname
hem de bir siyasetname örneği
ortaya koymaktadır.[ii]
Klasik divan
telifinin tertibine uygun olarak eserine tevhidle başlayan şair, akabinde bir na‘t-ı şerîfe yer verir.[iii]
Bununla birlikte Yusuf Has Hacip, mukaddime ve tevhid başlığında da Efendimiz
(s.a.v.)’den bahsederken, eserin muhtelif yerlerinde Peygamber Efendimiz’e
salât u selâmını ve şefaat dileğini yineler.[iv]
Eserdeki na‘t-ı şerîfi dikkatinize sunuyoruz:
1. Allah gönderdi sevgili peygamberi
Halkın seçkini, insanların en iyisi
2. Karanlık gecede ışık oldu halka
Seni de aydınlattı parlak ışığıyla
3. Allah’tan sana çağrı getirdi
Seni doğru yola götürdü
4. Atasını anasını gözetmekten öte
Tek dileği yol göstermekti ümmete
5. Gündüz yemedi, gece yatmadı
Rab’dan iyiliğini istedi, seni kolladı
6. İyiliğini istedi gece gündüz emeklerle
Onu öv sen şimdi, sevincini dile
7. Bütün kaygısı ümmeti içindi
Kurtulup rahata ermesi içindi
8. Daha içtendi atadan anadan
Hep bunu dilerdi Yüce Allah’tan
9. Allah’ın rahmetiydi halk üzerine
Dürüsttü, güvenilirdi kendisine
10. Hoş tavırlıydı, alçak gönüllü
İçten, eli açık, güzel edepli
11. Kara yer, mavi gökte kutsaldı
Allah katında yeri ayrıydı
12. Başıydı önder olanların halka
Nübüvvet silsilesinde son halka
13. Şimdi onun yoluna bağladım gönül
Sevip sözün tuttum, eyledim kavil
14. Allah’ım sen gözet benim gönlümü
Sevgili peygamberle kesme bağımı
15. Kıyamette göster dolunay yüzünü
İlahi, o tutsun benim elimi[v]
İlk 3 beyitte
şair, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in risalet fonksiyonuna dikkat çekmektedir. Buna
göre insanların en iyisi olan seçilmiş peygamber, insanları şirkin
karanlığından imanın aydınlığına çıkaran bir kandil, dalaletten hidayete
erdiren bir rehber olarak tavsif edilmektedir.
Sonraki 5
beyitte Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ümmetine düşkünlüğü ve bu düşkünlüğün
tezahürleri ele alınmaktadır. Buna göre ümmetine olan sevgi ve samimiyeti ile
Hz. Peygamber (s.a.v.), tebliğ vazifesi ile yetinmemiş, insanların iyiliği için
çalışmış, dualarını da hep bu hususa hasretmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in
ümmetine düşkünlüğü herhangi bir kan ve akrabalık bağının çok ötesindedir. Bu
durum Kur’an’a da konu olmuş ve ilgili ayetlerde Cenâb-ı Allah, hiçbir
peygambere nasip olmamış bir şekilde kendi isimleri olan Raûf/çok şefkatli ve
Rahîm/çok merhametli kelimelerini, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ümmetine karşı
hissiyatını anlatmak için kullanmıştır.[vi]
Şair, na‘t yazma sebebini de bu satırlarda açıklar. Onu öv şimdi, ifadesi ile Hz. Peygamber’i methetmeyi, Efendimiz
(s.a.v.)’in ümmetine düşkünlüğüne bir şükrâne olarak mütalaa etmekte ve
muhataplarına da bunu telkin etmektedir.
9. beytin ilk
mısraında şair, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in âlemlere rahmet oluşunu konu ederek
ilgili ayete[vii] ve
ikinci mısrada güvenilirliğini vurgulayarak Hz. Peygamber (s.a.v.)’e İslâmiyet
öncesinde verilen Muhammedü’l-Emîn
sıfatına telmihte bulunmuştur. 10. beyitte ise onun güzel ahlaklı oluşu ifade
edilmiştir. Efendimiz (s.a.v.)
pek çok mucizesi ve üstünlük
vasıfları varken Kur’an’da ahlâkı ile övülmüştür.[viii]
Bu durum, ahlâk-edep meselesinin hem vahy nazarında hem de Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şahsında ehemmiyetini
göstermektedir.[ix] Türk-İslâm
edebiyatında eser telif etmiş olan şair ve yazarlar da bu duruma bigâne
kalmamışlar ve güzel ahlakı sıkça ele almışlardır.
Şiirin belki de en dikkat çekici
beyti 12. beyittir. Çünkü burada Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hem nebîlerin ilki hem de
sonuncusu olduğu ifade edilmektedir. Böylelikle şairin muhayyilesinde nûr-i Muhammedî düşüncesinin izlerini
taşıdığı görülmektedir. Kaldı ki yine bu eserin tevhid bahsinde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, yaratılanların da ilki olduğu
açıkça ifade edilir.[x]
Şu hâlde bu paradoksal ifade, âlemin varlık sebebi olarak nûr-i Muhammedî
düşüncesi[xi] ile
tarihî şahsiyetiyle Hz. Peygamber (s.a.v.)’in nebîler kronolojisinde sonuncu olduğunu ifade etmektedir.
Şair 13. beyitte Hz. Peygamber(s.a.v.)’in yoluna gönül verdiğini
belirtirken tıpkı Kur’an’daki gibi sevgi ve itaat arasında bir ilgi kurar. Buna
göre Allah’ı sevmek Hz. Peygamber (s.a.v.)’e itaat şeklinde tezahür etmelidir.[xii]
Daha önceki örneklerde de görüldüğü üzere Yusuf Has Hacib, konuyu ele alış
biçimi ve kavram tercihleri ile ciddi bir Kur’an kültürüne sahip olduğunu
gösterir.
Son iki beyitte artık şairin temenni
ve yakarışları satılara düşer. Hz. Peygamber (s.a.v.)’le gönül bağının daima diri
kalmasını niyaz eden şair, aynı zamanda ahirette O’nun (s.a.v.) nur cemalini
müşahede etmeyi ve şefaatine nail olmayı ummaktadır. Şair, şefaat talebini
tevhid bahsinde de “Sevgili peygamberle birlikte kıl beni/Elimden
tutsun kıyamet günü.” ifadeleri ile
dile getirir.
[i]
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig,
hzl. Mustafa Kaçalın (T. C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar
Genel Müdürlüğü) Eserin orjinal metnine e-kitap olarak erişilebilmektedir:
https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-78447/yusuf-has-hacib---kutadgu-bilig.html.
[ii]
Eser hakkında detaylı bilgi için bk. DİA,
“Kutadgu Bilig”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV
Yayınları, 2002), 26/478-480.
[iii] Eserin günümüz Türkçesi ile hazırlanmış
halinde; Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, ed. Halil Aşıcı, çev. Muzaffer
Tunçel (Ankara: Gençlik Spor Yayınları, 2019), 35-36.
[iv] Örnekler için bk. Has Hacip, Kutadgu
Bilig, 2019, 15, 19, 35, 60, 132, 301, 313, 501.
[v] Mustafa
Tunçel Bey’in tercümesi, bazı değişikliklerle nakledilmiştir.
[vi] Diyanet
İşleri Başkanlığı, Kur’an-ı Kerîm, 9/Tevbe, 128-129. Ayet Tefsiri için bk. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Tevbe-suresi/1363/128-129-ayet-tefsiri
[vii]
21/Enbiyâ, 107: “Biz seni ancak âlemlere
rahmet olarak gönderdik.”
[viii]
İlgili ayetler için bk. 68/Kalem, 4; 33/Ahzâb, 21
[ix] Abdulkadir Geylânî, Âdâb Kitabı,
çev. Osman Güman (İstanbul: Ehil Yayıncılık, 2017), 94.
[x] Has Hacip, Kutadgu Bi̇li̇g, 2019,
19.
[xi] Konu hakkında bilgi için bk. Mehmet
Demirci, “Hakîkat-ı Muhammediyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi
(İstanbul: TDV Yayınları, 1997).
[xii] 3/Âl-i
İmrân, 31: “De ki (Ey
Peygamber) Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun.”
Hamit DEMİR
YazarBilindiği üzere peygamberlerin mucizeleri, kendi devirlerinde revaçta bulunan ve gelişmiş olan bilim ve sanata göre farklılık arz etmektedir. Bu durum, onların gönderildikleri kavimde kabul edilmeleri...
Yazar: Hamit DEMİR
Her Dem Taze Beyitler Vedat Ali Tok’un uzun yıllardan beri yaptığı berceste beyitlerin açıklamasından oluşan bir kitap. Yazarın daha önce de “Bercesteler Arasında” ismiyle benzer bir çalışması vardı. ...
Yazar: Yusuf HALICI
Osmanlı Devleti’nin her cihetten fetihlerle genişlemesinde büyük pay sahibi olan hükümdar Kanûnî Sultan Süleyman Han’dır. Onun döneminde ordunun özellikle Batı’ya yönelmesi ve gemilerin Akdeniz’e sürü...
Yazar: Hamit DEMİR
Tasavvuf düşüncesinin, dünyaya gönül vermeme öğretisi sûfî söylemi ve şiiri şekillendiren unsurların başında gelmektedir. Buna göre sûfîler, eserlerinde ve şiirlerinde vakit kavramının üzerinde hususi...
Yazar: Hamit DEMİR