Âdâb-ı Martı
“Dalgalandı birden suskun deniz...” diye havalı bir giriş cümlesi sanırım iyi olur yeni yazım için...
“Az önce kocaman bir yük gemisi geçti, fark etmedin mi?” dedi yanıma konan beyaz tüylü kırmızı gözlü martı.
“Yazmaya çalışıyorum. Sen fark etmedin mi?”
Geveze martı şiirsel girişimi mahvettiğinin farkında değildi. Ve bunun benim canımı birazcık sıktığını da...
“Niye yazıyorsun, neyi yazıyorsun?”
“Toplumda uyulması gereken kuralları yazacağım ve sen şu an bu kurallardan birkaçına uymuyorsun!”
“Mesela?”
“Mesela, yazısını bitirmek için sakin bir deniz kıyısını tercih eden yazarları rahatsız etmemelisin.”
“Sen uçmak nedir bilir misin, yazar?”
“O da nerden çıktı şimdi martı?”
Kanatlarını sonuna kadar açıp bana hava atmasaydı geveze ve şirin bir martı olduğunu düşünmek üzereydim. Ama o hareketten sonra geveze ve kendini beğenmiş bir martı olduğunu düşündüm.
“Uçmak da bizim uymamız gereken bir kural. Kuşuz ya ne de olsa.”
“Tamam, ama ben kuşların değil insanların uyması gereken kurallardan bahsetmeliyim. Hem ben kuşların uçmak dışında pek de bir şey yaptığını sanmıyorum.”
Ben böyle söyleyince havalı martı bulutlara kadar gidip geldi ve afili bir inişle yanımdaki küçük kayaya kondu.
“Bence sen kuşları hiç tanımıyorsun!”
“Olabilir. Hem tanımasam bile bunu böyle kabaca söylememelisin. Kendini tanıtmak güzel bir inceliktir. Ayrıca adab-ı muaşeret kurallarının başında gelir. Kendini güzelce tanıtırsın sonra da karşındakinin tanıtmasını beklersin. Bence hoş bir tanışma biçimi.”
“Tamam, o hâlde, yarın sabah tekrar geleceğim ve hoş bir tanışma gerçekleştireceğiz. Anlaştık mı yazar?”
“Anlaştık martı. Şimdi izin verirsen yazımı bitireyim. Çünkü güneş batmak üzere ve karnım zil çalıyor. Belki balık ekmek yemeye giderim.”
“Balık mı? Bak şimdi benim de karnım da ziller çalmaya başladı. Hadi gittim görüşürüz!”
“Vedalaşırken böyle pat diye gitmemelisin...” demek üzereydim ki arkasına bakmadan uçup gitti. Neyse onu da yarın anlatırım artık. İyisi mi şu yazımı bitireyim yoksa balıksız balık ekmek yemek zorunda kalacağım.
Seda BAYRAK DURGUT
Yazar
Anneciğim,Seni gördüğüm zamanYanağımda güller açar.Afrikalı kardeşlerimin yanağıNiçin solgun anneciğim?Annelerini mi almışlar?Anneciğim,Beni öptüğün zamanYanağımda güller açar.Afrikalı kardeşlerimNiçi...
Şair: Bestami YAZGAN
Kahramanmaraş, adı gibi kendisi de, insanı da güzel olan şehir. Hem kültürel anlam da hem de mutfağı ile oldukça zengin bir şehir. Maraş Kalesi’nin ön kısmında yazan ‘Maraş bize mezar olmadan, düşmana...
Yazar: Yusuf HALICI
Nezaket, toplum içinde nasıl davranılması gerektiğini anlatan kurallardır. Yazılı kurallar değildir ama herkes bu kurallara uyarak toplumda huzur ve güveni oluşturur. Tavır, duruş, konuşma ve beden di...
Yazar: Erdal KARASU
Annesi ve babasıyla deniz kenarında yaşayan sarı saçlı bir çocukla tanışmıştım. Annesi her gün masallar okurdu ona. Ben de uzaktan onları izlerdim. Okuduğu masallardan birindeki çocuk, kâğıda minik se...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT