 
                EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR
Değerli anne babalar;
Sizlere dede, baba ve eğitime yıllarını vermiş emekli bir öğretmen olarak seslenmek istiyorum. Geleceğimiz olan yavrularımızın benim ifademle çiçeklerimizin iyi bir eğitim alması, yararlı bir insan olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ama bir türlü istediğimiz sonucu alamıyoruz. Çocuklarımızla ilgili olumlu düşüncelerimiz olmasına rağmen, onları yetiştirirken bir takım problemlerle karşılaştığımızın nedenlerini hiç düşündük mü?
Bütün anne ve babalar çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek ister. İş uygulamaya gelince durum değişir. Bazı aileler çocuğuna ne kadar çok maddî imkân sağlarsa, onların o oranda mutlu olacaklarını zannederler. Oysa gerçek biraz farklıdır. Çocuklarımızın mutluluğu onlar için harcadığımız para ile değil, onlarla birlikte geçirdiğimiz zamanla doğru orantılıdır. Onlarla geçireceğimiz zamanı artırıp parayı azaltmakla işe başlamaya ne dersiniz?
Çocuklarımıza çok değer verdiğimiz halde neden düşüncelerimizden faklı bir şekilde yetişiyorlar? Bu durumda ne yapmalıyız? En başta başarıya giden yolun anne baba ve çocuk ilişkisinden geçtiğini söyleyebilirim. O halde gelin bu ilişkilere bir göz atalım.
Acaba aile çocuk ilişkisindeki önemli noktaları biliyor muyuz? Hemen hemen herkesin söylediği bir söz var, eğitim ailede başlar diye. Çok doğru bir sözdür. Aile içinde çocuğumuza birçok beceriler kazandırmak için çalışıp çabalıyoruz. Ama bunu nasıl yapıyoruz. Her anne-babanın hayali çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmektir. Çocuklarımızın başarılı olmasını isteriz. Aslında yaşam içinde her şey başarı değildir. Önemli olan çocuğun içinde yaşadığı dönemi nasıl yaşadığı ve nasıl bir kişiliğe sahip olacağıdır.
Çocuklar ailesinden ne görürse aynen onu yansıtır. Tıpkı birer ayna gibi. Aile çocuğuyla iyi bir iletişim kuramazsa çatışmalar başlar. Sağlıklı bir eğitim vermek dolayısıyla da sağlıklı bir kişilik kazandırmak ilk hedef olmalıdır. Anne babanın iyi niyetli olması yetmemektedir. Anne baba yanlış yöntem kullanırsa bütün emekler boşa çıkacaktır. Sağlıklı iletişim kurmanın alfabesi çocuğu tanımak, ona ve ihtiyaçlarına saygı duymaktır. Etkili iletişim kurmak istiyorsak ona gereken değeri vermeli, çocukla aramızda sevgi köprüsü kurmalıyız.
Eğitime çocuğunuzu tanıyarak başlamalıyız. Çocukların beden ve duygu gelişimleri göz önüne alınmadan yapılacak bir eğitimin yararı olmayacaktır. Çocukların ergenlik dönemi özelliklerini bilmeden¸ duygu dünyalarını tanımadan iletişim kurmak boşunadır. Empati yapmadan, yaşadıkları olaylara zamanla onların gözünden bakamıyorsak onları hangi oranda anlayıp sorunlarına yardımcı olacağız.
Her anne baba çocuğundaki bedensel gelişimleri bilmek ve onu anlamak zorundadır. Bunlar yapılmadığı zaman kuşak çatışması mı dersiniz her ne derseniz deyin problemler çözülemez hale gelecektir. Tabii ki bu sadece anne-babanın empatisiyle değil¸ gencin de olaylara anne babasının gözüyle bakmasına bağlıdır.
Duygu gelişim özellikleri bilinmeden yapılmaya çalışılacak iletişim pek olumlu sonuç vermeyecektir. Gelecekle ilgili, sosyal yaşamla ilgili, aile ve arkadaş çevresiyle ilgili kaygılar bilinmediği ve de paylaşılmadığında kurulacak iletişim hüsranla bitecektir. Genç, dönemi gereği itirazcı, eleştirici bir tutuma girebilir. Bu durumda anlayış, sabır, tatlı dil ve güler yüzle ikna metodu kullanılmalıdır. Öğüt yerine dinleme ve paylaşım. Zor olmasa gerek.
Aileler çocuklarıyla sıkı bir ilişki içine girmeli, gencin tepkili ve çelişkili davranışları karşısında soğukkanlı olabilmelidirler. Başta kurallar birlikte konulmalıdır. Herkesin buna uyması gerektiği belirtilmelidir. Gencin her istediği yapılarak her şeyi alttan alma kısa süreli yararlı görünürse de bu tutum sakıncalıdır. Genç, bir yandan her ne kadar annem¸ babam her dediğimi yapsın derse de bir yandan da frenlenmesini, engellenmesini bekler. Burada anne ve babaların dikkat etmeleri gereken önemli husus konulacak kuralların uygulanabilir olmasıdır.
Gençle sürtüşmeye girmek, söz ve davranışlarını sürekli eleştirmek anne-babanın otoritesini zayıflatır. Her ailede ufak tefek sorunlar olacaktır. Bunlar büyütülmemeli, gündemde fazlaca tutulmamalıdır. Gence yapılacak en büyük yardım onu anlamak, her zaman yanında olunduğunu hissettirmektir. Kişiliğine, görüşlerine değer vermek, aile ile ilgili kararlarda görüşlerine başvurmak, öğüt vererek değil örnek davranışlarda bulunmak daha yararlı olacaktır. Yaşlı büyüklerimiz adeta bir tecrübe yumağıdır. Onlardan faydalanmasını bilelim. Rabb’im, bizlere mutlu ve huzurlu bir aile hayatı versin. Âmin...
Ali ÖZKANLI
Yazar 
                                    Eğitimciler olarak eğitim alanında yapılan en son gelişmelere göre kendimizi sorguluyor ve şu sorulara cevap buluyor muyuz? Eğitimci o...
Yazar: Ali ÖZKANLI
 
                                    Gerçek öğretmen; yürekleri ısıtan, gönülleri aydınlatan güneşe benzer. Sevgi dolu yüreği, güler yüzü ve güzel sözüyle gönülleri fetheder. Tatlı dili ve maharetli elleriyle kalplere sevgi tohumları eke...
Yazar: Ali ÖZKANLI
 
                                    Değerli eğitimciler ve sevgili anne-babalar. Geleceğimiz olan çocuklarımızın dünya ve âhiretini kurtarmak istiyorsak gelin elimizi taşın altına koyalım ve onları en güzel şekilde yetiştirelim.Güller u...
Yazar: Ali ÖZKANLI
 
                                    Değerli okuyucularım. Ömrü eğitim ve öğretimle geçmiş, kırk yıldır yazan ve konuşan bir eğitimci olarak yeni bir eğitim-öğretim yılına başlarken bilgi, birikim ve tecrübelerimiz ışığında değerli anne ...
Yazar: Ali ÖZKANLI
 
        