Ubuntu Nedir Bilir misiniz?
Her başlangıç aslında bir 'bitiş'in habercisidir. Baharda çiçekler rengârenk açar, sonbaharla birlikte solar. Solan umutlar değildir asla, onlar yeni baharları, yeni başlangıçları bekler...
Her doğanın öldüğü, her yeninin eskidiği gibi bizim de eğitim öğretim dönemimizin bitmesine sayılı günler kaldı. Sevinçle hüznü bir arada yaşadığımız günleri geçiriyoruz.
Bazı arkadaşlar şimdiden yaz tatili ile ilgili plan ve programlar yaparken, bazıları arkadaşlarından ve okulundan bir süreliğine bile olsa uzak kalacak olmanın üzüntüsünü yaşıyorlar.
Bu durumun farkında olan öğretmenimiz, bizleri biraz olsun sevindirip mutlu etmek için bir şeyler yapmanın gayreti içindeydi. Ve beklenen açıklama okul çıkış zili çalmadan önce geldi:
-Arkadaşlar, bu hafta sonu veda programı olarak pikniğe gideceğiz. Herkes evinde hazırlığını yapsın...
Bu haber bizleri mutlu etmişti.
Beklenen gün geldiğinde okulumuzun yakınında bulunan ağaçlık ve yeşili bol olan piknik alanına gittik. Temiz hava ve kuş sesleri bizden bir yılın yorgunluğunu almak ister gibiydi.
Yapılan iş bölümünden sonra bir süre arkadaşlarla çeşitli oyunlar oynayıp bu anın tadını çıkardık. Bir süre sonra burnumuza gelen güzel kokular acıktığımızı haber veriyordu sanki...
Öğretmenimizin “Haydi çocuklar yemek hazır.” çağrısıyla hepimiz hazırlanan yer sofrasına oturduk.
Besmele çekmeyi unutmamamız gerektiğini biliyorduk. Bir yandan yemek yerken bir yandan da sohbet ediyorduk.
Sofraların kaldırılmasından sonra öğretmenimiz hepimizi yanına çağırdı ve:
-Arkadaşlar, sizinle bir oyun oynayacağız. İlerdeki ağacın altındaki masada meyveler var. Ben “Başlayın!” deyince koşup meyvelere ulaşmaya çalışacaksınız. Birinci gelen arkadaşınız meyveleri yemeye hak kazanacak.
Öğretmenimizin “Başlayın!” işareti ile hep beraber koşmaya başladık. Çok hızlı koşan arkadaşımız Mert yarışı kazanmıştı. Mert yarışı kazanıp meyveleri yiyeceği için sevinirken diğerleri üzgündü...
Gülümseyerek yanımıza gelen öğretmenimizin ağzından, bir ömür unutamayacağımız o sözler dökülmeye başlamıştı:
-Çocuklar bu anlatacaklarımı iyi dinleyin. Afrika'da çalışma yapan bir antropolog (geçmiş ve günümüz topluluklarında yaşayan insanların çeşitli yönlerini inceleyen bilim insanı), bir kabilenin çocuklarına oyun oynamayı önerir ve ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülünün o meyveleri yemek olacağını söyler.
Onlara “Haydi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak.” der.
O anda bütün çocuklar el ele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar.
Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu cevabı verirler:
"Bu 'Ubuntu'dur. Nasıl olur da diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki?...”
Öğretmenimizin anlattıkları bizleri çok etkilemişti. Bir eğitim dönemi içindeki öğrendiğimiz bütün bilgilerin üstünü adeta taçlandıran bir bilgiydi.
Öğretmenimiz, bizlere ömür boyu ışık tutacak, yalnızca kendimizi değil, etrafımızdaki insanları ve hatta canlıları da koruyup gözetmemiz gerektiğini muhteşem bir örnekle adeta hafızamıza nakşetmişti.
Bu günkü en büyük ödülümüzü almıştık aslında...
İyi ki varsınız Öğretmenim... İyi ki...
Esra Elif ŞAHİN
Yazar
Sevgili arkadaşlar, biz insanlar yaratılış olarak kendi kendimize yetebilecek donanıma ve kabiliyete sahip değiliz. Doğal olarak her canlı diğer bir canlıya muhtaçtır.Bir çocuk, anne babasına ve ailes...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Allah'ın rızası için, karşılık beklemeden yapılan her güzel iş iyiliktir, yardım etmektir; her iyilikte ve yardımda hayır vardır.İyilik yapmak ve ihtiyacı olanlara yardımda bulunmak güzeldir. İy...
Yazar: Naciye BEYZA
Sevgili arkadaşlar, insan akıl sahibi, düşünebilen ve öğrenme kabiliyetine sahip bir varlıktır. Öğrenmek insan için vazgeçilmez ve zaruri bir ihtiyaçtır. Ekmek gibi... Su gibi... Hava gibi....
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Millî Mücadele yıllarında Karadeniz’den Ankara’ya tek güvenli ulaşım İnebolu’dan sağlanıyordu. 9 Haziran 1921’de Karadeniz’in bu küçük liman kasabasında yine destansı kahramanlıklar yaşanmıştı. Bugünü...
Yazar: İsmail ÇOLAK