Ankara’ya Taşınınca
Kudüs’ün tarih kokan sokaklarında, taşlar arasına sıkışmış bir hikâye vardı. İrem ve Harun, babalarının işleri sebebiyle Ankara’ya taşınmışlardı. Değişim, hayatlarının her alanına yayılmıştı. Okulları, evleri, arkadaşları, hatta sabahları lokum, şeker ve çikolata aldıkları bakkal bile değişmişti. Yeni başlangıçlar, umutla dolu ama bir o kadar da korkutucu olabilirdi.
Bir sıcak yaz günü, anneleri İrem ile Harun’u ekmek almaları için bakkala gönderdi. O sırada, bakkalın önünde bir çocuk bekliyordu. Yüzünde umutsuzlukla karışık bir gülümseme vardı. İrem ve Harun, onun adının Ali olduğunu öğrendiler ve ona neden beklediğini sordular. Ali, yarım yamalak bir Türkçeyle, kardeşlerinin evde ekmek beklediğini ve yiyecek bir şeylerinin olmadığını söyledi.
O gün, İrem ile Harun’un yüreği sıcacık bir merhametle titredi. Ellerindeki ekmekleri, Ali’ye uzattılar. Eve döndüklerinde anneleri, yaptıkları iyiliğin değerini anladı ve gururla onları övdü. Akşam babaları da çocuklarının yardımseverliği karşısında gururlanarak onları kucakladı.
O gece, İrem ve Harun’un rüyaları, uzak diyarlara yolculuk etti. Kudüs’ün tarihî sokaklarında dolaştılar, Mescid-i Aksa’nın altın ışıklarında kayboldular. Rüyalarında, kalpleri sevgiyle dolu, barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünya gördüler.
Bu olay, İrem ile Harun’un hayatında dönüm noktasıydı. Artık her ikisi de sahip oldukları nimetlerin değerini daha iyi anlamışlardı. Paylaşmanın, sevginin ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu kavramışlardı. Bu küçük hikâye, büyük bir gerçeği gösteriyordu;iyilik, küçük bir eylemle bile dünyayı değiştirebilirdi.
Zamanla, İrem ile Harun’un mahallelerindeki değişim yavaş yavaş kaybolurken, kalplerindeki bu anı hiç solmadı. Her zaman, yardımlaşmanın, sevginin ve kardeşliğin ön planda olduğu bir dünyayı hayal ettiler. Belki de bir gün, bu hayal gerçek olur ve tüm dünya, İrem ile Harun’un yaşadığı gibi, birlik ve barış içinde yaşar.
Erbay KÜCET
YazarMarmara Bölgesinde Karadeniz’e sahili ve kıyısı olan, Sapanca Gölüne sahip, dere ve akarsuların merkezi ve yeşilin cenneti olan Sakarya, coğrafi konumu, güzel lezzetleri ve muhteşem doğasıyla ülkemizi...
Yazar: Yusuf HALICI
Kudüs'te, sabahın ilk ışıkları eski taş döşeli sokakları usulca selamlıyordu. Hava serindi, sessizliği yalnızca uzaklardan gelen ezan sesi delip geçiyordu. Rıza, her zamanki gibi, bu çağrıyı duyduğund...
Yazar: Erbay KÜCET
Yasin ile Burak, yaz tatillerinde güneşin batışına kadar süren top oyunları ve gecenin geç saatlerine kadar devam eden koşuşturmacalarla tanınırdı. Ancak bu yaz, onlar için oldukça farklı bir başlangı...
Yazar: Erbay KÜCET
Şam şehri yakınlarında üç yıl süren bir kuraklık olmuş. O yıllarda, başta buğday olmak üzere, hiçbir ürün yetişmemiş. Açlık ve gıdasızlıktsan ölenlerin sayısı her geçen gün artınca, çölde yaşayan aile...
Yazar: Sırrı ER