Mahalle Maçı
Okuldan gelince hemen ev ödevimi yapmıştım. Verilen ödevi bir an önce bitirmezsem rahat edemiyordum. Kapının zili çaldı. Baktım arkadaşım Fatih kapının önünde. Nefes nefese kaldığına göre bizim eve kadar koşarak gelmişti anlaşılan:
–Haydi hazırlan, gidiyoruz, dedi.
– Hayrola, nereye gideceğiz?
– Nereye olacak, top oynamaya. Arkadaşlar karşı mahalleyle maç almışlar, bizi bekliyorlar...
– Hemen geliyorum!
Bu maç haberine sevinmiştim doğrusu. İçeri girip anneme haber verdim. Hemen eşofmanımı ve spor ayakkabılarımı giydim, beni dışarıda bekleyen Fatih’in yanına çıktım. Top sahasına kadar koşarak gittik. Bizim gitmemizle birlikte maç başladı. Karşı takımın sahasında oynuyorduk.
Karşı takımın oyuncuları bizden daha büyük ve cüsseliydiler. Bir türlü istediğimiz oyunu tutturamadık ve farklı bir skorla yenildik. Yorgun ve üzgün olarak evimize döndük. İçeri girdiğimde annem yemek hazırlıyordu. Beni görünce:
– Toz toprak içinde kalmışsın oğlum. Hemen elini yüzünü yıka, baban işten gelince seni böyle görmesin. Yenildiniz galiba, suratın asık…
Akşam babam işten döndüğünde annem hemen sofrayı hazırladı. Babam az bir şey yemiş, “Ben yorgunum, canım istemiyor.” deyip içeri odaya yatmaya gitmişti. Biz salonda annemle televizyon seyrettik.Sabahleyin annemin beni çağıran sesiyle uyandım:
– Ömer, kalk oğlum, okula geç kalacaksın!
Uykulu gözlerle etrafa baktığımda ilk dikkatimi çeken şey, benden önce kalkmış olan babamın bana gülümsemesi oldu. Yanıma gelerek:
– Hayırlı sabahlar küçük bey, dedi. Kahvaltı yapmak istiyorsan daha çabuk olmalısın.
Hemen kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Babamı neşeli gördüğüm için sevinmiştim. Kahvaltıdan sonra babamla birlikte çıktık. Fatih’in babası Rüstem Amca’yla karşılaştık. “Hayırlı sabahlar!” diledik. Rüstem Amca bana:
– Dünkü maçta çok gol yemişsiniz Ömer, dedi. Suç sizde, kendinizden büyüklerle niçin oynarsınız?
– Bir gün biz de yeneriz Rüstem Amca, dedim.
– Fatih kapıda seni bekliyor, dedi.
“Bu yenilgiden neden benim haberim yok?” dedi babam.
“Akşam işten gelince hemen yattın, söyleyemedim.” dedim.
Babam yüzümü öptü, cebime hatırı sayılır bir harçlık koydu, ayrıldık.Fatih ile birlikte okulun yolunu tuttuk. Her gün gittiğimiz bu yolu iyi biliyorduk.Rüstem Amca’nın ve babamın bizim maçımızla ilgilenmesine hem şaşırmış hem de sevinmiştim.
Sırrı ER
YazarAile hayatına doğup oradan başlayan ömrümüz kendi akışı içerisinde sürer gider. Bebek olarak gözümüzü açtığımız yuvamızda zamanla adımız değişir, görevlerimiz farklılaşır, fizikî olarak büyür ilk foto...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Kitabın adı: İbn-i Sina ve Minik DüşmanlarYazar: Didem DemirelResimleyen: Sıddıka TasaYayınevi: Timaş ÇocukYayın yeri ve yılı: İstanbul/2018Sayfa sayısı: 48Yaş aralığı: 8+İşlenen konular: Okumak, mera...
Yazar: Sait ÖZER
Ortalık şenlenir bahar gelinceÇiçekler yağmurla yıkar yüzünüÇözülür dağların beyaz saçlarıKuş sesleri doldurur her yanıSevgili çocuklar;Sizi bilmem ama ben en çok ilkbaharı severim. Tabiatın yeniden d...
Yazar: Sırrı ER
Her yıl olduğu gibi, eylül ayının yarısı gelince yaz tatili bitmiş ve okullar açılmıştı. Mustafa beşinci sınıfa başlamıştı. Dört yıl ne kadar da hızlı geçmişti. Birinci sınıfa başladığı ilk günler; o ...
Yazar: Sırrı ER