Ne Kadar Olgunuz?
Ah! Kendimiz olabilsek…
Ah! Kendimizi kasmadan dünyamızı kurabilsek...
Finlandiya’da yaşayan bir dosttan…
Finlandiya’da yaşıyorum. Burada insanların yaşam standartları genel olarak oldukça iyi. Yoksul insanlara rastlamak çok zor. Alkol veya narkotik madde ya da kumar gibi bağımlılığı olmayan biri kimseye muhtaç olmaz. Gerekirse devletten barınma ve geçinme desteği alır.
Buna rağmen ne gıdalar ne de eşyalar mümkün olduğunca israf edilmez. Çok gerekli olmadıkça bir şey satın alınmaz. Bir şeye ihtiyaç kalmamışsa ya ihtiyaç duyabilecek birine verilir ya da ikinci el mağazalarında ya da internetten satılır.
Mesela çocukları olan bir aile, ne kadar varlıklı da olsa, ikinci el kıyafet alır. Bir yıl sonra küçülenleri satar ve yeniden ikinci el kıyafet alır. Bazen bir şey almayacak olsa bile bitpazarında dolaşmaktan hoşlanır. Bu arada Fincede “kirppu” bit, “tori” ise pazar demek.
Aynı bizdeki gibi bitpazarı dedikleri “kirpputori”den giyinmek hiç gocunulacak bir şey değildir. Aksine, sizin sınırsızca tüketim çılgınlığından imtina edecek entelektüel seviyede olduğunuzu ve alçakgönüllülüğünüzü ortaya koyar.
Burada, gösterişli arabalar ve gösteriş düşkünlüğü yadırganır. Belki de soğuk iklim yüzünden gösterişli giyinen birine pek rastlamazsınız. İnsanlar, iklime uygun ve rahat şeyler giyerler. Mesela yazın naylon terlikle gezen insanlar görürsünüz. Çünkü naylon terlikle plaja da gidersiniz, alışverişe de tiyatroya da. Kolayca yıkanır, kolayca kurur. Kimse sizi yadırgamaz, ayıplamaz. Bir öğretmen de derse terlikle gelebilir hatta terlikleri de çıkarıp hoşlanıyorsa yalınayak ders anlatabilir.
Ve artık terliklerini kullanmak istemiyorsa çöpe atmaz. 1 Euro’ya satabilir. O bir Euro’ya ihtiyacı olduğundan değil, terliğin ona ihtiyacı olan birini bulması için. Eğer bu terlik kullanılamayacak kadar eskimişse de geri dönüşüme atar ki doğayı kirletmek yerine yeniden bir ihtiyacı karşılayabilecek bir şeye dönüşebilsin.
Matematik dünyası dergisinde okuduğum bir şeyi de paylaşıp bitireceğim: Bir okur, soru köşesine “Neden matematikçiler hep eskimiş gömlekler giyerler?” diye bir soru göndermişti. Dergi editörü de henüz bitmemiş bir gömleği neden atsınlar ki diye cevap vermişti.
Kimin ne diyeceğine takılmayıp üzerinde yaşadığımız gezegene saygı duyarak yaşayalım.
Ne kadar az satın alıyorsak o kadar olgunuz. Ne kadar az çöp atıyorsak o kadar olgunuz. Emek verilerek üretilmiş her şey değerlidir. Fazla tüketilen her şey gelecek nesillerin hakkıdır.
Saygılar ve sevgiler...
Ayşe Gül PINAR
YazarEvi terk etmeye karar vermişti.Babasının “Diş fırçalarken suyu açık bırakma!”“Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık!”“Makası neden yerine bırakmıyorsun?” gibi ikaz ve söylemlerine dayanamıyord...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Hz. Berâ (r.a.) Medineliydi. Babası da Müslümandı. Kendisi küçük yaşta Müslüman olmuştu.Berâ (r.a.), İslâm davasının kahraman bir mücahidiydi. Uhud Savaşı’ndan itibaren Peygamberimiz (s.a.v.)’le birli...
Yazar: N.Nida DURAN
Allah’ın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir:“Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beş...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Elma, besleyici içeriği ve sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle "mucize yiyecek" olarak adlandırılan, en sağlıklı meyveler arasında yer alır. Tam bir vitamin ve mineral deposu olan elma, sağlıklı bir ...
Yazar: Ayşe Gül PINAR