Dünyevî Beklenti Olmayan Bir Duygu: Sevgi
İnsanın sağlıklı gelişimi ve eğitimi için sevgiye ihtiyacı vardır.Nasıl ki yeme-içme ve hava insanın fiziksel varlığını sürdürebilmesi için lazımsa aynı şekilde manevî yani ruhî varlığının devamı için de sevgiye ihtiyaç duyar. Sevgi dolu bir ortamda büyüyen çocuklar karakter, zekâ ve yetenek bakımından daha sağlıklı olarak gelişim gösterirler.
Sevgiden mahrum aile ortamında kalan çocuklar ise, bencil, duygusal hâlleri yeterince gelişmemiş özellikler gösterirler.Sevgi, çocukların dil gelişimi ve diğer insanlarla olumlu iletişim kurabilmelerine de olumlu katkı sağlamaktadır.
Sevginin kalıcı bir huy olabilmesi,karaktere dönüşebilmesi davranışlarımıza yansıması gerekir.Sevginin, söz veya davranışlarla gösterilebilen kendine özgü bir anlatım dili vardır. Bu dile, sevgi dili denilmektedir. Sevgi dili,samimi, sıcakkanlı, sempatik ve muhatap üzerinde olumlu izlenimler bırakan özellikler taşır.
Sevgi, toplumsal ilişkilerde insanları yakınlaştırır. İnsanları birbirinden uzaklaştıran engellerin ortadan kalkmasını sağlar. Sevgiyi özümseyen insan, ilgi göstermeyi ve iyilik etmeyi öğrenir ve tatbik eder. Sevgi duygusu insanı ayrılık ve yalnızlıktan kurtarıp korur.
Sevgi, toplumsal ilişkilerde, uzlaşma, anlayış, yardımseverlik, fedakârlık gibi birçok olumlu değer ve davranışların ortaya çıkmasına ve olgunlaşmasına katkıda bulunur. Aynı zamanda sevgi güven, dostluk, sempati gibi duyguları besler.
Sevgiyi değerli ve anlamlı hâle getiren özellik, kişisel bir menfaat veya dünyevî beklentiyi hesaba katmadan yaşanması, Allah rızasından başka hiçbir karşılık beklenmemesidir. Çünkü sevgi, menfaat elde etmek için değil Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için olduğunda bir anlam ve değer taşır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu sebeple; “Amellerin en faziletlisi sevdiğini Allah için sevmek ve sevmediğine Allah için buğz etmektir.”,“(Şu) üç özellik kimde bulunursa o kimse imanın lezzetini tadar: Sevdiğini yalnızca Allah'ın rızası için sevmek, Allah ve Rasûl’ünü başka herkesten ve her şeyden daha çok sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli olarak görmek.” buyurmuştur.
Allah için seven, sevilen insanlar olmak için bu manevî değerlerimizi öğrenip, hayatımıza uygulamalıyız. Yunus Emre ne güzel söylemiş; “Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.”
Editör
YazarMelekler, Allah’ın nurdan yarattığı varlıklardır. Onlar ne yemek yer ne de uyurlar. Yorulmazlar ve hastalanmazlar. Allah onlara istediği kadar ömür verir. Hem yerlerde hem de göklerde her yerde buluna...
Yazar: Editör
İstanbul’un Üsküdar semtindeki Özbekler Tekkesi kanalıyla Anadolu’ya geçen Halide Edip, Şeyh Ata Efendi ve tekkesinin, Milli Mücadele’deki hizmetleri hakkında şu heyecan verici hatırasını naklediyor:K...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Kur’an-ı Kerim ve hadislerde melek inancı, İslam’ın temel inanç esaslarından biri olarak çok açık bir şekilde belirtilmiştir ve iman şartları arasında ikinci sırada yer alır. Tarih boyunca hemen her t...
Yazar: Editör
Kültürümüzde bahar ve çiçek; genellikle yenilik, tazelik, doğanın uyanışı ve hayatın yeniden canlanması gibi temalarla ilişkilendirilir. Bahar, kışın zorluklarından sonra gelen ferahlık ve tazelik anl...
Yazar: Editör