Kitaplarım
Şimdi yaşım ilerledi artık. Daha ilkokula gidiyordum o günlerde. Yıl 1968 olacak. Bahara yakın günlerden birinde Malatya’da lise müdürü olan Erhan Dayım okuluma posta ile klasik bir öykü kitabı göndermişti. Nasıl sevinmiştim. İlk kitabımdı bu benim. Defalarca okumuştum.
Daha sonraki zamanlarda elime geçen para ve harçlıklarla öykü kitapları almaya başladım. Yüksekokulu okumak için yaşadığım ilçeden ayrılarak gittiğim kentte kitap evlerinden bir çanta dolusu klasiklerden roman, şiir, öyküsü kitapları almıştım. Bunların içinde basım tarihi 1940 olan, ikinci baskısını yapmış kitaplar da vardı. Kitapları okudukça felsefeye de merakım artmıştı.
Okul bitip de, İstanbul’a taşındığımızda bir şirkette çalışmaya başladım ve ilk aylığımla da odanın bir duvarını kaplayacak uzunlukta ve tavana kadar yükseklikte meşe kaplı bir kütüphane yaptırdım. Bütün kitaplarımı içine yerleştirdim.
Her maaşımı alınca da birkaç kitap alıyordum ve arkadaşlarım da sevineceğimi bildiklerinden her yıl doğum günü armağanı olarak kitap hediye ediyorlardı. Çok titizdim; elime bir mendil alarak, terletmeden kitapları okuyordum. Kitaplar, yarım asrı geçmesine rağmen hala pırıl pırıl, kırışıksız ilk günkü gibi yeniydi.
Günler, aylar ve yıllar geçtikçe kütüphanemdeki kitaplar çoğalıyordu. Her yıl kitap fuarına gidip ünlü yazarların imzalı kitaplarını alıyordum. Kütüphanedeki raflarda kitaplardan yer kalmamış sayısı bin küsur olmuştu. Kendi yazdığım mizah öyküsü kitaplarımda var. İki yılda bir kitap çıkarıyorum. Eşim öğretmen; onun da kitapları var. Kütüphane artık yetmiyor.
Bu arada evimiz kentsel dönüşüme girdi. Şimdi başka bir yerde oturuyoruz. Önceki evimiz üç oda bir salon olup, odanın birinde kütüphane vardı. Şimdi yapılan iki oda, bir salon; kütüphaneye yer yok. Odanın birine koysak bile daha küçük bir kütüphane yaptırmak gerekir.
Çok düşündüm, karar vermek zor oldu, çağırdım bir sahaf, bütün kitapları verdim. Kütüphaneyi de elden çıkardım. İçim buruk ve bir boşluğa düşmüş gibi oldum. Umarım, kitaplarım kıymetini bilecek insanların eline geçer. Bir yıl oldu, hala kütüphanemi ve kitaplarımı arıyorum.
Erdal KARASU
YazarÇeşit çeşit renkleri, kokuları, doyumsuz güzellikleri ile evlerimizin, bahçelerimizin en değerli süsüdür çiçekler. Çiçekler adına şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiş, türküler söylenmiştir. Kimi za...
Yazar: Erdal KARASU
Filmlere, şarkılara, şiirlere, romanlara ve aklımıza gelebilecek her türlü sanat eserine ilham kaynağı olacak kadar büyüleyici bir güzelliğe sahip şehirdir İstanbul… Yüzyıllara dayanan geçmişiyle fark...
Yazar: Erdal KARASU
Millî birlik ve beraberlik, millet fertlerinin bir arada yaşaması ve bütünlüğüdür. Birlik ve beraberlik; saygıdır, sevgidir, paylaşmadır, hoşgörüdür, kardeşliktir, adalettir, eşitliktir, dayanışmadır,...
Yazar: Erdal KARASU
Kış mevsiminin gelmesiyle uykuya yatan tabiat, bahar mevsiminin gelmesiyle de güneş yüzünü gösterir göstermez uykudan uyanır, ağaçlar yapraklanır, çiçek açar, kokuları etrafa yayılır, kuşlar cıvıl cıv...
Yazar: Erdal KARASU