SULTÂN-I SÂNİ ABDÜLHAMİD HAN
Bir şiire sığar mı otuz üç sene? Yazılmamış destan Abdülhamid Han… Böylesi bir güneş doğar mı yine? Sıyrılmamış pustan Abdülhamid Han… Kılıç gibi kullanırmış kalemi, Bir teselli edebilsem kulemi! Sen gittin gideli İslam âlemi, Kurtulmuyor yastan Abdülhamid Han… Şaşkın millet kaç adama yaslana? İşlemeyen pusat, kında paslana, Üç kıtada güç yetmeyen aslana, Giydirilmez fistan Abdülhamid Han… Şaheserler yaptın, ah neler neler! Hicaz demir yolun kalbimi deler, ‘Hal’ sonrası çok bozuldu dengeler, Herkes oldu mestan, Abdülhamid Han… Meclisleri açmış, hanca söylemiş, Ne ihanet etmiş, ne de hak yemiş, Osmanlıya ömür feda eylemiş, Çıkar bin bir roman Abdülhamid Han… Boş durmadı Abdülaziz devrinde, Bütün devler dize geldi önünde, Mutlak hâkimiyet, buhranlı günde, Dimdik mührü zaman Abdülhamid Han… Hem doğuya, hem batıya uzandı, Savaşları zekâsıyla kazandı, Resule âşıktı, Rab’be dayandı, Derviş Âli Osman Abdülhamid Han… Yahudi’nin sinsi oyunu sönmüş, Duyunun borçları zemine inmiş, Ceddine hürmetle Söğüt’e dönmüş, Türklere son liman Abdülhamid Han… İnci gibi dizdi kaç yüz okulu, Dört bir yanda zümrüt etti çakılı, Tıp, ticaret, güzel sanat akılı, Bir deha, dört lisan Abdülhamid Han… Müminleri vakar ile saf edip, Zalimleri iman ile def edip, ‘Katli fermanları’ bile af edip, Hep vermiştir eman Abdülhamid Han… Japonya’dan gelir ‘Ertuğrul’ sesi, Yedi-sekiz Hasan, Çorum’da fesi! Hasta hane, kütüphane çeşmesi, Her ilde bir meydan Abdülhamid Han… Muhalifler bile döndüler sana, Birlik-beraberlik ufuktur bana, Toprağını değişmedin altına, Yarınlara ferman Abdülhamid Han… Galip Allah dedi: Düşmedi gama! Bin beş yüz eseri fotoğraf cama, El Muazzam, El Muzaffer daima, En son ulu Hakan Abdülhamid Han… Emsalsiz bir arma, yıldızlı saray, Denizaltı, uçak… Hiç batmayan ay, Beytullah’ta bir say, Medine’de ray, Halife, hanedan Abdülhamid Han… Piyanosu, tambur, bendir, rebabı, Zirvededir hafiyelik kitabı, Göz nuruyla konuşturmuş ahşabı, Sanatkâr bir insan Abdülhamid Han… Yetmiş altı sene rahat yatmamış, Altın arabada keyif çatmamış! Abdestsiz evraka imza atmamış, Samimi Müslüman Abdülhamid Han… Kolay değil, üç kıtanın imârı, Kara, demir yolu, köprüsü, garı, Çanakkale zaferinin mimarı, Büyük bir kahraman Abdülhamid Han… Kaldırdı devletten nice kamburu, İttihat tertibi, avcı taburu, Sürgünde de oynamadı mağduru, Kaç asırlık umman Abdülhamid Han… Celil âciz kalmış, kelam tekliyor, Mahcup duasına O’nu ekliyor, Türbesinde hâlâ bizi bekliyor, Cennetmekân Sultan Abdülhamid Han…
Halil GÖKKAYA
Şair-Eşim, Hekim Fatma K. G.’ ya-Bu nasıl bir fasl-ı kader,Şam’daydın, Samsun’a gittin?Soyun Ebu Bekr’e erer,Ak Şeyhimiz, Akşemseddîn…Çalışkanlık, ilim sende,Üstün zekâ, bilim sende,Hâfız oldun yedisinde,...
Şair: Halil GÖKKAYA
Masalsı bir küçük evde,Yaşar o Bosna’lı çocuk.Her gün babanın peşine,Düşer o Bosna’lı çocuk.Masada o resim durur,Düşlerinde bir yer bulur,Arda olur, Tuna olur,Taşar o Bosna’lı çocuk…Uyanır sabah yelin...
Şair: Halil GÖKKAYA
Cepheye yürüyen şanlı yiğitler, Dağların burcunda şafak oldular. Can yükünden kurtulunca şehitler, Göklere yükselip bayrak oldular. Gaza meydanında volkandı onlar, Tarihe can veren destan...
Şair: Bestami YAZGAN
Beni çölden çöle salmış,Sen’in aşkın, Sen’in aşkın...Titreyen rûhumu almış,Sen’in aşkın, Sen’in aşkın...Sana ermek bize nîmet,Sana cennet bile hasret!Olmuş Âlemlere Rahmet,Sen’in aşkın, Sen’in aşkın.....
Şair: Halil GÖKKAYA