Selim Kalp Sahibi Olmak
Birkaç gündür iki ablamla birlikte Afyon Kaplıcalarındayız. Bu seyahat, hayatın yoğun temposu içinde, bir nefes alma gibi oldu. Çarşıyı gezerken, bir dükkânda çalışan bir çocuk, bizim uzaktan geldiğimizi anlamış olmalı ki “Abla, Afyon’u beğendiniz mi?” diye sorunca ben “Ülkemin her şehri ayrı güzel.” dedim.
Çocuk cevabımı beğenmedi ve “Hep aynı cevap verilir.” gibi bir şeyler mırıldandı ama gerçekten Darende başta olmak üzere, gittiğim her şehir ayrı bir güzeldir benim için. Herhangi bir Anadolu şehrine gittiğimizde, alışveriş yaparken marketlerde olanlardan değil de halkın kendi ürettiği ürünlerden almayı isteriz.
Bunları alırken de gerek esnaftan gerek satışı yapan köylü ve çiftçilerden samimiyet ve dürüstlük bekleriz doğal olarak. Konuyu biraz daha açmak adına, cuma günü yaşadığımız bir olayı paylaşmak istiyorum sizinle:
Camiye yakın bir yerde bir kadın, “Kendi tereyağım. Üç tane kaldı.” deyince üçümüz de hem iyi bir tereyağı yemek hem de üretici bir kadına destek olmak isteğiyle hepsini aldık. Camiden çıktığımızda aynı kadını yine üç tane tereyağı satarken görünce ben, kendimi tutamayıp, “Hani son üç taneydi.” dedim.
Kadın güldü ve “Bu üç son, satıp gidecem.” dedi. Asıl sürpriz ise evde bizi bekliyordu. Zira tereyağı diye aldığımız yağın tereyağı ile hiç ilgisi yoktu. Şimdi geri götürüp paramızı almayı düşünüyoruz ama bilmiyorum, yapar mıyız? Keza haşhaş ezmesi aldık iki farklı yerden ve iki farklı fiyata ama daha pahalı olandan bile leblebi tadı gelince -doğrusu- çok üzüldük.
Tabii karşılaştığımız birkaç örnekten dolayı bütün bir halkı zan altında bırakmak da bir yanlışı daha büyük yanlış yaparak anlatmak olur. Dürüst olanları tenzih ederken, suizandan da Allah’a sığınırız.
Afyon, çok faydalı şifalı sularının yanında doğası ve özellikle tarihte yolculuk yapmanızı sağlayan Frigya Vadisi’yle çok güzel bir şehrimiz. Güzel vakit geçirdiğimiz çok da güzel arkadaşlarımız var. Bunların yanı sıra sucuğu, süt ürünleri, mercimekli bükmesi, haşhaşı, kaymağı ve patatesiyle meşhur olmuş bir şehrimiz ama -gönül ister ki- biraz önce bahsettiğim bu tür durumlarla sadece Afyon’da değil hiçbir şehrimizde karşılaşılmasın. Çünkü biz, elhamdülillah, Müslüman’ız ve “Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tacir, nebiler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” buyuran bir Peygamber (s.a.v.)’in ümmetiyiz.
İnsan bu örnekleri görünce Muhammed İkbal’in şu sözlerini düşünmeden edemiyor:
“Müslümanların yeniden Müslüman olması lazım.”
Raziye SAĞLAM
Yazar
Sosyal medyada, genç bir Amerikalı kadın doktor ağır yaralı bir Gazzeli çocuğa gözyaşları içinde “Nefes aldığım sürece sizin için, Gazze için savaşacağım. Çünkü bu adil değil.” diyordu. Çocuğun vücudu...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Geçtiğimiz nisan ayında ilk umre yolculuğumuzu yaptık. Yakın bir akrabamın bir tur şirketi var. Birden karar verip onu aradık ve sağ olsun, bize biraz da kolaylık göstermesiyle yola çıktık. İlk durağı...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;Orman yangınından kurtulan dostlarımız Kadife Kuyruk, üç geyik kardeş, kaplumbağa ve sincaplar için çiftlikte yer yapıldı. Yangından kaçarken yaralanan geyik tedavi edildi. Öme...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Bir süredir İsveç Göteborg’dayım. Soğuk ama temiz havası, geniş cadde ve sokakları, yemyeşil ormanları ve kıyılarında çöp yığınları olmayan sayısız gölleriyle, daha önce de birkaç kez bahsettiğim gibi...
Yazar: Raziye SAĞLAM