Bir Kitap: Çılgın Dedemin Zaman Makinesi İstanbul’da

Size tanıtacağım yeni kitabımızda Yavuz’un maceralarını okumaya devam edeceğiz. Hatırlıyorsunuz değil mi Yavuz’u, zaman makinesinin mucidi Yavuz’un dedesi Prof. Akif Yurttançıkmaz’ı, Orhan Abiyi, Pakistanlı ve Afganistanlı bilim adamları Asaf Bey’i ve Emir Bey’i.

Akif Dede’nin yaptığı ve Ertuğrul adını verdikleri zaman makinesi bu kez ekibimizi İstanbul’un Fethi’ne 1453’e götürüyor. O zamanlarda ve oralarda neler mi görüyorlar gelin birlikte takip edelim bu heyecanlı macerayı.

İlk olarak ekibimiz “palabıyıklı, kalın çatık kaşlı, güneş yanığı çehreli” bir adam ile karşılaşıyor. Bu adam bir kaz sürüsünü takip etmektedir. Acaba bir adam niçin bir kaz sürüsünü takip eder ki? Durun durun, merak etmeyin, bu sorunun cevabı kitabımızın ilerleyen sayfalarında karşımıza çıkacak. Meğer Fatih Sultan Mehmet bu palabıyıklı adamı görevlendirmiş.

İstanbul’u fethedecek ordusunun su ihtiyacını karşılayacak bir su kaynağına ihtiyaç vardır ve bu kaynağa onları götürecek de elbette bir kaz sürüsüdür, doğal navigasyon yani.

İstanbul’un fethinde ileri görüşlü, kararlı komutanlar, cesur askerlerin yanı sıra, o komutan ve askerler, manen destek verecek âlimler de önemli görevler almıştır. O manevî mimarlardan biri de Akşemseddin Hazretleri’dir çocuklar. Akşemseddin Hazretleri Fatih Sultan Mehmet’in sağ koludur ve fetihten önce Eyyub El-Ensarî Hazretleri’nin İstanbul önündeki mezarını bularak fethin ilk müjdesini vermiştir. Eyyub El-Ensarî’nin Medine’ye hicretinde Peygamber Efendimiz’i evinde misafir eden sahabe olduğunu sanırım biliyorsunuz.

İstanbul’un Fethi’nde büyük komutan Fatih Sultan Mehmet’in aldığı kararlar çok önemlidir zira onun basireti yani ileri görüşlülüğü fethi hızlandırmıştır. Bu kararlardan biri büyük dedesi Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı’nı (kale) yaptırmıştır, hem de bir öküz derisinin kapladığı alana.

Yine şaşırdınız değil mi, bir öküz derisinin kapladığı alan ne kadar olabilir ki koskocaman kale yapılsın? Fatih Sultan Mehmet, Bizans kralından kendisine bir av köşkü yapacak kadar arazi vermesini ister. Konstantin de Fatih’e bir öküz derisi gönderir ve bu derinin kapladığı alan kadar bir arazi verebileceğini söyler. Fatih, büyük dehası sayesinde öküz derisini çok ince kestirir, parçaları birbirine ekler ve böylece Rumeli Hisarı’nı yaptırır. Onun bu dâhiyane planına düşmanlar bile şaşırmıştır.

Ya gemileri karadan yürüterek Haliç önlerine indirmesine ne demeli. Sanki İstanbul için ilk raylı sistemin de yol göstericisi gibidir Fatih Sultan Mehmet. Bütün bu gayretlerin sonunda İstanbul 29 Mayıs 1453’te fethedilir. Fatih Sultan Mehmet, o büyük komutan İstanbul’daki yerli halkın inançlarına ve yaşayışlarına müdahale etmeyeceği garantisini verir. İstanbul’un yerli halkının yani Müslüman olmayanların Fatih’in bu kararı sonrasında Türklerin adaletine güvenleri daha da artar.

İşte böyle çocuklar. Yavuz ve ekibi İstanbul’un Fethi’ne ve o zamanki olaylara şahitlik ederler. Fetihten sonra da bir müddet daha İstanbul’da kalır. Daha neler neler görürler. Bu maceraları da sizlere bırakalım. Yavuz’un maceralarına ortak olmak isterseniz "Çılgın Dedemin Zaman Makinesi İstanbul’da Bizim İstanbul’umuz" sizleri bekliyor.