Şiir: Âb-ı Hayât
O yüce Mevlâ’dan aldığım güçle
Her türlü engeli, aşmaya geldim.
Benim öz kardeşim köpüren Dicle
Deli Fırat gibi, coşmaya geldim.
Kavuşmak istersen o büyük üne
Gönül pusulanı çevir o yöne
Şişte kebap gibi ben döne döne
Aşkın fırınında, pişmeye geldim.
Yeşerecek bir gün; güzel tohum ek
Her şeyi yaratan O ise bir tek
Dizimdeki takat kesilene dek
Yılmadan peşinde, koşmaya geldim.
Bunca sitemlerim bildin mi kime?
Yeter ettiklerim kendi kendime
”Kükremiş bir selim sığmam bendime
Yırtarım dağları”, taşmaya geldim.
Ellerin sözüne nasıl da kandım
Çöldeki serâbı su olur sandım
Gönül çırasında fitilsiz yandım
Sonunda susadım, çeşmeye geldim…
Hanifi KARA
ŞairDon Quijote (Don Kişot) deyince genellikle gülümsüyor insanlar… Belki haklılar, çünkü onu anımsadığımızda, hayalperest, biraz da kaçık, yel değirmenlerine karşı kılıç sallayan bir “uçuk” olarak karşım...
Yazar: Selçuk ALKAN
Medreseler Uzun Yıllar İlme Hizmet EtmiştirMedrese “okumak, anlamak, bir metni öğrenmek ve ezberlemek için tekrarlamak” anlamına gelen ders (dirâse) kökünden gelir. Medreseler tarih boyunca İslâm mede...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
“Tuhfetü’l-Fukahâ”, Hanefî fakîhi Semerkandî’nin (ö.539/1114?) bir çalışmasıdır.[1] Semerkandî, bu eseri, Kudûrî’nin (ö.418/1027) “el-Muhtasar” adlı eserini şerh etmek gayesiyle kaleme almış ancak içe...
Yazar: Fatih ÇINAR
Vakit tamam ise, elden ne gelir İşte geldik, gidiyoruz dünyadan. Bahar şöyle dursun, güz geldi geçti Birden solduk, gidiyoruz dünyadan. Her canlı ölümün, acısın tadar Dünya he...
Şair: Hanifi KARA